Mısır’da yeni sistemin kurulmasına yönelik sürecin son derece sancılı bir aşamaya tırmandığı görülüyor. Rejimin yıkılması sonrasında hızla yeni bir Anayasa hazırlanmış, ardından tartışmalı maddeleri olan bu anayasa referanduma sunulmuş ve gayet tartışmalı bir oranla da kabul edilmişti. Kısacası toplumun geniş kesimleri kendilerine sunulan metin konusunda yeterince ikna olmadan oylamaya zorlanmış ve çıkan sonuç ikna olmayan kesimleri ikna etmeye yetmemişti.
Mursi’ye ve onun politikalarına karşı çıkan kesimlerin talepleri birbirinden oldukça farklı. Diğer bir ifadeyle iktidarın karşısında ciddi bir muhalefet var, ancak bu muhaliflerin itiraz gerekçeleri farklı. Anlaşıldığı kadarıyla Mısır’da yeni sistem oluşturmaya engel oluşturan durum da bu. Muhalefet edenler aynı konulara muhalefet etseler, iş kolay olacak. Sorun farklı talepleri karşılayabilecek bir rejim kurulmasında, ki ona da demokrasi deniyor.
Mısır’ın demokratik bir rejim kurulmasını bekleyenlerin daha epeyce bekleyeceği söylenebilir. Zira demokratik rejimler, anayasa marifetiyle oluşturulan kurumlarla oluşmuyor; biz bunu Türkiye’den biliyoruz.
Artan olaylar
Geçen sene Port Sait ve Kahire futbol takımlarının yaptıkları maçta olaylar çıkmış ve 74 kişi ölmüştü. Bu olayla ilgili olarak 21 kişi hakkında ölüm cezası verildi, sırada yargılanmayı bekleyen 52 kişi daha var.
Mursi yönetimini eleştirenler uzun zamandan beri Tahrir Meydanı’ndaki eylemlerini sürdürüyorlardı. Üstelik bu eylemler Kahire ile sınırlı da kalmıyordu. Port Said, Süveyş ve İsmailiye’de çok sayıda gösteri oluyor ve bu gösterilerdeki şiddet dozu da artıyordu. Futbol faciası sonrasında verilen idam cezaları, bu gösterilerdeki şiddeti körükledi, çıkan olaylarda 30’dan fazla kişi öldü. Çatışmalar, muhaliflerle güvenlik güçleri arasında yaşandı; bunun üzerine Mursi, adı geçen üç kente sokağa çıkma yasağı getirerek olağanüstü hal ilan etti.
Bu uygulama, Mısır’ın ‘eski günlerini’ hatırlattı. Mursi, Mısır uğruna daha fazlasını yapabileceğini beyan etti; bu arada Mısırlılar uğruna ne yapacağı konusuna fazla değinmedi. Mesele daha çok futbol holiganizmi gibi değerlendirildi.
Holiganizm, siyasi ve sosyal tepkilerin en sert dışa vurum biçimlerinden birisidir; yani taraftarlıkla açıklanabilecek bir durum söz konusu değil.
Zor tercih
Muhalif gruplar, inanç ve ifade özgürlükleri konusunda yeni yönetimin beklentileri karşılamadığını ileri sürüyorlar. Ayrıca ekonominin eskiye oranla daha kötüye gittiği, baskının da arttığı söyleniyor.
Mısır’ın çoğulcu ve çoğunlukçu bir sisteme geçme olasılığı azaldıkça toplumsal çalkantıların artacağına kuşku bulunmuyor. Eski rejimin kalıntılarından kurtulmaya çalışırken başka türlü bir yanlışa düşme ihtimali, Mısır gibi stratejik bir değerin uluslararası güçler tarafından da rahat bırakılmayacağına işaret ediyor. Kendi yönetiminden umar bulamayan kesimlerin başka yönetimlerden yardım isteyeceği açık.
Suriye belirsizliğini korurken, İsrail’de kurulacak hükümetin Filistin ya da İran konusunda ne tür adımlar atacağı belli değilken ve Irak’ta her gün bombalar patlamaya devam ederken Mısır’ın yeniden ve belki daha beter biçimde istikrarsızlaşması, küresel güç dengeleri açısından tercih edilir bir durum değil.
İçeride olağanüstü hal ilan etmek, muhalefeti bertaraf etmeye yetmez. Mısır’ın istikrarı bundan böyle yönetim kadrolarının daha fazla uluslararası işbirliğine dahil olmasından geçiyor. Bu da ABD ve Avrupa ülkeleriyle daha fazla diyalog kurmalarını gerektirecek gibi.