Mısır’da darbe yapanlardan siyaset üretmesini bekleyenler oldu.
Arabulucular gitti geldi, kimi Mursi’yi ikna etmeye çabaladı, kimi darbe yönetimini. Ancak ortada büyük bir sorun vardı. Zira arabulucular, Mısır’da olanı devrim olarak tanımlamış, dolayısıyla ordunun yaptığını makbul ya da makul bulmuşlardı.
Anlaşılan o ki, darbeciler arkalarına aldıkları rüzgarla muhalefeti küçültebileceğini hesapladı. Ancak bu noktada da önemli bir sorun vardı.
Küçülmesi beklenen muhalefetin seçilmiş lideri hapiste, taraftarları da sokaktaydı.
Sokaklarda siyaset yapanların şiddet araçlarına başvurmadıklarının da altını çizmek gerekir. Meydanlarda direniş yapmayıp evlerine dönmeleri çağırısında bulunan hükümet, bu insanların direnişlerini neden sonlandırmaya razı olacakları sorusunu sormadı. Ne bir pazarlık iması yapıldı ne bir yol haritası ilan edildi. Dolayısıyla meşru bulmadıkları bir hükümetle görüşmeye bile razı olan kesimler için dahi, bir adım atılmadı.
Sonunda hükümet, ‘evine dönmeyeni, biz döndürürüz’ demeyi tercih etti; yani siyaset üretme ihtimali vardıysa bile, bunu rafa kaldırdı.
Çıkmazlar
Kendi halkını öldüren bir yönetim, iktidara gelirken desteklenmiş olsa bile, katliam sonrası açıkça desteklenemez; Hükümeti açık diplomatik desteğini kaybedecek gibi gözüküyor. Ama bu, örtülü desteğin devam etmeyeceği anlamına gelmez.
Katliam, bundan sonra da sert önlemler alınacağını gösteriyor; zira hükümet geri çekilemeyeceği bir noktada. Kısacası, hükümetin başarılı olması için el altından destek sürecek.
Ancak bu konuda da önemli birkaç sorun bulunuyor. Büyük katliamlar, hele ki bugünkü Mısır’da muhalefetin, İhvan’ın ve diğer grupların bastırılmasına değil, daha da birleşip güçlenmesine yol açabilir. Ayrıca, işler öyle bir hale gelir ki, İhvan’ı mumla arayacak hale gelebilir darbeciler. Zira bu tür ortamlar, radikal grupları besler, El-Kaide gibi örgütlere mümbit bir ortam sağlar.
Radikal örgütlerle zaten bu hükümetin baş etmesi mümkün değil, belki zaten böyle bir niyeti de yoktur. Zira radikal kuruluşların Mısır’da çok güçlendiği izlenimi yaygınlaşırsa, ordunun istibdat yönetimine uluslararası ortamda göz yumulması daha kolay olur.
Olasılıklar
Gelişmeler, iktidar yanlılarıyla muhalefetin birbirleriyle çatışmasına dönüşürse, hükümetin uluslararası müdahale talep etme olasılığı bulunuyor.
Müdahale olursa, bunların kimler olacağı da her halde muamma değildir. Ancak Mısır’a askeri bir müdahale kalıcı çözüme değil, çözümsüzlüğe hizmet eder.
Doğrusu, müdahale konusuna başta ABD olmak üzere bir dizi ülkenin sıcak bakmadığı düşünülmeli. Hem maliyeti yüksek, hem de sırf müdahale edebilmek için Mısır’da darbe yaptırıldığı algısı tüm Ortadoğu’da yaygınlaşır; bu da en çok Filistin-İsrail görüşmelerine zarar verir.
Katliam öncesinde hükümet olası bir müzakerede elinin güçlü olduğunu düşünüyordu, ancak şimdi Mursi’nin ve İhvan’ın eli güçleniyor, zira çok açık bir mağduriyet söz konusu. Hal böyle olunca, çıkış için bir diyalog zemini aranacaksa, bunun Mısır içinde sağlanamayacağı söylenebilir.
İhvan itidalini korursa, yani orduya yaptıklarını meşrulaştıracak imkanlar vermezse, çıkış yollarından biri uluslararası yeni bir masanın kurulması olabilir. İçinde tüm taraflarla Türkiye ve ABD gibi farklı tutum almış devletlerin olduğu bu masada, bir yol haritasını müzakere edebilir. Bir diğer çıkış yolu da, darbeciler içinden birilerinin darbe yapması ve Mursi’yi serbest bırakarak diyalog kapısını aralaması olabilir.
Yineleyelim, her durumda İhvan’ın şiddetsizlik siyasetini sürdürmesi gerekiyor.