Bu köşeyi takip edenler hatırlayacaklardır insan sağlığına zarar verecek şekilde yüksek sesle ezan okunmasıyla ilgili bir yazı yazmıştım.
İtiraf deyim ki bugüne kadar en çok tepki aldığım yazıydı.
Meğer ne kadar büyük bir sorunmuş.
‘Ezan düşmanı’ ilan edilme ihtimaline karşı toplumun sessiz kaldığı bir sorunmuş aynı zamanda.
O yazıdan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği ‘Münevverler Buluşması’ toplantısına beni de davet ettiler.
***
O gün ilk konuşmayı ben almış ve camilerdeki bu ses düzeninin ilkelliğinden, oluşturduğuses kirliliğinden bahsetmiştim.
Katılanların tamamı bu konuda fikir birliğine varmış ve neredeyse toplantının tek gündemi ses düzeni olmuştu.
Gerek minarelerdeki hoparlörlerin gerekse cami içindeki ses düzenlerinin insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde düzenlenmesi ortak talep haline gelmişti.
***
Başkan Erbaş ve ekibi de bu değerlendirmeyi yerinde bulmuş çözüm için gerekli adım atmakta kararlı olduklarını vurgulamışlardı.
8 Ekim tarihli yazımda bu toplantıdan bahsetmiştim.
Başkan Erbaş’ın o hafta konuyla ilgili bir genelge talimatı verdiğini öğrendim.
19 Kasım 2019 Salı günü Başkan Erbaş konuyla ilgili yayınladığı genelgenin bir suretini de, ‘Genelge her camiin ilan panosuna asıldı ki cemaat da bu genelgenin takipçisi olsun. Müftülerimiz, murakıplarımız ve cemaatin takibiyle sonuca ulaşacağız inşallah’ notuyla bana da gönderdi.
***
‘Cami Hizmetlerinde Verimliliğin Artırılması Genelgesi’ adını taşıyan genelge, camilerde verilen hizmetlerin yanı sıra sağlığa zararlı yüksek ses konusuna da gereken düzenlemeyi yapmış.
Genelgenin ilgili bölümünü kısaltarak iktibas ediyorum:
“E. CAMİLERDEKİ SES SİSTEMLERİNİN KULLANIMI
Camilerde sesi nakletmek ve yükseltmek amacıyla kullanılan ses sistemlerinin kullanımından kaynaklı birtakım sorunlar yaşandığı bilinmektedir. Bu itibarla ses sistemlerinin kullanımında aşağıdaki hususlara riayet edilecektir:
1- Ezan ve salâ okunurken (minareden vb.) kullanılan cihazların ses düzeyinin ortalama 70-85 dB (desibel) arasında uygun bir seviyede tutulmasına özen gösterilecektir.
2- Ses cihazı kullanımının gerekli olmadığı küçük camilerde veya cemaatin az olduğu vakitlerde yalın sesle iktifa edilecek ve mikrofon kullanılmayacaktır. Ses cihazının kullanımına ihtiyaç duyulduğu hallerde, cami içi ortalama ses düzeyi 60-70 dB arasında olacaktır.
3- Mikrofon vb. ses cihazlarının doğru kullanımı konusunda il ve ilçe müftülüklerince din görevlilerine yönelik mahallinde eğitimler düzenlenecektir. Kullanımın zaruri olduğu durumlarda mikrofonun ağza çok yakın tutulmaması konusunda din görevlileri bilgilendirilecektir.
4- Cami ve minare hoparlörlerinin montajı yapılırken cadde, sokak ve binaların konumuna dikkat edilecek, hoparlörlerin doğrudan binalara yöneltilmemesine özen gösterilecektir.”
***
Evet,Diyanet bu konuda gereken adımı atmıştır.
Şimdi görev öncelikli olarak müftülüklere terettüp etmektedir.
Ancak artık vatandaş da bu genelgeye istinaden cami görevlilerini lisan-ı münasiple ikaz etme imkânına kavuşmuştur.
Akıllı telefonlara, ‘ses ölçer’ programı indirenler herhangi bir sesin desibelini rahatlıkla ölçebilir ve ilgilileri ikaz edebilirler.
Tekrar hatırlatıyorum ki ezan, herkesin her gün beş vakit kulak verdiği şehadetleri dinin temeli olan mübarek bir davettir ve bu ülkenin aslî kimliğidir.
Bu davet kulakları sağır edercesine bir sesle yapılırsa inananı rahatsız edeceği gibi inanmayanı da önyargılı hale getirecektir.
Bu davetin güzel ses güzel makam ve uygun desibelde yapılması temennisiyle Diyanet’e teşekkürler!