1960’ların başı…
Bugün her bir spor otomobilini milyon lira mertebelerinde satan Lamborghini, II. Dünya Savaşı sonrasında traktör üreticisi olarak Ferruccio Lamborghini tarafından kurulmuştu.
Spor otomobillere büyük merakı olan F. Lamborghini işleri iyi gitmeye başladığı zaman bir Ferrari 250GT satın alır. Daha sonra bu merakı tutkuya dönüşür ve kısa bir sürede 3 araç daha alarak bir Ferrari hayranı olur. Ancak Ferrari marka hangi aracına binerse binsin, bir debriyaj problemi olduğunu fark eder ve bu yüzden Ferrari fabrikasına gider. Birkaç saat geçmesine rağmen sorun bir türlü giderilemez ve bunun üzerine F. Lamborghini, Enzo Ferrari ile görüşmek ister. Enzo Ferrari, Lamborghini’ye verdiği cevapla farkında olmadan bugünkü en büyük rakibinin doğumunu gerçekleştirir : “Bir traktör üreticisi asla bir Ferrari’yi eleştiremez.”
Ferrari’nin bu cevabı ile küçük düşen Lamborghini, döner fabrikasına ve debriyajını tamir etmeye koyulur. Bunu yaparken aslında Ferrari’de kullanılan debriyajın kendi traktörlerinde kullanılan ile aynı olduğunu fark eder. Daha sağlamını yaparak geliştirir ve problemi çözer. Ama o duyduğu sözün Ferruccio Lamborghini'de bıraktığı derin yara iyileşmemiştir. Bu kez de Ferrari’den daha hızlı, daha güvenilir ve daha sağlam arabalar yapmak ister.
İlk olarak eski Ferrari mühendisleri Gianpaolo Dallara ve test sürücüsü Bob Wallace’ı işe alır. İlk üretim olan Lamborghini 350GT her yönü ile Ferrari’den daha iyidir. Üçüncü üretim modeli olan Miura efsanevi ve nefes kesen bir araç olur ve ortadan motorlu spor otomobil çağı artık başlamıştır.
Enzo Ferrari, tek bir cümlesiyle bir traktör üreticisini bugün bile hala rekabet ettiği bir rakibine dönüştürmüştü. Enzo, büyük, en büyük olmanın verdiği fazla özgüven uğruna 50 yıldır mücadele ettiği çok güçlü bir rakip üretmişti.
İşte Lamborghini’den alınacak 10 ders.
1- Yarış devam ettiği sürece alınacak tüm sonuçlar geçicidir ve dahası yanıltıcıdır. Sonuncu sıradaki koşucu her an birinciliğe yükselebilir, ilk sıradaki koşucu her an sonunculuğa düşebilir.
2- Gurur çok güçlü bir motivatördür. Eğer kazanmanız gereken bir mücadele varsa o mücadelede duygularınızı etkileyecek unsurlar bulursanız, bir anlamda kalbinizi bu mücadeleye katarsanız daha kolay kazanırsınız.
3- Şu anda yaptığınız şeyi hayat boyu yapmak zorunda değilsiniz. Değişime açık olun, sadece doğru zamanı ve doğru fırsatı bekleyin. Kendinize sınırlar koymayın, hayatın sizi nerelere götürebileceğini tahmin bile edemeyeceksiniz.
4- Bir konuda 1. iseniz sürekli stres altındasınızdır, oysa 2. iseniz hem sizi sürekli diri tutacak bir rakibiniz vardır, hem de her an tökezleyip size 1.liği buyur edebilir. Dünyanın en büyük rekabetlerine bakın, hep 1. ve 2. arasında kıyasıya bir rekabet vardır.
5- Yapamam deme, DENE! Bir traktör üreticisinin “Ben spor otomobil yapabilirim, üstelik Ferrari’den daha iyi!” demesi ne kadar da çılgınca, öyle değil mi? Denemeden bilemezsiniz, denemezseniz ömrünüz boyunca “ya yapsaydım” dersiniz, oysa deneyip yapamazsanız, “en azından denedim” diyebilirsiniz.
6- “Bir traktör üreticisi asla Ferrari’yi eleştiremez” sözü ne kadar da “Titanic asla batmaz”a benziyor değil mi? Ve tuhaf ki o söz de tam olarak batmaya giderken söylenmişti. Ferrari’nin işleri iyi gitti ama siz o kadar şanslı olmayabilirsiniz, en güçlü hissettiğiniz an en zayıf gördüğünüz bir unsur tarafından alaşağı edilebilirsiniz. Dikkat!
7- Bir rekabete hazırlanırken sadece “motivasyon” yeterli değildir. Büyük bir zafere hazırlanıyorsanız yanınıza o yolu daha önce yürümüş, o eşekten daha önce birkaç kez düşmüş birilerini alın yanınıza, en iyi ekiple çalışın.
8- Duygusal bir dürtü ile rekabete girmiş olabilirsiniz. Ama o duygusal dürtüyü (bu örnekte gurur) sadece bir anahtar olarak kullanıp, kapıyı açtıktan sonra mantıkla ilerlemeniz gerekir. Yoksa duygusal kararlar sizi rasyonel olmayan kararlara zorlayabilir.
9- En iyiyi değil, daha iyiyi hedefleyin. İşin başında en iyiyi çıkarmayı çalışırsanız ya moral-motivasyonunuz düşer ya da pazara çok geç girersiniz. İlk deneme, ikinci deneme, üçüncü deneme derken ilerlediğinizi göreceksiniz. Mükemmele giden yol yoldaki denenmişliklerle döşelidir.
10- Herkesin zaafları vardır, rekabet zaaflardan ilerleme sanatıdır. Bir takım puan kazanarak şampiyon olmaz, aynı zamanda rakiplerinin de puan kaybetmesi gerekir ve şampiyonluk böyle kazanılır. Karşınızdakinin zaaflarını doğru tespit ederseniz, kazanırsınız.
Bir traktör üreticisinin, dünyanın en ünlü spor otomobil üreticilerinden birine dönüşümüne tanıklık ettiniz. Şimdi söyleyin, dünyada imkansız var mı?
SADETTİN SARAN’DAN SAYGIN REKABET DERSİ
İş adamı Sadettin Saran’ın Fenerbahçe başkan adaylığı hayalini herkes bilir. Çok sevdiği sarı-lacivertli kulüpten türlü ithamlarla 2 kez ihraç edilen Saran, yine de birçok Fenerbahçelinin gönlündeki başkan adayı. Aziz Yıldırım ile geçmişten beri gelen mücadelesi, rekabeti de biliniyor. Buna rağmen canlı yayın tartışmalarında bile Aziz Yıldırım’a çok saygılı bir üslupla konuşması gerçekten örnek alınası. Bugünlerde basında yer alan bir haber ise beni daha da şaşırttı. Kendisini 2 kez kulüpten ihraç eden ve mağdur eden Aziz Yıldırım için “Çok yıpratıldı, yıprandı. Hak etmediği kadar da sıkıntı çekti. Aşırı mağdur oldu. Beni ağır ithamlarla iki kez ihraç etmesine rağmen bunları yaşamasını istemezdim.” diye konuşmuş Sadettin Saran. Rekabetin böyle beyefendicesinden alınacak çok ders var, tebrikler Sayın Saran.
BU HAFTA GENÇLER UÇUYOR’DA
Ekranların en genç talkshow’u Gençler Uçuyor’da bu hafta konuklarım, Türkiye’nin en popüler davranış bilimleri uzmanı, eğitimci yazar Aşkım Kapışmak, Vine’ın en popüler isimlerinden, 5 buçuk milyon takipçiye sahip sosyal medya fenomeni Aykut Elmas ve Türkiye’nin ilk robotunun üreticisi, Türkiye’nin ilk robot üreticisi olan şirketin kurucusu Hakan Altınay. Cumartesi gecesi 22.05’de TRT Okul ekranlarında buluşmak üzere.