İsrail'in bir hukuk devleti olmadığını dünya âlem zaten biliyordu ama son on beş gündür Gazze'de işlediği savaş suçlarıyla; büyük insanlık suçlarıyla bilen bilmeyen herkese ne olduğunu iyice ispatladı Siyonist İsrail.
Devlet olmadığı, terör örgütü olduğu belgelerle, ifadelerle ve şahitliklerle kaydedildi tarihin kanlı sayfalarına.
Filistinlilerin vatanlarını, evlerini, arazilerini çaldığı yetmezmiş gibi bitmeyen bir iştahla milyonlarca Filistinliyi sürdü, mülteci konumuna düşürdü, kamplarda yaşamaya zorladı, abluka altına aldı, en temel insani haklarını gasp etti İsrail.
Hayatı Filistinlilere dar etti. Keyfince gözaltına aldı, yargılamadan tutukladı, uyarmadan ateş etti...
Durmadan öldürdü. Hiç ara vermeden öldürdü, öldürdü öldürdü...
Ve hiç hesap vermedi. Hiçbir hukuka, ahlaka uyması gerekmedi çünkü.
BM Güvenlik Konseyindeki gayri hukuki, gayri insani yapı yüzünden, güç bela da olsa çıkan nadir yaptırım kararlarını ABD reddettiği için İsrail öldürmeye, gasp etmeye, terör estirmeye devam etti.
O sebeple tarihin kanlı utanç sayfalarının en başında İsrail'le beraber Amerika Birleşik Devletleri de vardır.
Barbar Netanyahu'nun ya da öncülü diğer İsrailli yöneticilerin sırtını sıvazladığı, çocuk cesetleri üzerinde sarmaş dolaş olduğu ve "söz konusu olan Hamas ise kadın çocuk sivil demeden öldürebilirsin, destekliyoruz" dediği için suçludur Wahington.
Geçmiş günahları bir yana, en son El Baptist Hastanesinde en az 500 insanın öldürülmesinde kullanılan bombayı katil İsrail'in eline Washington verdi çünkü. Çocukları sivilleri katledeceğini bile bile verdi. Daha da fazlasını verebilmek amacıyla Kongre'den 100 milyar dolarlık İsrail fonu çıkartmaya çabalıyor nitekim "plastik surat".
En az İsrail kadar bu dünyada nefreti, öbür dünyada cehennemi hak ediyor yani ABD.
Barbar Batının diğer ülkeleri de aynı cehennem çukurunda yerini ayırtmış durumda.
İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Yunanistan... ve diğerleri.
Haçlı savaşlarının, Holokost'un, sömürgeciliğin, milyonlarca insanın öldürülmesinde, ezilmesinde, insanlık onurunun çiğnenmesinde tarihin pek çok döneminde rol almış devletlerin yönetimleri bir kez daha, tarihin bu kritik dönemecinde, ak ile karanın, haklı ile haksızın, mazlum ile zalimin bu kadar net, bu kadar berrak göründüğü çetin bir hadisede bile yanlış tarafta durmayı seçerek, seçmek yetmez bizzat bu feci, bu örgütlü, bu sistematik katliamın bir parçası olarak şeytani kötülük payesini kazanmış durumdalar.
Batı başkentleri açıkça, burunlarına takılmış halkanın çekiştirilmesiyle İsrail'in peşi sıra aynı ateş çukuruna koşmakta.
İlahi adaletin bir gün yerini bulacağına inanlar içinse hakikat çok daha berrak.
İnsanlığın vicdanı da capcanlı.
Hangi dinden, dilden, ırktan olursa olsun her gün milyonlarca insan sokaklara caddelere meydanlara çıkarak "İsrail'i durdurun!", "İsrail'e lanet olsun", "Filistin özgür olsun!" diye haykırıyor. İçinden her an, her an beddua ediyor!
Ne ki bu itirazlar İsrail'i durdurmaya yetmiyor.
Mevcut dünya düzeninde hiçbir mekanizma görüldü ki Siyonistleri/Evangelistleri durduramıyor.
Siyonistler "arz-ı mevud" planları için, Evangelistler "Tanrıyı kıyamete zorlamak" için gözünü kadim topraklara, Ortadoğu'ya dikmiş durumda.
Bütün coğrafya ise mayınlarla dolu. Öyle bir düzenek kurulmuş ki, kim İsrail'e doğru hamle edecek olsa savaş sıçrayacak. Çok çetin, çok zorlu, çok acılı bir imtihan. Allah yardımcımız olsun.