Milli takımın son 16 turunda Avusturya'yı yenmesinin ardından, spor kamuoyunun milli takıma karşı turnuvanın başındaki olumsuz bakış açısı tamamen değişti. "Gruptan çıkamayız" diyenler, şimdi "Kupayı alır mıyız?" hesabı içinde. Kupayı alır mıyız, alamaz mıyız bilemiyorum; ancak futboldaki kanaat önderlerimizin omurga ve duruş bozukluğu olduğuna eminim. Arkadaş, bu kadar yanardöner bir topluluk olabilir mi? Bir ortanız olsun. Ayıp vallahi. Ben gelinen noktanın başarı olduğunu düşünenlerdenim. Genç bir takımız ve bu jenerasyonun oluşturduğu ekibin çok daha iyi olacağına inanıyorum.
TEK YUMRUK OLMAYA DEVAM
Salı günü yazdığım yazıda, Ali Koç ile Aziz Yıldırım'ın 9 Haziran'da başlattıkları birlik ve beraberliğin samimiyetinin 3 Temmuz'da test edileceğini dile getirmiştim. FBTV ve resmi internet sitesi muazzam bir iş çıkardılar. Geçmiş yılların aksine 3 Temmuz haberlerinde Aziz Yıldırım ve dava arkadaşlarına yer verildi. Aziz Yıldırım'ın ve YDK Başkanı Şekip Mosturoğlu'nun yazılı açıklamaları hem televizyonda hem de internette yayınlandı. Özlenen birlik ve beraberlik pekişti. Samimiyet testinden iki isim de başarı ile geçti. Bu arada YDK Başkanı Şekip Mosturoğlu'nun 3 Temmuz açıklaması oldukça sert tondaydı. Aziz Yıldırım'ın da 3 Temmuz sürecine ilişkin yaptığı sert açıklama dikkat çekiciydi. Bu iki ismin açıklamasını okumak ve çıkarımlar yapmak gerekiyor. Ben bu açıklamalardan da mücadelenin bitmediğini, FETÖ'nün rövanş peşinde olduğunu anladım. Bu çok mühim. Ayrıca camiaya sızan kriptolar konusu da hayati önem taşıyor. Aman dikkat! Bu mücadeleyi gevşetmeye gelmez, 13 yıllık mücadele maazallah çöpe gider.
Şimdi sırada 27 Temmuz'da düzenlenecek Yüksek Divan Kurulu toplantısı var. O toplantıda da Aziz Yıldırım ve Ali Koç bir araya gelmeli, birlik ve beraberlik duruşunu gösterebilmeliler. Herkes bir kere daha bu ikilinin ağzından çıkanlara odaklanacak. Milyonlar televizyon başında toplantıya kilitlenecek. Yine reytingler patlayacak. Ben, Ali Koç ya da Şekip Mosturoğlu'nun Aziz Yıldırım'ı bizzat davet etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bakalım ne olacak? Fenerbahçe menfaatleri kişisel egoların önüne geçebilecek mi? Samimiyet testinden kim başarıyla çıkacak?
FİYATLAR TERS TEPTİ
Taraftarların kombine fiyatlarına tepkisi dinmiyor. Kulağımıza gelen duyumlar, Acun Ilıcalı'nın taraftarın şikayetine sessiz kalamadığı ve Ali Koç'tan fiyatların yeniden gözden geçirilmesini istediği yönünde. Bakalım olumlu bir gelişme olacak mı? Bu arada, 7/24 Mourinho ile vakit geçiren Acun Ilıcalı, transferde de teknik adam ile tam bir uyum içinde çalışıyor. Mourinho'nun zekice açıklamaları da Acun Ilıcalı'nın elini rahatlatıyor. Hiç kimse endişe etmesin, geçen senelerde sıkça gördüğümüz transfer süreçlerinde kararsız adımlar artık olmayacak. Her şey hocanın karar verdiği plan dahilinde ilerliyor. Selahattin Baki ve Ahmet Ketenci'nin İsmail Hoca ile belirledikleri, yöneticilerin ön planda olduğu ortak çalışma biçimi de artık yok. Çalışma biçimi doğrudan Mourinho ve Acun Ilıcalı tarafından kararlaştırılıyor ve sadece bu ikili yetkili. Yönetici olarak sadece Acun Ilıcalı ön planda olacak. Belki de en doğrusu bu. Bakalım ilerleyen günler ne gösterecek?
Sonuç olarak, milli takımın başarısı, Beşiktaş'ın beklenti üstü transfer hamleleri, Galatasaray'ın mali kongrede istediği yetki karmaşası ve Fenerbahçe'deki gelişmeler, Türk spor kamuoyunu heyecanlandırmaya devam ediyor. Sporun doğasında olan bu tür iniş çıkışlar, aslında taraftarlar ve yöneticiler için birer sınav niteliğinde. Birlik ve beraberlik içinde hareket edildiği sürece başarı kaçınılmaz olacaktır. Sporun güzelliği de burada yatıyor; heyecan, tutku ve bir araya gelme arzusu.