7 Haziran seçimlerinin bir önemli figürü de Saadet ile Büyük Birlik’in seçime birlikte giriyor olması.
Saadet adına Mustafa Kamalak, Büyük Birlik Partisi adına da Mustafa Destici meydanlarda. Kuşkusuz iki partinin belirli bir kadrosu da var ve seçime asılıyorlar.
Merhum Erbakan Hoca’nın vefatından sonra Saadet’ten, merhum Yazıcıoğlu’nun vefatından sonra da Büyük Birlik’ten ayrılışlar oldu, ancak partiler varlığını koruyor ve işte meydanlarda “Milli İttifak” hüviyetiyle iddialarını sürdürüyorlar.
Bu tarz bir ittifakın, seçimlerde netice aldığına daha önce tanık olundu. Refah - MÇP - Islahatçı Demokrasi Partisi (1991’de) ve ANAP - Büyük Birlik Partisi (1995) farklı iki ittifak denemesi yaptı ve tek başlarına girmeleri halinde üye sokamayacakları Meclis’e girmeyi başardılar. Yani sağda seçim ittifakının başarılı olabileceğinin örnekleri var.
Saadet ile Büyük Birlik’in seçim ittifakı çalışması, önce MHP’nin de dahil olacağı bir çerçevede düşünüldü.
Burada “Paralel Camia”nın Ak Parti iktidarını zayıflatma heyecanının devreye girdiğini ifade etmeliyiz. Şayet seçimlere böyle bir ittifak halinde girilmiş olsaydı, bunun üç partiyi de Meclis’e sokma ve oyların birbirine katkısı sebebiyle daha çok milletvekili çıkarma imkanı da olabilirdi.
Ancak MHP bu ittifaka yanaşmadı. Muhtemeldir ki MHP’nin ittifaka mesafeli durmasının ardında, işin içinde Paralel ilişkilerin bulunması vardır. MHP’nin, Paralel Camia’nın devlet içindeki varlığını ciddi bir sorun olarak gördüğünü tahmin etmek zor değil.
Her ne ise o formül gerçekleşmedi, bu defa Saadet ile Büyük Birlik ittifakta başbaşa kalmış oldu.
Peki bu ittifakın seçimlerden beklentisi nedir?
Şüphesiz her gönülde bir aslan yatar sözünün seçimlerdeki karşılığı, çok çok yüksek oy oranlarıdır. Barajlar aşılır, iktidar olmak bile hedeflenir. Ben Islahatçı Demokrat Parti, sonra Millet Partisi’nin oylarının bindelerle ifade edildiği günlerde bile “iktidarın hedeflendiği”nin söylendiğine tanık olmuşumdur.
Saadet merhum lider Erbakan’dan sonra yeni bir genel başkanı deniyor; Kamalak’ı.
Büyük Birlik merhum lider Yazıcıoğlu’ndan sonra yeni bir genel başkanı deniyor; Destici’yi.
Her iki genel başkanın işinin kolay olmadığı açık. Büyük Birlik tabanının ilgi duyacağı iki parti var; Ak Parti ve MHP. Saadet tabanının ilgi duyacağı bir parti var, Ak Parti. Her iki partinin sembol bazı isimleri mesela Ak Parti’ye intikal etti.
Kamuoyu yoklamaları “Milli İttifak”‘a yönelen oy oranlarına ilişkin bazı rakamlar veriyor. Ben şu ana kadar yüzde 2-2.5 arasında rakamlara rastladım. Barajın çok altında rakamlar bunlar. Dolayısıyla Meclis’e milletvekili sokma ihtimali yok. Belki bu rakamlar yüzde 3’e çıkabilir ve o da, hangi partinin ismiyle (ki Saadet’in ismi ile giriliyor) seçimlere giriliyorsa o partiye hazine yardımı alma imkanı sağlar.
Onun ötesinde de kuşkusuz Milli İttifak’a gidecek oyun 7 Haziran seçimlerinin hayati önemi dikkate alındığında önemli bir kıymet-i harbiyesi vardır.
Saadet ve Büyük Birlik, hiç şüphesiz kendi davalarının siyaset meydanında konuşulur olması ve Meclis’te temsil edilmesi düşüncesiyle yola çıkmışlardır. Saadet ve Büyük Birlik dediğimizde geçmişte çok önemli misyonları yüklenmiş iki siyasi hareketin devamından söz ediyoruz. Geçmişte ben de “Saadet ve Büyük Birlik Meclis’te olsa” diye yazdım. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun Refahyol iktidarının karşı karşıya kaldığı zorluklar sırasında nasıl fedakarca “davayı öncelediği”ni biliyoruz.
Milli İttifak’ın alacağı oyların analarının ak sütü gibi helal olduğu muhakkaktır. Yüzde kaç olursa olsun, o bir tavrın yansımasıdır. Taban Ak Parti tabanı ile akraba olsa bile öyle farklı bir tavrı tercih etmeleri de anlamlıdır.
Ancak, bu farklılaşmanın siyasi sonuç itibariyle sadece Ak Parti’yi zayıflatma projesine denk düşme boyutu da not edilecektir.
Böyle bir proje ve onun içerde-dışarda sahipleri var. Paralel Camia da o odakların işgüderi olarak faaliyet gösteriyor. Milli İttifak iktidar olsaydı, o odaklar hiç şüphesiz onu boğacaklardı.