Kendilerini özel yaratık olarak gören Ziyonizm dizginlerini tuttuğu Emperyal güçler eliyle, dünyada hak batıl güç dengesinde en önemli taraf ve unsur olan büyük medeniyetimiz bu özelliğini geçtiğimiz yüzyılın başında kaybetti…
Medeniyetimizin çevre coğrafyalarıyla birlikte beyin merkezi olan ümmetin bağlı olduğu başşehri İstanbul uğradığı işgal sonrası dünyada tek taraflı olarak köle düzeni hâkimiyetinin başlangıcı oldu..!
Kalan bir avuç Anadolu toprağında İşgalcilerden kurtulmak için kültürümüzü, örfümüzü, ananemizi, dilimizi, dinimizi ve daha sahip olduğumuz bütün bizi biz yapan maddi manevi değerlerimizi istedikleri gibi terk ettik.
Terk ettik, ama emperyalizm terk ettiklerimizle tatmin olmadı, sürekli bağımlı kalmamızı ve dokuz kişiye bir, bir kişiye dokuz pul düşecek adaletsiz şeytani batıl düzenlerinin devamlılığını sağlamak maksadıyla, fiilen işgali bıraksa da zehirleyerek fesat ettiği ve geniş meşrepli işbirlikçi beyinler vasıtasıyla örtülü işgali sürdürülmeye çalışıldı, bir asra yakın bir süreden beri..!
Dünyanın en mümbit ve en stratejik coğrafyasını cebren ve hile ile bir şekilde elinde tutan emperyalizm kolay kolay bırakmak istemiyordu..!
Hür doğdum ben hür yaşarım diyen Millet çocukları da işgal altında onursuzca yaşamaya dayanamıyordu..!
Okullarda verilen eğitim marifetiyle yetiştirilen nesillerimiz ancak işgalci zihniyetin kullanımına müsait taklitçi bir nesil üretiyordu, mani olunmalıydı..!Memleket ihtiyacı olan ağır ve orta ölçekli sanayi tesis etmekten çok Batı’dan gelen sanayi ürünlerinin montajı ile meşgul ediliyordu, mani olunmalıydı..!Haksız vergilerle, zaten inim inim inleyen Millet daha da eziliyor, yüksek faiz belasıyla da bankalara köle yapılıyordu, mani olunmalıydı..!İnsanlar İnançları yüzünden ötekileştiriliyor, takibe uğruyor, çoluk çocuğunun aç kalması riski ile karşı karşıya bırakılıp inançlarından vaz geçmeye zorlanılıyordu, mani olunmalıydı..!Kavmiyetçilik politikalarıyla insanlar etnik kökenlerinden dolayı itilip kakılıyordu, mani olunmalıydı..!Haksız rekabet ve gelir dağılımındaki adaletsizlikler insanlar arasında büyük huzursuzluklara sebep oluyor, zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyordu, mani olunmalıydı..!Vs, vs..
İşte 1919-1923 yıllarında bir çok cephede fiili işgalcilere karşı verilen Milli mücadeleden sonra, yıllarca süren örtülü işgalin sürdürülmesine mani olma hareketine,Erbakan Hoca tarafından ifade edilen haliyle Milli Görüş diyoruz..!
Bu manada Milli görüş esasen Alpaslan’ın görüşüdür, ŞeyhEdebali’nin görüşüdür, OsmanGazi’nin görüşüdür, bir çağ açıp bir çağ kapayan Sultan Fatih’in görüşüdür, en zor zamanda hiçbir savaşa sokmadan ve bir çakıl taşı bile vermeden koskoca Devleti Ali’yi 33 sene idare eden ve buna rağmen hal edilen Abdülhamid han’ın görüşüdür, bütün imkansızlıklara rağmen çakaralmaz tüfeği kazma küreği ile işgalcilere karşı Milli Mücadeleyi veren mücahit Komutanlarımız ve Aziz Milletimizin görüşüdür, Millete hizmeti başıyla ödeyen Menderesin görüşüdür, yalnız başına işgalci zihniyetle mücadele veren ve şüpheli bir şekilde aramızdan ayırılan merhum CumhurbaşkanıÖzal’ın görüşüdür, İşgalci zihniyetle yoğrulmuş milli irade düşmanı darbeci paşaların karşısında Milletin ve Milletin iradesinin hakkını savunurken çenesinden damla damla akıttığı terlerine şahit olduğumuz ve dışarı çıktığında açıklama bekleyenlere “paşalarımızla verimli bir toplantı yaptık” demek suretiyle kustuğu kanı belli etmeden kızılcık şerbeti içmiş gibi davranarak milletini huzursuz etmekten çekinenMücahit Erbakan’ın görüşüdür..!öyle öğrendik..!
Milletimize unutturulmaya çalışılan büyüklüğünün dinamiklerini tekrar hatırlatan ve her fırsatta o büyüklüğün dinamiklerini hayata geçiren, yakaladığı maddi manevi kalkınma ivmesiyle 100 senelik açığı 12 sene gibi bir sürede büyük ölçüde kapatan, inancından, mezhebinden, meşrebinden, etnik kökeninden dolayı ötekileştirmeyi bitiren, devlete hizmeti değil, devleti ayrım gözetmeksizin vatandaşa hizmet eden bir araç haline getiren,yeni hastaneleri ve sağlık sistemiyle insana saygıyı gösteren, kara-deniz ve hava yollarıyla vatandaşına daha hızlı ve konforlu bir ulaşım hizmeti sağlayan, ekonomik kalkınma ile işsize daha fazla istihdam açan ve medeniyet birliğimizin bozulduğu bir asra yakın süredir tıpkı bizde yaşanan gibi perişanlıklarla kavrulan bölge coğrafya insanlarının tek umudu haline gelişin son temsilcisiAKPARTİ ve Lideri Recep Tayyip Erdoğandır..!
Bir asra yakın bir süredir işgalci zihniyetle olan mücadelenin, yani Milli Görüş’ün son temsilcisi AKPARTİ ve lideriRecep Tayyip Erdoğandır..!
Bin yıllık medeniyete temsilcilik Milli Görüş’çüyüz demekle olmaz.! Seçimlerde işgalci zihniyetlere verilen zimni destekle Milli Görüş’çü olunmaz..! Her fırsatta Milli Görüş’e darbe vuran darbecilerle aynı safta Milli Görüş’çü olunmaz..! Halkını her gün katleden, onlarca yıldır babadan kalma zulümleri ile tanınan Esed’everilen destekle Milli Görüş’çü olunmaz..!
İmanlı insanları inim inim inletenlerle beraber, kardeş kavgasının müsebbipleri ile beraber, imanlı insanlara yapılan zulümleri tarihe gömenlerekarşı, imanlı nesiller yetişsin diye gayret edenlere karşı bir safta Milli Görüş’çü olunamaz..!
Yıllardır her vesile Milli Görüş hareketine çelme takmaya çalışan İzrail dostu Takkeli çete ile kur yaparak Milli Görüş’çü olunmaz..!
Saadet Partisi’nin 5. Olağan kongresinde iktidarsızlığın paylaşılamadığına şahit olduk..!
Halbuki son 12 yılda ülkede yapılan asırlık hizmetlerin iktidarını ve heyecanını paylaşsalardı ne güzel olurdu..!O onur ve gurur birlikte yaşansaydı..!
Az olsun benim olsun cuanlayışlaMilli Görüş’ü biz temsil ediyoruz demekle olmaz..!
Milli Görüş’ ün temsiliyeti genlerle de geçmez..! O milletin vicdanıdır, nasip işidir, ilahi takdirdir..!
Mücahit demekle de Mücahit olunmaz..!
Milli Görüş’ün Avrupa’da ve ülkemizde büyük gayretler gösteren40 yıllık Mücahitleri,Mücahit Erdoğan diyor..!
MİLLİ GÖRÜŞ AK PARTİ’de MÜNDEMİÇTİR..!