Terör, terörle mücadeleyi de kendi düzeyine çekmek için giderek daha da çirkinleşiyor. Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün’ün PKK militanları tarafından kaçırılması, amacı orduyu sınır-dışı operasyonlara -özellikle Suriye batağı içerisine- çekmek, bunu sağlamak için de CHP’yi kış-kırtmak olan son çirkinlik...
Geçen yılın aralık ayından itibaren dozu giderek artarak yürütülen bir sürecin yeni aşaması bu.
PKK için sorun giderek çetrefilleşiyor çünkü...
Evet, hâlâ dağa çıkaracak genç bulmakta zorlanmıyor... Evet, belki canlı-bombalığa ikna etmede sıkıntısı var, ama yine de uzaktan kumandayla dehşet manzaraları yaratabiliyor... Evet, gönderdiği timlerin çoğu eylem-öncesinde derdest ediliyor, ama ara sıra da olsa kentlerde de varlığını hissettirebileceği terör eylemlerine girişebiliyor...
Bu arada zihinler de PKK’nın amacı konusunda berraklaşıyor: PKK için bir araç olmaktan çıktı terör, bizatihi kendisi bir amaç haline geldi. Son eylemlerine bakın, bütün derdinin gücünü göstermek, istediği eylemi sahneye koyabileceği görüntüsünü sürdürmek olduğunu göreceksiniz. Güç tamam, eylem yapabilme kabiliyeti de; ancak o gücü ve kabiliyeti ne için kullandığı artık iyice sırıtmaya başladı.
Gücünü ve eylem kabiliyetini varlığını hissettirmek için kullanıyor PKK... Vaktiyle uğruna mücadele ettiğini ileri sürdüğü kitlelerle, o kitlelerin hassasiyet ve beklentileriyle irtibatının sürdüğü hissi alınmıyor o eylemlerden...
Zaten bu sebepledir ki,ele geçirip ‘kurtarılmış bölge’ ilân etmek istediği kentlerde hoş karşılanmıyor, saldırdığında büyük zayiat verip yüzüstü gönderiliyor.
Bütün derdi pazarlıkta elini güçlendirmek: Kentleri ele geçirmek de, en sonuncusu bir bölge milletvekili olan insanları kaçırmak da pazarlık amaçlı. Temsil ettiği iddiasında olduğu halkın ‘kimlik’ odaklı talepleri ile, bütün ülkeyi daha demokratik ve özgürlüklere sahip hale getirip Kürtleri de bundan yararlandırma ile hiç ilgisi yok son eylemlerinin; varsa yoksa ‘güç gösterisi’...
Karar-alma mevkiinde bulunanları sınır-ötesi maceralara sevk etmeyi başarabilirse, tabloyu değiştirebileceği hesabında PKK... Bu noktada Beşşar Esad ve Baas rejimiyle aynı çizgide buluşuyor. Onların da derdi Türkiye’yi başkasının topraklarında gözü olan maceracı bir ülke olarak gösterebilmek; bunu sağladığı taktirde şimdi ilgi görmediği kişiler, kesimler ve ülkelerden sempati devşirebileceği hesabında Baas yönetimi...
PKK’nın hesabı da, zaten dertli Türkiye’nin başına yeni dertler açılması, itibar kaybettirecek sınır-ötesi misyonlarda ordunun yorgun düşürülmesi...
Örgütün ve Baas yönetiminin bu belirgin amaçlarının herhalde Ankara farkındadır. İktidarın şimdiye kadar maceracı bir tavır takınmaktan uzak durması ve tutumunu değiştirmeyeceğinin anlaşılması üzerine denklemin içine CHP’yi çekme amaçlı bir eylemdir Hüseyin Aygün’ün kaçırılması eylemi...
CHP’nin PKK’nın bu amacını doğru değerlendireceğini umut ediyorum. “Neden milletvekili, neden CHP’den ve Tunceli milletvekili?” soruları eşliğinde sağlıklı değerlendirmeler yapmalı, sınır-ötesi askeri maceralar konusunda hassas olduğunu defalarca ispat etmiş olan CHP, milletvekili kaçırıldı diye, bugüne kadar sakındığı ve sakındırdığı davranışları teşvik etmemelidir.
Serinkanlı olma zamanıdır, unutmayalım...