Kitabın ortasında konuşalım, sonra başına döneriz: Adam (Trump), Rahip Brunson meselesinden yola çıkarak “Ben zaten Türkiye’nin ekonomisini mahvetmiştim, sınırları zorlarsa aynısını yaparım” dedi, her konuya maydanoz “iş çevrelerinden” çıt yok!
Türkiye’nin bir milli burjuvazi sorunu var. Emperyalizmin sözcüsü,senin ekonomini mahvettim, yine yaparım diyor, gözler, anlı-şanlı, TÜSİAD, TOBB, MÜSİAD, TİM, DEİK, oralarda her kim varsa, birilerinin ortaya çıkıp, “Ne diyorsun sen pislik” demesini bekliyor, yoklar. Sendikalar da yok… Tam felaket…
Erdoğan, belli ki, 13 Kasım’daki randevuya kadar Ankara-Washington hattında gerginliği olduğu yerde tutma gayretinde ama neden Erdoğan’ın omuz başında yer almıyorsunuz?
“Herifin” itirafı, bu ülkede son bir yıl içinde konkordato ilan eden firmaların, emekçi çıkaran şirketlerin, artan işsizliğin, yıkılan ailelerin, aç kalan yaşlıların, öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kalan gençlerin, okula başlayan çocuğuna bir pantolon alamadığı için intihar eden o babanın sorumlusunun emperyalizm olduğunu ispatlıyor.
“Herif” kendi söyledi.
(Bir yıldır ekonomi üzerine kriz tamtamları çalıp felaket senaryoları yazan y.vşaklar, bu itirafı görmezden geliyor iyi mi, arkadaş, Amerikan emperyalizmi sizin ekonominizi yerle bir ettiğini söylüyor, siz hala kötü yönetilen ekonomi öyküleriyle sosyal medyada takipçi kazanma sevdasındasınız, pes!..)
Anlı-şanlı iş çevreleri susuyor!
Böyle bir sermaye sınıfı ve -sözde- burjuvazi ile Gazi Mustafa Kemal’in tam bağımsız Türkiye emri doğrultusunda emperyalizme karşı ‘kuvvayı milliye cephesi’ kuracağımızı sanıyoruz, peh!
Kurarız ama belli ki bu arkadaşlar, biraz arkadan gelecekler…
Sayın Başkan, boş ver gitmesen de olur
Erdoğan’ın -eski- Beyazsaray Güvenlik Başdanışmanı, Siyonist-ırkçı John Bolton’a Ankara’da randevu vermemesi, Türk devletinin tarihine sessizce yazılmış bir altın sayfadır, aşağılanmanın büyüklüğünü kaldıramayanTrump adamı görevden aldı.
Türklerin tarihi birikimi, düşmana böyle muamele eder.
PKK’yı silahlandır.
FETÖ’yü koru.
15 Temmuz’da 1 Dolar’lık askerlerinle işgal amaçlı darbe yap.
Doğu Akdeniz’de Türk varlığına karşı tüm ittifakların içinde ol.
Şimdi de Suriye için tehdit et. (İşe bak, tehdit Şam’dan değil, Washington’dan, Siyonist Senatör Lindsey Graham’dan geliyor, ne ara, burnumuzun dibindeki kadim topraklar İsrail’in malı oldu?)
Ankara’daki iktidar-muhalif herkese soruyorum: Amerika Türkiye’ye düşman olduğunu göstermek için daha ne yapsın?
Bu nedenle…
Erdoğan’ın 13 Kasım’daki Washington ziyaretini iyi niyetli bir çaba ama olmasa da olur bir yorgunluk olarak değerlendiriyorum.
Amerika ile konuşacak neyimiz kaldı ki…
İncirlik-Kürecik kapatılmalıdır
Ekonomimizi mahvettiğini söyleyen…
PKK’yı bölgesel müttefik ilan eden…
Kendisine ait olmayan Suriye toprakları için bizi açıkça tehdit eden…
Amerika…
Artık, askeri üslerinin topraklarımızdaki varlığı ulusal güvenliğimiz için ağır tehdit, “milli şerefimiz” açısından ise büyük bir yaradır, kabul edilemez.
İncirlik başta, tüm Amerikan üsleri ve Kürecik’teki NATO üssü derhal kapatılmalıdır.
Özellikle ABD’nin İncirlik’te depoladığı nükleer başlıklar, Türk milletini Rusya’nın nükleer vuruş alanı haline getirmektedir, bunu taşıyamayız.
Türkiye “nükleerden arınmış toprak” ilan edilmeli ve Rusya ile ikili “saldırmazlık anlaşması” imzalanmalıdır.
Ben, düşmanım Amerika için neden nükleer savaş tehdidi altında yaşayım, bu saçmalıktır.
Siyonist Graham, Türkiye’nin NATO üyeliğine de takmış, rahatlatalım arkadaşı: NATO ÜYELİĞİ İÇİN REFERANDUM YAPILMALI. Bu örgüte halka sorulmadan girildi, acaba millet, üyelikte ısrarlı mı?
Yüzyılın sorusu budur.