Her fırsatta 'erken seçim' talebini gündeme getirdikleri halde hâlâ daha ortak aday konusunda kendi kitlesini tatmin edecek bir açıklama yapamayan 'Millet İttifakı' bileşenleri bambaşka bir oyun kurma derdinde.
Önceki gün BBC'de bir Gelecek Partisi analizi vardı. O analizde Ahmet Davutoğlu'nun, Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında adeta mekik dokuduğu anlatılıyor ve sonuç olarak da yeni bir ittifak modeli üzerinde çalışıldığına vurgu yapılıyordu. Öyle ya. Kılıçdaroğlu, isterse Akşener ile kendisi görüşemez mi? Neden Davutoğlu bu görüşmelere aracılık ediyor ki? Çünkü Akşener de Kılıçdaroğlu da bir numaralı koltuğu hedefleyerek plan yapıyor. Dolayısıyla da burada işler; 'Peki ama adayınız kim?' sorusunda tıkanıp kalıyor. Diğer hiçbir şey gündem olmuyor.
**
Oysa CHP de İYİ Parti de 'sistem değişikliği' gibi radikal bir teklifle gidiyor 2023'e. Ama öyle kötü bir stratejileri var ki, sokakta tek konuşulan şeyler; 'İmamoğlu'nun önü mü kesiliyor', ' Mansur Yavaş'a ayıp ediliyor', 'Kılıçdaroğlu kendi PR'ını yapıyor', 'CHP'nin evlatlarını dışarda bırakıp ithal aday getirecekler' gibi şeyler... Kimsenin model falan konuştuğu yok. Bu sıkıntının da farkındalar fakat açmaza düşmüşler, tutup çıkaran yok. İşte tam bu noktada siyasi hayatı boyunca yaptığı en iyi iş 'danışmanlık' olan Ahmet Davutoğlu imdada yetişiyor. Evet, Davutoğlu bir siyasi hareketin lideri olarak değil tamamen danışman tavrıyla mekik diplomasisine başlamış durumda.
**
Bu yeni süreçte eğer taraflara kabul ettirebilirse Davutoğlu'nun kafasında bambaşka bir şey var. Davutoğlu, başından beri parlamenter sisteme dönüş üzerine kurulmuş olan kampanya planlarını öne çıkaramamaktan dertli olan kendisi gibi bütün parti başkanlarını bu amaç etrafında toplayıp yeni bir oyun kurmak istiyor. Yani 6'lı 'parlamenter sisteme dönüş' masasından yeni bir ittifak devşirmek. Eğer bu yeni ittifakı tesis eder de mesela adına da 'Milli İrade İttifakı' derse o yapının tek gündemi meclise kalabalık gelip anayasayı değiştirecek sandalye sayısını sağlamak olacak.
**
Evet yanlış okumadınız. Davutoğlu, Akşener ve Kılıçdaroğlu'na, 'Artık Cumhurbaşkanlığı gibi bir derdimiz olmasın' diyor. Eğer ikna edebilirse, çıkıp kamuoyuna diyecekler ki "Evet biz de Cumhurbaşkanlığı yarışında güçlü bir adayla var olacağız. Ama asıl ve öncelikli hedefimiz parlamento olacak. Cumhurbaşkanlığında kime oy verirseniz verin ama parlamento seçimlerinde bizim elimizi kuvvetlendirin ki, sistemi değiştirebilecek gücümüz olsun..." İşte Ahmet Davutoğlu'nun kafasındaki yol haritası bu. Bunu CHP ve İYİ Parti kabul eder mi, bilmem. Zira Akşener kendini yeni sistemin başbakanı olarak hazırlıyor elbette. Yani bu teklife çok da soğuk bakmayabilir. Fakat Kılıçdaroğlu'nun önceliği sistem değil. O Recep Tayyip Erdoğan'ı yenmek istiyor. Ne hükümet sistemi ne parlamento seçimleri ne cumhurbaşkanlığı. Tek derdi Erdoğan'ı sandıkta yenmek. Şu anda siyasetteki tek motivasyonu bu. Babacan, Akşener, Karamollaoğlu, Davutoğlu gibi isimler daha rasyonel düşünüyor. Erdoğan'ın da olduğu bir yarıştan galip çıkamayacaklarını bildikleri için başka bir plan arayışı içinde olmaları normal. Ama Kılıçdaroğlu'nu ikna etmek kolay olmayacak sanırım.