Askeri stratejide büyük düşünen devletler için geçerli dört temel jeopolitik teori vardır. Spykman, Mackinder, Mahan gibi akademisyenler tarafından üretilen bu teoriler şunlardır;
- Kara Hâkimiyet teorisi
- Kenar Kuşak Hâkimiyeti Teorisi
- Deniz Hâkimiyet Teorisi
- Hava Hakimiyet Teorisi
Bunlar içinde favorim Amerikalı Amiral Alfred Mahan'ın tezi "Denizlere Hakimiyet Teorisi" dir.
Şöyle der Mahan teorisinde;
"Denizlere hâkim olan dünyaya hâkim olur."
Doğru söze ne denir...
Teori doğru bir teoridir.
Üzerinde güneş batmayan İmparatorluk olarak kendini dünyaya pazarlayan İngiltere'nin bir dönem, işgalci devlet Amerika'nın ise şu dönem uyguladığı da bu teoridir.
Denizlere Hâkimiyet Teorisi
Bu teorinin bir tek koşulu vardır;
Güçlü donanma...
İngiltere, Amerika gibi sömürgeci mantığıyla değil, tam tersi bunlar gibi sömürgeci devletlere karşı durmak mantığıyla hareket eden Türkiye'nin de uygulaması gereken teori bu olmalıdır.
Güçlü donanma...
Akli selim devlette onu yaptı ve Türkiye'nin güçlü bir donanması olması için düğmeye bastı.
Sen misin basan!
MİLGEM...
Kısa adı MİLGEM
Açık adı "Milli Gemi"
Ya da bir başka deyişle, donanmanın atağa kalkması için uygulanacak ulusal savaş gemisi programının adı
Amerika bu projeyi engellemek için her yolu denedi.
Geçmişleri giydiği üniforma kadar temiz onlarca bahriyeliyi, pırıl pırıl gemi mühendislerini FETÖ üzerinden, casus vb. çeşitli bahanelerle zindanlara tıktırdı.
Öylesine acımasız ve öylesine alçakça saldırdılar ki donanmada atayacak gemi komutanı kalmadı.
Çünkü denizde gemi komutanlarının, hava da filo komutanlarının neredeyse tamamı cezaevlerine atıldı.
Nasıl mı?
Balyoz, Ergenekon, Fuhuş, Casusluk gibi düzmece davalarla.
Ama başaramadılar.
MİLGEM'i durduramadılar.
İt ürüdü donanma yürüdü...
15 Temmuz'da bağırsaklarını temizleyen devlet olanca hızıyla projelere yüklendi ve proje kapsamındaki birçok korvet ve firkateyni ülkemize ve şanlı donanmamıza kazandırdı.
Ada, istif, hisar sınıfı çok amaçlı korvet ve firkateynler, TF 2000 sınıfı hava savunma destroyerleri, istihbarat korveti bu projede olanlar.
Bunlara ilave bir de Pakistan için üretilen dört adet ihraç korvet proje kapsamında.
Düne kadar hayal olan bu projelerden bir kısmı üretildi, bir kısmı saç kesti, bir kısmı ise sırasını bekliyor.
Geçtiğimiz hafta Deniz Kuvvetlerine teslimatı yapılan TCG Anadolu gemisi de süreç içindeki eserlerden sadece biri.
Deniz Kuvvetlerimiz teslim aldı.
Deniz Kuvvetlerimiz 10 Nisan 2023 tarihinde, benim de katıldığım bir törenle bu şaheseri teslim aldı.
Sabah erken saatlerde buğulu gözlerle gemiyi ziyaret ettim. Orada Barbaros'un torunları ile tanışıp sohbet ettim.
Gemiyi diri gören biri olarak şunu belirteyim.
Devletin eriştiği gücü, o gücün ürettiği gemiyi öyle televizyon ekranlarında gördüklerinizle ya da gazetelerde okuduklarınızla anlamanız mümkün değil.
Yapılan işin büyüklüğünü, devletin erdiği gücü görmek istiyorsanız gemiyi canlı görüp ona dokunmanız şart.
Ama Ali Babacan gibilerinin dokunmak istediği gibi değil.
Bu vatanın evladı,
Devletiyle gurur duyan onurlu bir Türk vatandaşı olarak,
Milli duygularını kaybetmemiş bir ruh olarak dokunmanız şart.
Sonuç...
"Yav hocam iyi güzelde bizi Ali Babacanla bir tutmayın gücümüze gidiyor, vatandaş olarak biz gemimize nasıl dokunuruz onu söyleyin" diyenlere hemen müjdeyi vereyim...
Gemi 17-24 Nisan 2023 tarihleri arasında Sirkeci sahilinde halkın ziyaretine açıldı. Tavsiyem odur ki;
Mutlaka gidin,
Muhakkak görün
ve 14 Mayıs'ta, tarihin en kritik seçiminde neyi oylayacağınızı kavrayın, nereye oy vereceğinize karar verin.
Vereceğiniz oyun sizi getireceği nokta bu tür milli projelere tamam mı diyeceğiz, yoksa devam mı noktasıdır.