Migren tipi başağrısı hayatî bir tehdit oluşturmasa da hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir hastalık. Migren ağrılarının sıklığını ve şiddetini azaltmak üzere kullanılan ilaçlar sınırlı etkilerinin yanı sıra bazı yan etkileri nedeniyle sorun oluşturuyor. Bir migren hastası olarak ben krizleri önlemek amacıyla tıbbi nane yağı kokladığımı çeşitli defalar yazılarımda aktarmıştım. Burada en önemli husus migren krizinin başlayacağını hissettiğiniz an, yani aura sırasında, hemen derin derin koklanması. Ancak hemen müdahale edilmezse ağrı başladıktan sonra pek bir yararı bulunmuyor. Yürütülen bir klinik çalışmada migren ataklarının sıklığının ve ağrı şiddetinin azaltılmasında kişniş (Coriandrum sativum) meyvesi, Isparta gülü (Rosa damascena) çiçeği ve menekşe (Viola tricolor) çiçeğinin bu amaçla yararlı olabileceği gösterilmiş.
Auralı ya da aurasız migren teşhisi konulmuş 15 ile 45 yaşları arasında 88 hasta üzerinde yürütülen bilimsel formatta (randomize, plaasebo kontrollü) klinik çalışmada kurutulmuş ve toz edilmiş kişniş meyvesi, Isparta gülü ve menekşe çiçeği eşit oranlarda karıştırılarak 500 miligramlık kapsüller içerisine konulmuş. Boş ilaç (plasebo) grubuna ise kapsül içerisine nişasta konulmuş. Dört hafta süresince bitki karışımı taşıyan kapsül veya plasebo kapsüller hastalara günde 3 defa verilmiş. Bu uygulama süresince tüm hastalara, yani hem bitki karışımı verilen hem de nişasta verilen hastalar, günde 2 defa migren hastalarına reçetelenen propranolol kapsül (günde 40 miligram) verilmiş. Çalışmanın başlangıcında hastalara geçen 3 ay içerisinde, deney süresinde (ikinci hafta) ve sonunda (dördüncü hafta) baş ağrısının sıklığı, süresi ve şiddetindeki değişimi derecelemesi istenmiş. Sonuçlar değerlendiriliğinde ikinci haftadan başlayarak bitki karışımı verilen hastalarda plasebo verilen hastalara oranla migren krizlerinin sıklığı, süresi ve şiddetinde istatiksel olarak çok belirgin (p<0,001) azalma gözlemlenmiş.
Aslında bu sonuç pek de şaşırtıcı değil. Daha önce yapılan deneysel ve klinik çalışmalar kişniş tohumunun ağrı kesici (analjezik) ve iltihap giderici (antienflamatuvar) etkileri bulunduğunu ortaya koyuyor. Kişniş meyvesinin etkisini beyinde opiate reseptörleri üzerinde gösterdiği sıçanlarda yapılan çalışma ile gösterilmiş. Yani kuvvetli ağrı kesiciler (narkotik analjezik) gibi bir etki söz konusu. Daha önce 66 migren hastası üzerinde yürütülen bir başka çalışmada da kişniş meyvesi şurubunun uygulanması ile plasebo grubuna göre migren krizlerinde etkinliği gösterilmişti. Bu çalışmada bir grup hastaya kişniş şurubu verilirken, diğer gruba etkisiz şurup verilmiş ve ayrıca her iki grup hastaya her gün sodyum valproat (500 miligram) uygulanmış. Sonuçlar 4 hafta boyunca her hafta değerlendirilmiş. Diğer taraftan, gül çiçeklerinin yatıştırıcı etkisi ve menekşe çiçeklerinin ise iltihap giderici etkisi bulunduğu yayımlanan bilimsel çalışmalar ile de ortaya konulmuş. Hiç şüphesiz, bu karışımın daha yüksek hasta sayısı ve daha uzun süre uygulamalarda ne derece etkili olabileceğinin araştırılması gerekiyor. Ancak son derece basit ve herhangi bir riski bulunmaması nedeniyle migren hastalarının denemesinde yarar görüyorum.