Auralı migren krizleri, beyin korteksinin geçici ve geri-dönüşümlü işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkan ve migren hastalarının yaklaşık üçte birinde karşılaşılan bir durum. Aura genel olarak bir saatten kısa sürer ve ardından migren-tipi baş ağrısı atağı ya da daha ender olarak gerilim-tipi baş ağrısı görülür. Auranın muhtemel nedeni, sinaptik boşlukta glutamat ve aspartik asit gibi uyarıcı vücut kimyasallarının (nörotransmiterlerin) miktarında artışa bağlı olarak beyin korteksinin veya beyin sapının aşırı duyarlı duruma geçmesi olarak kabul edilmektedir.
Aura şikayetleri; ani ve geçici olarak tek veya çift taraflı olarak görüş kaybı veya kolda güç kaybı gibi duyu ya da motor işlevlerde bozukluklarıyla ortaya çıkıyor. Aslında auralı krizlerin sıklığı bir yıl içerisinde 2-3 defa ile sınırlı kaldığında herhangi bir önleyici uygulamaya gerek görülmüyor. Ancak bu sıklığın artması durumunda aurayı önleyici tedavi seçenekleri gerekiyor. Bu amaçla uygulanan santral sinir sisteminde glutamat derişimini düzenleyen ilaçların krizlerin önlenmesinde etkili olmasına karşılık etkinin görülebilmesi için uzun süreli uygulama gerektirmesi ve yan etkileri nedeniyle daha güvenilir uygulama seçenekleri üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir.
SONUÇLAR ÜMİT VERİCİ
Ginkgo biloba yaprakları, ileri yaşlarda unutkanlık, demans, bunama, Alzheimer hastalığı gibi sağlık sorunlarının önlenmesi veya seyrinin yavaşlatılması; gençlerde ise beyin işlevlerinin desteklenmesi amacıyla tanıdığımız bir bitki. Glutamat metabolizmasında etkili olduğu bilinen ginkgo, migren aurasının önlenmesinde etkili olabilir mi? Bu konuda İtalya’da yürütülen iki klinik çalışmanın (açık etiketli, yani ilacı kullananlar ne olduğunu biliyor) sonuçları ümit verici.
İlk çalışma, auralı migren atakları şikayeti bulunan 18-65 yaşları arasında 50 kadın gönüllü üzerinde (çok-merkezli, açık etiketli) yürütülmüş. Altı ay süren çalışma, iki ayrı dönemde değerlendirilmiş. İlk iki aylık dönemde (T1) gönüllüler izlenerek kriz sıklığı ve süresi belirlenmiş, bu sürede günde 2 defa ginkgo kapsüllerin yanı sıra önleyici ilacın kullanılmasına izin verilmiş. Takip eden dört aylık ikinci dönemde (T2) ise önleyici ilaç kullanılmasına izin verilmemiş, sadece günde iki kez ginkgo kapsülleri verilmiş [ginkgo özütü (standardize, phytosome, 60 miligram), koenzim Q-10 (11 miligram) ve B-2 vitamini 8.7 miligram)]. Süre sonunda yapılan değerlendirmede T1 sonunda gönüllülerin yüzde 11.1’inde, T2 sonunda ise 42.2’sinde şikayetlerin tamamen kaybolduğu bildiriliyor. Diğer taraftan tam olarak iyileşmeyen gruplarda aura süresinin T1 sonunda yüzde 30, T2 sonunda yüzde 56 azaldığı; aura sıklığının ise T1 sonunda yüzde 46, T2 sonunda yüzde 68 azaldığı tespit edilmiş. Çalışma süresince herhangi bir yan etki bildirimi olmaması da önemli bir bulgu.
Ginkgo kapsüllerinin uzun süreli olarak uygulanmasıyla gözlenen bu olumlu sonuçların kısa süreli (akut) uygulamalarla ne derece sağlanabileceği ise aynı araştırma grubu tarafından yeni yayımlanan bir çalışmada açıklanmış. Seçilen auralı migren hastası 25 gönüllüde ilk aura atağında auranın ne kadar sürdüğü belirlenmiş. İkinci aura atağının başlangıcında hemen ginkgo özütü taşıyan kapsüllerden iki adet yutulması istenmiş. Uygulanan kapsüllerin bileşimi daha önce kullandıklarıyla aynı ancak miktarları iki misli fazla [ginkgo özütü (standardize, phytosome, 120 miligram), koenzim Q-10 (22 miligram) ve B-2 vitamini 17,4 miligram)]. Yapılan değerlendirmede sadece tek uygulamayla aura süresinin yüzde 35 azaltılabildiği, gönüllülerin yüzde 60’ında akut aura şikayetlerinin hafifletilebildiği ve yüzde 18’inde aura sonrası ağrı gelişiminin önlenebildiği bildiriliyor.
Bu çalışmalarda boş ilaç (plasebo) verilen kontrol grubu olmaması ve açık etiketli olması, yani gönüllülerin kullandıkları ilacı bilmesi nedeniyle olası bir psikolojik yararın söz konusu olmasına bağlı yetersizlikleri söz konusu. Ancak görülen o ki uzun süreli uygulamaların sonuçları dikkat çekici. Bu konuda daha kapsamlı klinik çalışmalar yapılmasına ihtiyaç duyuluyor.