Öcalan Şubat 1999’da yakalanmış ve Türkiye’ye iade edilmişti. Milliyetçi rüzgarların hızla esmesiyle DSP ile beraber MHP de nasibini aldı. Nisan 1999 seçimlerinde MHP yüzde 18’le ikinci parti oldu. MHP’nin önünde iki seçenek vardı: Ya milletin yanında yer alacak ya da bürokrasiye selam duracaktı. Maalesef MHP ikinciyi tercih etti. O dönem 28 Şubat’ın etkileri sürdüğü için Fazilet Partisi ve DYP’ye pek sıcak bakılmıyor ve DSP-MHP-ANAP koalisyonu kaçınılmaz görünüyordu . Daha koalisyon kurulmadan Rahşan Ecevit MHP hakkında ağır ithamlarda bulundu. Normal koşullarda MHP’nin DSP’yle koalisyon kurmaması gerekirdi. Ne hikmetse Bahçeli ülkücüleri derinden yaralayan bu sözleri duymadı ve adeta yutmak zorunda kaldı. Bahçeli liderliğindeki MHP’nin ilk stratejik hatası bu oldu.
DSP-MHP-ANAP hükümeti kuruldu ve MHP etkili tek bir bakanlık bile alamadı. Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı gibi görece daha etkisiz bakanlıklarla yetinmek zorunda kaldı. Ülkücülerin canı iyice sıkılmaya başlamıştı. Vardır bir hikmeti denilerek bu da sineye çekildi. Hükümet kurulduktan sonra MHP’nin elle tutulur hiçbir icraatta bulunamaması, kamuoyunu genelde DSP ve ANAP’lı bakanların belirlemesi, başörtüsü konusunda adım atılamaması çatlak seslerin ortaya çıkmasını tetikledi. Ama esas öldürücü nokta Öcalan’ın idam edilip edilmemesi konusunda cereyan etti. Öcalan’ı yargılayan mahkeme idam kararını vermiş ve iş artık hükümete kalmıştı. Hükümetin idam kararının onaylanması için dosyayı Meclis’e getirmesi gerekiyordu.
Öte yandan 1999 yılından itibaren AB’yle ilişkiler iyi gidiyor ve hükümet birçok reformu Meclis’ten geçiriyordu. AB ve ABD Apo’nun asılmasını asla istemiyordu. MHP ise Öcalan’ın asılması konusunda millete söz vermişti. Başbakanlık’ta yaklaşık 7.5 saat süren toplantı sonunda dosyanın Meclis’e sunulmayarak bekletilmesi kararı çıkmıştı. Bahçeli tam o dönem koalisyonu bozsa belki de yapılacak ilk seçimlerde birinci parti çıkacaktı.
Ama Bahçeli yine tek bir açıklama yapmadan bu işin de üzerini örttü. Ülkücüler büyük hayal kırıklığı yaşamışlardı. Ayrıca AB’yle ilerleme raporları çerçevesinde uyum yasaları birer birer Meclis’ten geçiyordu. Her ne kadar MHP milletvekilleri hayır oyları vermiş olsa da, idam kararı artık kaldırılmıştı. Bahçeli Öcalan’ı asamamış ve devletin derinliklerine teslim olmuştu. Bahçeli idam kararının kaldırılmasından sonra da koalisyonu bozabilirdi ama herhalde ülkenin ali menfaatlerini (!) düşünerek bunu yapmadı. 2001’de patlak veren ekonomik krizden sonra yapacak bir şey kalmadı. MHP 2002 seçimlerinde barajı geçemedi. MHP yaptığı hatanın bedelini ödemişti.
2007 seçimlerinden sonra barajı geçip Meclis’e tekrar girdi ama Türk siyasetindeki en kritik ikinci evresini 7 Haziran seçimlerinde yakaladı. Seçim gecesinden itibaren Bahçeli erken seçim dedi “AK Parti-CHP-HDP otursun, anlaşsın koalisyon kursun” dedi. Sonra Temmuz ayında PKK terör örgütü askerimizi, polisimizi şehit etmeye başladı. İşte MHP’nin stratejik zekasını burada kullanması gerekiyordu. Niye mi?
PKK’nın kontrolden çıkması HDP’yle olası bir koalisyon ihtimalini sıfırladı. Geriye AK Parti-CHP ve MHP’nin aralarında koalisyon kurmasına geldi. Ama bu da olmadı. O zaman geriye tek ihtimal erken seçim kaldı. Seçim hükümeti kurulması gündeme gelince MHP ona da yanaşmadı. Yani hiçbir şeye evet demedi. MHP 1999’da nasıl koalisyon kurarak büyük hata yaptıysa, şu anda da kurmayarak hata yapıyor.
Tamam bir koalisyona evet demedi. Bunu anladık. Bari bir seçim hükümetine evet deseydi. Şimdi HDP’li bakanlar da kabinede yer alacaksa bunun sorumlularından biri de MHP oldu. Stratejik olarak büyük bir yanlış yaptı. Çünkü şu anda büyük bir kavga var. Ortalık yangın yeri. PKK hayatında bulamayacağı desteği birçok kesimden görüyor.
Terör örgütünü dizginlemek için MHP de bir fırsat kullanabilirdi. Yapmadı. Kasımda yapılacak erken seçim sonrası benzer tablo çıkarsa ya da MHP oy kaybederse ne yapacak? Gene mi koalisyon kurmayacak, gene mi hiçbir şeye yanaşmayacak? Ülkede büyük bir yangın varsa ve bunu söndürmek için MHP’nin de elinde bir imkan varsa, bunu niçin kullanmıyor? Anlayan beri gelsin.
Siyaset hizmet için, iktidar için yapılır. Sadece muhalefette kalarak varlığını sürdürebilirsin ama sonra unutulur gidersin. CHP yıllardır var da ne oldu? Hiç. Tabela partisinden bir farkı yok. Halbuki hizmet edilerek milletin gönlünde yer edinilebilir. Sadece konjonktür gereği alınan oylar ise bugün gelir yarın gider. Ne yazık ki MHP 1999’da yaptığın yanlışın benzerini -bu sefer tersten -gene yapıyor. En zor zamanda alınan kararlar, takınılan tavırlar önemlidir.