Televizyonda “Bütün Reyhanlı halkını suçlayamayız, ama orada Suriyeli mültecilere saldıranlara gereken tepki gösterilmezse bütün Reyhanlı zan altında kalır” dedim, gazetede “Elbette ki Suriyeli mültecilere karşı işlenen suçlardan bütün Reyhanlı ahalisi sorumlu değildir. Fakat o suçları alkışlayanlar, yüksek sesle telin etmeye yanaşmayanlar yüzünden, Baas ve Neo-Nazi çetelerinin dümen suyunda giden bir Reyhanlı görüntüsü var maalesef” diye yazdım. Bunu “Hakan Albayrak bütün Reyhanlı halkını katil ilan etti” diye çevirdiler.
Şimdi de, Reyhanlı’da Suriyeli mülteciler aleyhindeki gösterilerde bazı kimselerin Bozkurt işareti yaptığına ilişkin sözlerimi “MHP’liler cinayet işledi” diye çeviriyorlar.
Asla öyle bir iddiam yok ve olamaz. En az bir Suriyelinin linç edildiğini -bir doktorun gayri resmi beyanına istinaden- iddia ettim, fakat o linçin nerede ve tam olarak kimler tarafından gerçekleştirildiğine dair bir şey söylemedim. Söylemem mümkün de değil, çünkü bilmiyorum.
***
Gerek televizyondaki konuşmalarımda ve gerekse gazetedeki yazımda maksadını aşan ifadeler oldu, evet. Bunlar için Reyhanlı halkından, MHP camiasından ve bütün Türkiye’den özür dilerim.
“Esed rejiminin cinayetlerini konuşacağımız yerde neler konuşuyoruz” diyerek giriştiğim bir işte ben de hedefin saptırılmasına katkıda bulundum maalesef.
Tek tesellim, konuşmalarımın ve yazımın Reyhanlı’da Suriyeli mültecilere yönelik yeni saldırıların gerçekleşmesini önlemeye katkıda bulunduğu ihtimali.
Bu işte yalnız kaldım. Benim duyduklarımı duyanlar, gördüklerimi görenler, öğrendiklerimi öğrenenler genelde sessiz kaldılar, bazıları “Sen de artık bu işin peşini bırak, yoksa hepimizin güvenliği tehlikeye girecek” dediler veya demeye getirdiler. Öyle olsun. Kendimce bir maslahat-mefsedet hesabı yaptım; Suriyeli mültecilere yönelik yeni bir saldırı olmazsa -veya hakkımda muhakkak cevaplamam gereken bir iddia ortaya atılmazsa- ben de konuyu bir daha gündeme getiremeyeceğim inşaallah. Hakkımda açılan davalarda vereceğim ifadeler hariç tabii.
Konuyu kapatmadan önce birkaç not:
- Reyhanlılı bir kardeşimiz video çekmiş. Suriyeli mültecilere yaptığı yardımları anlatıyor, yardım malzemelerini gösteriyor (Allah razı olsun, ecrini arttırsın), sonra da “Biz Neo-Nazi’yiz, ha?” deyip mahkemede benden şikâyetçi olacağını söylüyor. Allah Allah. Neo-Nazi lafını o güzel kardeşimiz niye üstüne alınmış ki? Bu bir yana; sokaklarda, meydanlarda Suriyeli mülteciler aleyhinde bağırıp çağırarak konuşan ve hatta onlara saldıran hemşerilerden bir tanesi hakkında “Sen Reyhanlının adını lekeliyorsun”, “Sen halkı kin ve düşmanlığa tahrik ediyorsun” diyerek suç duyurusunda bulunmuş mu da şimdi bana dava açmaya kalkıyor? Yine de başım gözüm üstüne.
- Rizeli bir delikanlı “Hakan Albayrak gazeteci mi, ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) militanı mı, müfettiş mi” diye sormuş. Cevap veriyorum: Üçü de.
- “Reyhanlı’ya gelirsen seni öldürürüz” diyen kardeşler var (şaka mı ciddi mi bilmem, ama iki ayrı kanaldan böyle bir tehdit aldım). Onlara da aferin. Bravo. Reyhanlı’nın adına leke süren o çakallardan bir tanesinin kulağını çektiniz mi? Onu bile yapmadınız ama beni direkt öldüreceksiniz, ha? Şahanesiniz!
Son söz: Selamun aleykum Reyhanlı.