‘Hayır’ bloğu, MHP’nin, Sayın Bahçeli’nin AK Parti ile omuz omuza yürümesinden büyük rahatsızlık duyuyor.
Millet vicdanı ise bu beraberliğin getirdiği büyük bir özgüven, istikbale dair endişelerden uzaklaşmanın hazzı ve huzuru içindedir.
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi, bir işgal ve ihanet hamlesiydi. FETÖ bir taşerondu, saldırı bir Haçlı projesiydi. Aziz milletimizin Çanakkale ruhu ile ihanete dur denildi.
MHP, yedi düvelin saldırısını çok net ve büyük ferasetle gördü. İstiklalimiz ve istikbalimiz için büyüyen tehlikeye karşı siyaset üstü, şahıslar üstü bir duruş sergiledi/sergiliyor.
Türkiye’ye istikrar, huzur, kalkınma getirecek, büyük devlet siyasetine zemin olacak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için 16 Nisan’daki referandumdan çıkan ‘EVET’te en büyük pay sahibi MHP’dir.
MHP’nin kararlılığı, AK Parti ile birlikte yürüyüşü, CHP’nin alet olduğu küresel oyunları bozacak, tezgâhları parçalayacaktır.
İşte son ABD’deki Rıza Sarraf yargılaması üzerinden kurulan kumpasın karşısında da MHP’nin Türk milletine güven veren duruşu var.
Tarihe not düşmek açısından Sayın Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz Salı günü MHP Grup toplantısında yaptığı konuşmadan bölümler aktarıyorum:
“Amerika’daki dava, yargı yetkisi bakımından hukuki olmaktan çıkmış, siyasallaşmıştır. Sanığı, tanığı, itirafçısı, jürisi, bilirkişisi, savcısı ve yargıcıyla Türkiye’yi hedef alan bir komplo senaryosu sahneye konulmuştur. FETÖ’cü hainler, Türkiye’ye husumet duyan lobiler ve bütün melanet odaklar bu senaryoya dâhil olmuşlardır. Türkiye’de, Türk topraklarında işlenen bir suç varsa, bunun hesabının sorulacağı yer de Amerika mahkemeleri değil, Türk yargısıdır.
“Türkiye’ye tezgâh kurulmakta, Türk ekonomisinin çökertilmesi hedef alınmakta, dava Türkiye’de siyasi sonuçlar doğurmak amacıyla saptırılmakta ve yönlendirilmektedir.
“Türkiye’deki bazı çevrelerin; bu senaryoyu alkışlamaları, buna ümit bağlamaları, kendileri açısından bir züldür, bir zillettir.
“Siyaset mertçe yapılır, Türk ahlak ve töresine göre yapılır, adam gibi yapılır. Türkiye’nin haysiyeti üzerinden siyaset olmaz. Türk töresinde, Türklüğün geleneğinde pusu kültürüne yer yoktur.
“FETÖ hıyaneti yeni melanetler peşinde koşarken, Türkiye’yi nasıl vururum hesapları yaparken, bu alçakların değirmenine su taşımak neyle izah edilecektir? Siyasi hesaplar uğruna Türkiye’yi sırtından hançerlemek ihanetin daniskasıdır.
“Bizim ABD’nin yargı sisteminden alacağımız, duyacağımız, öğreneceğimiz hiçbir şey yoktur. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD’de sorgulanmasına, gıyaben ve kasten mahkemeye çıkarılmasına şiddetle karşıdır, karşı çıkacaktır.
“Yabancı bir ülkenin ağzına bakarak, bize ne düşer diyerek siyaset yapmak da bizim şerefli mazimizde olmayan, görülmeyen, duyulmayan, bundan sonra da duyulmayacak bir ilkesizlik ve ahlaki düşkünlüktür.
“Şunu herkes çok iyi bilsin ki; siyaset kurumumuzu başkalarının tanzim etmesine ses çıkarmazsak, Türkiye’yi bekleyen mukadder akıbet, dış güçlerin fiilen mandası altına girmek olacaktır. Böyle bir zilleti, Türk milleti ve Türk milliyetçileri asla kabul etmez, buna heveslenenlerden de bunun hesabını mutlaka sorar. Hangi bağımsızlık vardır ki, yabancıların öğütleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir, kaydetmeyecektir.
“CHP, başkalarının dümeninden tutunup akıl tutulması yaşayabilir. İftira siyasetinden medet umabilir. Türkiye’yi yabancı ülkelere sürekli şikâyet edebilir, etmiştir de.
“Bize düşen, bunların foyasını meydana çıkarmaktır. Bu müflis CHP kafasına soruyorum; oğlan babadan görür at oynatmasını, kız anadan görür sofra donatmasını, peki siz kimden gördünüz böylesi çürük ve çorak siyaseti?
“Türkiye muhaliflerinin ekmeğine yağ sürüyor, emellerine hizmet ediyorsunuz. Hadi bizden utanmıyorsunuz; bari Atatürk’ten utanın, milletten utanın, ceddimizden utanın, bu da olmadı, hiç olmazsa Allah’tan utanın, Allah’tan korkun…”
MHP, işte bu şuur, bu milli ve yerli duruş, bu basiret ve ferasetiyle Türk milletinin, devletinin, vatanının teminatıdır.
***
Rasim Ozan Kütahyalı çok büyük yanlış yaptı. "Kendimi affetmiyorum" dedi. Özür diledi. Ama Kütahyalı'ya yapılan siyasi linç 2 haftadır sürüyor. En son "İtalya'ya kaçtı" diye iftira attılar. Aradım, Rasim İstanbul'da çocuklarıyla oynuyor. Artık lincin bu kadarı da fazla olmuyor mu?