Son altı aylık gelişmeleri birlikte değerlendirdiğimizde, PKK ve onun siyasi uzantısı Cumhuriyete adeta meydan okumaktadır. Sayıları dört bin civarında olan dağ kadrosu yirmi yıldır büyümüyor. Kadroda oluşan eksiklikler köylerden, zorla veya gönüllü devşirmeler ile tamamlanıyor.
PKK Suriye’de gelişmeler dolayısıyla taze kan alınca, daha önce söyleyemediklerini şimdi açıkça ifade etmekte bir beis görmemektedir. Orta Doğudaki halk hareketleri ile rejimler değişirken bizde de acaba bir bölünme olurda Zerdüşt inancında veya komünist bir anlayışta bir devlet kurabilir miyiz düşüncesinde olan PKK Mecliste BDP’yi, dağda ise gencecik kandırılmış, evden, okuldan kaçmış çocukları aşırı bir hareketliliğe sokarak kullanmaktadır.
Uzun yıllardır bilhassa 1992 yılından itibaren yaptığımız önemli bir yanlış, sayısı dört bin civarında olan PKK’nın karşısına bu sayının 60 katı olan askeri birlikleri çıkarmış olmamızdır. PKK’nın Vur Kaç taktiği ile düzenli ordu baş edemez. Hele Türkiye şartlarında mümkün değil. Her askeri birliğimizde sayısı az da olsa PKK sempatizanlarının varlığını kabul etmek lazım. Ordu Birlikleri operasyona karar verdiği anda, bu karardan PKK’nın haberi oluyor. Harekât başladığında, birliğin koordinatları karşı tarafa iletiliyor. Coğrafya çok engebeli olduğu için, birlik karayolunu takip ederken sütre gerisinde bekleyenler kara mayını patlatıyor veya ağır silahlarla ateş açıyor. Şehitlerimiz oluyor. PKK yandaşı olan medya önderliğinde, basına da boy boy resim veriyor.
Geçenlerde BDP milletvekilleri ile PKK militanları TV kameralar önünde öpüşüp koklaştı. Sanki hasret giderdiler. Benim aklıma gelen basit bir soru var.”Gazeteciler, kameramanlar, PKK sempatizanları ve BDP Milletvekilleri topluca yolda giderlerken “Devlet nerede idi”.Böyle “saldım çayıra Mevla kayıra” düşüncesi ile eşkıya ile onların siyasi uzantılarının asfalt yol üzerinde buluşup şov yapmasına nasıl göz yumulur. Bu fütursuzluk, kendini bilmez sözde bir milletvekili Türkiye’nin 400 kilometresi PKK denetiminde diye açıklama yaptırıyor. Tabii bunlar uzunluk, alan ve hacim birimlerini bilmez ama bu bilgisizliğini, sorgulayan hiçbir gazete de çıkmadı. Benim Hükümete tavsiyem, bu meydan okumaya bir son verelim.
Vakti ile Entebbe de yapılan bir operasyonun benzerini yapalım, ele geçirilecek sorumluları yargıya teslim edelim.