Ramazan-ı Şerif’te ruh annesini, evini arıyor. Şefkati, huzuru arayan Hz. Resullah’a (s) koşsun… Bizim dilimizde, ayrılık hüznü ve kavuşma ümidi, hasılı aşka dair bütün tavırlar, haller Hz. Resulullah (s) aşkıyla şahikasına ulaşır.
Molla Hüseyin Bateyi 1670/1750 yılları arasında hayat sürmüş büyük bir edip. Peygamber Efendimiz için söylenen meşhur Mevlit’lerden Kürtçe olanını kaleme almış büyük bir bilgin… Süleyman Çelebi’nin Mevlid-i Şerif’i nasıl ki kalplerimizi, ruhlarımızı Hz. Resulullah’ın (s) sevgisiyle titretiyorsa, Molla Hüseyin Bateyi’nin Mevluda Nebi’si de aynı gül denizine götürür bizi…
Hakkari’deki Meydan medresesinin müderrislerinden olduğu biliniyor. 557 beyitten oluşan Mevlid, "failatün, failatün, failatün" vezniyle kaleme alınmış. Şimdiki zamanda bu eski vezinlerin zevki tam bilinmiyor. Bizim edebiyat hocalarımız, eskilerin vezin tercihini, "sevgilinin yürüyüşü" ile müsemma anlatırlardı, şiirden gelen ayak sesiydi onların nazarında vezin ve hasretin ve elbette hüznün kokusunu taşırdı... Ben yine de Failatün, Failatün, Failatün vezninde garip bir neş’e hissederim. Sevgiliye duyulan özlemin yanı sıra kadere boyun bükerek yaşanan mahviyet paradoksal bir şekilde neredeyse neş’eye dönüşür… Mevluda Nebi’yi okurken de öyle oluyor, Resulullah’ı (s) ziyaret etmişsiniz gibi seviniyorsunuz sonunda…
Molla Bateyi’nin, yüzünü hiç görmeden sevip inandığı Hz. Resulullah’a olan sevgisinde sanki Yunus’un "dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevlam seni" duruluğu var… "Ey Rabbim insanların en hayırlısına salat et, Ağaçların yanında kuşlar ötüştüğü sürece…" diyor. "Ey Rabbim insanların en hayırlısına salat et, Güneş yedi semada döndükçe…"
Arapça, Türkçe, Kürtçe, Farsça Mevlidler vardır. Bu divanlarda her Müslüman’ın aşina olduğu ayet, salavat, tesbihatın yanı sıra ortak kelimeler de çoktur. İslam Milleti olmamızın, aynı coğrafya kaderini paylaşan diller ve toplumlar olmamızın, Osmanlı bakıyesi oluşumuzun, kültürel ve sosyolojik çatısını "millet varlığımız" olarak kavramsallaştırıyor Kültür ve Turizm Bakanımız Prof. Numan Kurtulmuş. Molla Bateyi’nin Mevluda Nebi’sini okurken Hz. Resulullah’ın (s) tevhid sancağının rüzgarını hissetmemiz boşa değil…
Tercümelere veya güncellemelere zevk katan şey, harf işçiliğini gerçekleştiren kişilerin de edip olması, zevk-i selim sahibi olmalarıdır. Hakkari’de tanışma fırsatı bulduğum edebiyatçı Halid Sadini Beyefendi’nin pırıltılı şiir dünyası hemen kuşatıyor insanın ruhunu…