CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın bir televizyon programında söyledikleri öylesine ağızdan kaçmış ifadeler değildir.
Altay açıkça, "umarım Erdoğan'ın da sonu Menderes'e benzemesin..." dedi.
Meselenin iki yönü var.
Birincisi, CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu'nun "Erdoğan'ı erken seçimle ya da başka şekilde göndermek" lâfından beri bir darbe tehdidi yapılıyor.
Emekli amirallerin gece yarısı bildirisi de aynı yola döşenen taşlardan ibaret.
Bir algı operasyonu var. Muhalefet bloğu, HDP, FETÖ bir koro oluşturdular:
"Türkiye yönetilemiyor ve bu iktidar gidici. Geliyoruz ve hesap soracağız..."
Kılıçdaroğlu'nu, Akşener'e, Davutoğlu'na, Babacan'a bakın, sadece kaostan medet umuyorlar, durmadan felâket tellâllığı yapıyorlar.
Hele şu Davutoğlu ve Babacan'ın, "biz neler biliyoruz, neler... Bir açıklarsak var ya..." diye konuşmaya başlamaları yok mu, inanınız insanlıktan utanacak hale geliyoruz.
Bu ne Erdoğan kini ve nefretiymiş böyle?
İkinci mesele, CHP zihniyetinin hep iktidar için darbeleri kollamasıdır.
Milletimize asla güvenmemişler, milletimizin değerleri ile asla barışık olmamışlardır.
Milletimiz bunu iliklerine kadar bildiği için CHP'ye sandıkta iktidar vermemiştir, vermiyor.
27 Mayıs 1960 darbesinden itibaren bütün darbelerde CHP'nin telkini, kışkırtması, organik bağları, tahrikleri vardır.
Bu hafta partisinin Grup Toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan şunu söyledi:
"Menderes'in akıbetinden hoşnut mu oluyorsunuz? O akıbeti hazırlayanlar da sizdiniz."
Altay, köşeye sıkışınca bir de şunları söylemez mi?
"Cumhuriyet tarihinin en büyük hatası Menderes'in ve diğer 2 arkadaşın idam edilmesidir. Cumhuriyete, demokrasiye yapılabilecek en büyük hakarettir, en büyük yanlıştır."
CHP'nin, "basit, çok büyük ve çok tekrar edilen yalanlar uydurma" siyasetini bilmesek, "vay be, işte bu" diyeceğiz...
Hukukçu, siyasetçi ve edebiyatçı Rasim Cinisli'nin kaleme aldığı 'Bir Devrin Hafızası' isimli hatıra kitapta, 27 Mayıs 1960 darbesine giden süreçte, İsmet İnönü ve CHP'nin oynadığı kışkırtıcı rol delilleriyle izah ediliyor.
Sadece dört hatırlatma yapıyorum.
1. CHP lideri İnönü, darbeden önce İstanbul'daki göstericileri savunarak, "Tanklar altında ezilmişler ve alınlarından kurşun yemişlerdir. Böylece bu masum gençler hürriyet mücadelesinin öncüleri olmuşlardır." diyerek gençleri ve cuntacı subayları tahrik etti.
2. MBK üyesi Numan Esin, yıllar sonra bir röportajda "İhtilal, Cumhuriyet Halk Partisi'nin muazzam tazyiki ve propagandasıyla doğmuştur. Ordu üzerinde de İsmet Paşa büyük bir fenomendi. Ve çok büyük bir güçtü." dedi.
3. CHP'nin kurmaylarından Nihat Erim; günlüğüne 27 Şubat 1962 tarihinde -22 Şubat Talat Aydemir kalkışmasından beş gün sonra- şu notu düşmüş: "İnönü'nün bu işte büyük sorunu var. 27 Mayıs'ı teşvik etti. Askeri politikaya teşvik etti. İhtilâle azmettirdi."
4. Menderes ve iki arkadaşının idamlarından önce Berin Menderes, küçük oğlu Aydın Menderes'in elinden tutarak İsmet Paşa'dan kocasının idam edilmemesi için yardım diledi. Eşi Mevhibe İnönü'yü ağlatan bu rica, İsmet İnönü'yü etkilemedi.
Çünkü İnönü, Menderes'in idamını istiyordu.
Bunlar da darbenin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in sözleri:
"İnönü ve CHP'den gelen baskılara sesimi çıkartamadım. İnönü Menderes'in ve yanındaki bakanların, mutlak surette idam edilmesi gerektiğini mahkeme heyetine ve Milli Birlik Komitesi'ne sürekli telkinde bulunuyordu."
15 Temmuz'un kahramanı milletimiz, "darbe umanlar iyi düşünsünler" diyor...