Radyodan duyuruldu;
"Türk ordusu bir kere daha tarihi bir vazife karşısında bulunuyor..." (27 Mayıs 1960)
Evet “tarihi vazifeyi” yerine getirdiler!
Anayasayı ihlal kapsamında meşru davalar açıldı.. ’Don Davası.., Cımbız Davası.., Köpek Davası!..’
1 Başbakan, 2 Bakan asıldı!...
Tarihi vazife olduğu için her şey meşruydu!...
...
Radyodan verildi;
“Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür...” (12 Mart 1971)
Başbakan Zenit Süleyman (o zamanlar Seiko’ydu!), şapkayı alıp gitti...
CHP’li Nihat Erim partiler üstü reform hükümeti kurdu... Üstelik sandıksız, zahmetsiz... (Demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını o zaman keşfetmişler bak!..)
Atatürk’ün hedefinden sapma hissetmişti cunta!...
O halde bu müdahele de meşruydu...
...
Televizyondan seyrettik;
“ TSK ..........., ‘devlet otoritesini tarafsız olarak yeniden tesis ve idame etmek’ gayesiyle devlet yönetimine el koymak zorunda kalmıştır, netekim!.. (12 Eylül 1980)
Yaklaşık 600 bin gözaltı, 235 bin kişi yargılandı, 7000 kişiye idamı talebi, 124 idam cezası onaylandı, 50 kişi idam edildi... Onbinlerce kişi işkence gördü, yüzlercesi kayboldu...
Böylece “devlet otoritesi tarafsız olarak yeniden tesis” edilmiş oldu!...
Ne kadar da meşru!...
...
Bu sefer radyo, televizyon, gazete..vs, hepsi birden duyurdu!...
“Demokrasinin balans ayarı bir türlü tutmuyor... Bin yıllık ayar çekilecek!...” (28 Şubat 1997)
İrticayı hortlatan Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz demokrasinin ayarını bozmuştu!...
O yüzden demokrasiye postmodern ayar çeken cunta yine meşruydu!...
...
Velhasıl hepsi meşruydu!...
Meşruiyetin sebebi çoktu...
Atatürk ilke ve inkılapları tehlikedeyse..., cumhuriyetin temel değerleri zedeleniyorsa’ devlet bunu hemen bilir ve tedbirini alırdı...
Bundan daha ‘meşru’ ne olabilirdi ?..
27 Nisan 2007’de geceyarısı bildirisi yayınladı TSK...
“Meşru anayasal hakkını kullanarak” köşk uyarısı yapmıştı GenKur. Başkanı!...
Bazı CHP’li vekiller de ‘bu bildirinin altına imza atarız’ dediler!...
Olur tabii... Bildiri meşru, vekil meşru!...
...
2008’de iktidarın ‘laik eylemlerin odağı’ olduğunu gören yargı hemen ‘meşru’ ve hukuki süreci başlattı... AK Parti’ye kapatma davası açtı...
O zamanlar CHP Genel Başkanı Baykal da; ‘Şeriatın kestiği parmak acımaz!..’ diyerek kapatma davasının meşruiyetini dile getirdi!...
...
Şimdiye kadar hepsi meşruydu!... Hepsinin bir hukuki dayanağı, ilkesi, falanı filanı vardı...
Tabii ki Ergenekon Davası hariç!...
Nitekim dün, mahkeme heyeti kararı okuduktan hemen sonra Kılıçdaroğlu o tarihi açıklamayı yaptı;
“Özel Yetkili Mahkemeler’in verdiği bu kararlar gayrimeşrudur!..”
E adam haklı!...
Cumhuriyetin bekası için onca “meşru” işler yapmaya çalışan bu adamlara verilen cezalar gayrimeşrudur elbette!...
Zaten CHP olsaydı, İstiklal Mahkemesi gibi meşru kararlar verebilen mahkemeler kurardı!
Lakin meşru yoldan CHP İktidarı zor biraz!
İşte bunlar hep sandık!...