AK Parti iktidarlarını başından beri her icraatında mesnetsizce yerden yere vuran muhalefet, son günlerde "2013'e kadar ekonomi iyi yönetildi ama 2013'ten sonra kötü yönetilmeye başladı, o yüzden özellikle ekonomide başarısız bir yönetim yaşandı" demeye başladı.
Oysa internete girin araştırın, muhalefetin ta 2002 yılından itibaren ekonomi yönetimini nasıl eleştirdiğini ve yerden yere vurduğunu göreceksiniz.
Bu söyleme temel gerekçe olarak GSMH ve fert başına düşen miktarın gerilemesini gösteriyorlar.
Doğrudur, 2002'de fert başına düşen GSMH üç bin dolar seviyesindeyken 2013'te 12 bin dolar seviyesine çıkmıştı. Ama o zaman da muhalefet buna inanmıyor, 'hükümet rakamlarla oynuyor büyüme falan yok' diyordu.
2021 yılına geldik, iktidar 2013'e kadar iyiydi ondan sonra kötü oldu demeye başladılar.
Sanki Türkiye'de ekonomiyi olumsuz etkileyecek hiçbir şey olmamış gibi, aklımızla alay edercesine "Türkiye yönetilemiyor" mottosunu gündeme aldılar.
Oysa tam tersi, Türkiye 2012'den beri geçirdiği olağanüstü şartlarda başarıyla yönetildiği için ayakta durabildi. Türkiye'nin başına gelen dünyanın en güçlü ekonomilerinin başına gelseydi pes edebilirlerdi.
Türkiye etmedi, direndi, mücadele etti ve başardı. Bu başarının sahibi de başarılı yönetim sergileyen iktidardır.
Evinizde yangın çıksa, eşyalarınız yansa yahut deprem olsa binanız hasar görse ekonominiz etkilenmez mi?
Türkiye 2013ten sonra yangından daha beter saldırılara maruz kalmıştır.
Düşünün 2013'te 17/25 Aralık yargı darbe girişiminin ekonomiyi etkilemediğini söylemek mümkün mü?
28 Mayıs- 30 Ağustos 2013 tarihleri arasında yaşanan, sıradan basit bir çevre eyleminin bütün yurda yayılıp iktidarı düşürmeye yönelik bir eyleme dönüştürüldüğü Gezi olaylarının ekonomiyi etkilemediğini mi düşünüyorsunuz?
8 Ağustos 2015-9 Mart 2016 tarihleri arasında 793 şehit verilen hendek çukur olaylarının ekonomiyi olumsuz etkilemediğini mi düşünüyorsunuz? Ülkenin bir kısmı terör örgütü tarafından işgal edilmek istenmiş ve devlet 7 ay fiilen savaşmıştır!
Ya 2016 15 Temmuz kanlı darbe girişimi?! Kötü yöneten bir hükümet o darbeye direnemezdi ve ne ekonomi kalırdı ne devlet. 28 Şubat post modern darbesinin bile devlete 300 milyar dolara mal olduğunu hatırlayalım lütfen.
15 Temmuz darbe girişiminin ekonomiyi olumsuz etkilememesi mümkün müydü?
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı gibi üç büyük askeri operasyonun ekonomiyi olumsuz etkilemediğini söyleyecek bir Allah'ın kulu var mıdır?
İki senedir bütün dünyayı kasıp kavuran pandeminin etkilemediği hükümet var mı ki Türkiye etkilenmesin?
Terörle mücadele ve uluslararası ekonomik kriz ve darboğazları falan da saymıyorum.
Bakınız, sadece şu saydıklarımız dünyanın en güçlü ekonomisine sahip bir ülkenin başına gelseydi sarsılırdı, krizden krize girerdi.
Türkiye girmedi çünkü iyi yönetildi, iyi yönetiliyor. Bu iyi yönetim sayesinde dünyada itibarı yükseldi, yükseliyor.
Sadece Libya, Doğu Akdeniz ve Karabağ hamleleri bile Türkiye'yi dünyanın odak noktası haline getirmeye yetmiştir.
Bunları söylerken iktidarın hiç hatası yoktur, hiç eksiği yoktur demek de istemem. Elbette kimi aksaklıklar hatta yanlışlar da yapılmış olabilir. Kaldı ki iktidarın başında hasbî ve harbi olan bir başkan var ve zaman zaman eksiklerini kendisi itiraf ediyor!
Hasıl-ı kelam, bugün muhalefetin hükümet ve ekonomi eleştirisini 2013 sonrasından başlatması samimiyetten ve ciddiyetten uzaktır.
Çünkü muhalefet 2013 öncesinde de hükümeti başarısız olarak niteliyordu. Bu bir!
İkincisi;2013 tarihi emperyalizmin yıkım projelerinin başladığı tarihtir. Türkiye direnmiştir. Muhalefetin 2013 sonrasını eleştirmesi Türkiye'nin emperyalizme karşı direnişinin eleştirisidir,
Üçüncüsü; muhalefetin 2013 sonrasını eleştirmesi, bir zamanlar AK Parti sayesinde hükümette yer almış bir arkadaşımızın kurduğu partiye zeytin dalı uzatmaktır. O arkadaşımız, o zaman ben iktidardaydım diyerek başarıya sahip çıkmaktadır. Muhalefet de onu saflarına katabilmek için 2013 öncesine söz söylememektedir!
Dördüncüsü; ekonominin iyi olduğu(!) dönemde ihracatımız 151 milyar dolardı.
Şimdi 2021'de pandemiye rağmen 200 milyar doların üstüne çıkmış durumda ve yıl sonu itibariyle 210 milyar tahmin ediliyor!
Gerçek şu ki, Türkiye o zaman da iyi yönetiliyordu şimdi de iyi yönetiliyor!
Türkiye iyi yönetilmeseydi bugün devlet memurları maaş bile alamaz hale gelirdi!
Onca gaile ve pandemiye rağmen devletimiz güçlüdür ve dinamiktir.
Elbette ki pahalılık vardır, elbette ki geçim sıkıntısı vardır. Ama sadece Türkiye'de yoktur ki. Bütün dünya benzer sıkıntıları yaşıyor.
Uluslararası piyasalarda doğalgaz 7 kat pahalanmış. Akaryakıt aynı şekilde. Aynı sıkıntıyı ekonomisi gelişmiş ülkeler de yaşıyor.
Mesela Avrupa'nın en müreffeh ülkesi Almanya'da pandemi sürecinde çalışanların geliri azalmış ve ürünler pahalanmış; aynı sıkıntıyı yaşıyorlar.
İngiltere'de akaryakıt kuyrukları hükümetin ordudan müdahale talep edeceğini duyuracak boyuttadır!
ABD'de çalışanların üçte biri işsiz kalmıştır!
Yani demem o ki, bütün bu hal ve şartlara rağmen çarklar dönüyorsa, burada topyekûn bir başarısızlıktan bahsedilemez, hele ki "ülke yönetilemiyor" sözü içi boş ve tamamen algıları manipüle etmeye yönelik bir karanlık kampanyadan ibarettir.
Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, tam da bu noktada AK Parti'nin iletişimcileri daha sıkı çalışmalı ve seçmene bilhassa genç nesle hitap edebilmenin sakil durmayan güncel yollarını bulmalıdır.
Taziye:
انا لله و انا اليه راجعون
Rahmetli Erbakan Hocamızın da kurmaylarından Oğuzhan Asiltürk ağabeyin vefatı beni de derin bir hüzne gark etti. Birlikte çok sayıda hatıramız vardı. Yakınlarına ve tüm sevenlerine Cenab-ı Hakk'dan sabr-ı cemil ve ecr-i azım diliyorum.