GEZİ sonrasında bu oyunun burada bitmediğini, kesinlikle yeni oyunların yakında sahneye konulacağını söylemiştim. Kabul etmek gerekir ki, bu gelişmeler planlanmış bir projedir. Bu projede yer alan iç odaklar bizi yanıltmasın. Fotoğrafa daha geniş açıdan bakalım. Bu uluslararası bir projedir. Bu projelerin AK Parti’ye karşı yapıldığını düşünenler yanılıyor. Bunlar Türkiye’ye karşı yürütülen operasyonlardır. Bu operasyonlar uluslararası küresel güçler olmadan başarılacak boyutta değildir.
Ancak bu oyunun tek bir kazananı vardır. O da bu oyunu planlayan, kökü dışarıda olan üçüncü eldir. İki büyük gücün çarpışmasından ve zayıflatılmasından, bunun da ötesinde ülkemizin hem siyasi hem de ekonomik istikrarını yitirmesinden kim kazançlı çıkabilir? Bu gelişmeleri nasıl okuyabiliriz; salt bir yolsuzluk operasyonu mu, yoksa büyüyen ve güçlenen Türkiye’nin yolunu kesme operasyonları mıdır? Burada kişilerin, kurumların hükmü yoktur. Esas olan Türkiye’nin önünün kesilmesidir. Bunun için Türkiye’de kaotik bir ortam oluşturulmak isteniyor. Zayıf bir hükümet isteniyor. Bütün mesele budur.
Bir yandan Türkiye’nin önü kesilmek isteniyor, diğer yandan Türkiye’nin son yıllarda dünyanın her coğrafyasında kazandığı güç ve itibar yok edilmeye çalışılıyor. Türkiye’nin sihirli ve yumuşak gücü yok ediliyor. Bir itibarsızlaştırma operasyonu yapılarak Türkiye gerçeğinin üstü örtülmek isteniyor. Eskisi gibi yeniden renksiz, şekilsiz, etkisiz ve emirleri altında olan bir Türkiye istiyorlar. Türkiye’ye karşı yapılan büyük bir itibarsızlaştırma operasyonu ile karşı karşıyayız.
Bu gelişmelere bakıp meselenin sadece AK Parti olduğunu görmek yanıltıcıdır. Asıl mesele Türkiye’dir. Türkiye’nin biriktirdiği güçten rahatsız olanların bu gücü yok etme projesidir.
AK Parti’yi zayıflatmak, güçlü bir siyasi irade yerine koalisyon veya zayıf bir hükümetin başa gelmesini sağlamak, hepsinden ötesi onların emrinde olan bir hükümet oluşumunu sağlamak ve ekonomik-siyasi istikrarı bozulmuş zayıflatılmış, törpülenmiş, Türkiye’yi tam kontrolleri altına almaktır. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarı büyük bir dış saldırı altındadır. Ülkemizin siyasi ve ekonomik kazanımları yok edilmek istenmektedir. Bunlar aynı zamanda bir enerji oyunudur.
Siyasi mühendislik yapılarak, ekonomik krizle Türkiye’yi çökertme projesidir. Nitekim bunun işaretleri de geleye başladı. Açıklama yapan Fitch, ‘gelişmeler Türkiye’nin uluslar arası kredi itibarını zayıflatma gücüne sahip’ uyarısı yaptı. Yani Türkiye’nin siyasi istikrarını sarsarak, ekonomik kırılganlıklarını artırmak hedefleniyor.
Hiçbir rasyonel düşünce yolsuzluğa, hırsızlığa destek veremez. Benim hırsızım, onun hırsızı olmaz olmamalıdır. Her türlü yolsuzluğa bulaşanlar en ağır cezalara çarptırılsın. Suç varsa ceza da olmalıdır. Suç işleyen yolsuzluğa karışan hiç kimse cezasız kalmamalıdır. Bunu bütün kalbimle istiyorum. Ancak gelişmeler böylesine masum değildir.
Zamanlamaya bakar mısınız? İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı eski bakanın kampanyasını başlattığı gün, operasyonun düğmesine basılıyor. Bunlara tesadüf diyen varsa, diyecek bir kelime bulamıyorum. 17 Aralık nasıl tesadüf değilse,
7 Ocak’ta İzmir’de yapılanlar da tesadüf değildir. Türkiye’ye iktidar üzerinden topyekün operasyon yürütülmektedir.