Dünyanın demokrasi sınavından geçemediği, ABD dahil demokrasi bayraktarlığı yapan Batı demokrasisinin dalga konusu olduğu, Ortadoğu’nun bataklığa terk edildiği, dünyanın dört bir tarafında mazlumların sesine kulak tıkandığı bir dünyada, güçlerin değil, insanların, halkların iktidarının ne demek olduğu örneğini tüm dünyaya sunan Yeni Türkiye liderliği, sadece dostun değil, düşmanın bile “Erdoğan” gerçeğinin ne anlama geldiğini idrak etmeye başladı.
Her ne kadar da bundan hoşnut olmayanlar olsa bile Erdoğan demek, milli iradenin; her türlü iradenin üstünde olduğu gerçeğini görmeye başladı.
Liderliği artık dünyada siyasetşinaslık enstitülerinin araştırma konusu olduğu Erdoğan, sadece Türkiye için değil dünya için yeni siyaset üslubu taktiği ve yüreği sundu.
Halkın sesi olmanın ne anlama geldiğini mazlumların kimsesizlerin adamı olarak tanımlanan bu lider, artık dünyadaki siyaset algısı içerisinde öğrenilmeye başlanan muazzam bir isimdir. Seveni kadar sevmeyeninin de olduğu gerçeğine rağmen daha ziyade sevmeyeni tarafınca öğrenilmeye gayret edilen bir isim olması ve bu ismin Osmanlı yadigarı Türkiye’yi temsil etmesi ayrıca analiz konusudur.
Bana kalırsa Erdoğan öğrenilmeli ve öğretilmelidir. Hiç abartmıyorum. Düşünebiliyor musunuz tüm dünyada ve özellikle medeniyet coğrafyasında kendisini sadece medyadan, televizyonlardan takip eden siyasetçi adaylarına, “siyaset ustası” olarak yaptıklarıyla, duruşu ve hedefleriyle hocalık yapmaktadır.
Coğrafyamızı bir analiz konusu olarak irdeleyince, Erdoğan üslubunun coğrafyadaki siyasetçilerin üslubunu etkilediğini görmekteyiz.
Erdoğan Türk milletine sunduğu yeni ülke modeliyle coğrafyanın siyasetçilerine, milletine hizmetkarlık anlayışının ne demek olduğunu anlatıyor. Türkiye’yi hedefleri olan büyük mefkure taşıyan ecdadın yolunu takip etmenin bahtiyarlığını yaşamanın ne anlama geldiğinin örneğini sunmaktadır.
“Erdoğan’ın başkan olduğu bir Türkiye’nin coğrafyamıza etkisi ne olacak?” sorusu bugünlerde çok konuşuluyor.
Erdoğan demek; Yeni Türkiye demektir.
Erdoğan demek; hedefleri olan ülke demektir.
Erdoğan demek; mazlumun yanında yer almak demektir.
Erdoğan demek; halk ozanı değerli aydın Uğur Işılak’ın da söylediği gibi “mazlumlara yoldaş olan, gücünü milletten alan” lider demektir.
Erdoğan demek; Mısır’daki darbeye, Suriye’deki zulme, Karabağ’daki işgale, Doğu Türkistan’daki zalimliğe, Irak’daki vahşete, Kırım taraflarına olan haksızlığa, Myanmar’da ve Somali’deki sefalete, Filistin’deki adaletsizliğe dur demektir.
Günlerdir tüm dünyanın, başta medeniyet coğrafyamızın gözü kulağı Türkiye’dedir. Çünkü Erdoğan’ın Cumhura başkan olması bu coğrafyanın geleceğini belirleyecektir. Bu kadar net gözüken bir siyasi tablonun, Yeni Türkiye inşasına yapacağı etkiyle, yeni bir tarihin yazılmasına şahitlik edeceğiz. Türkiye yenileniyor, daha güçlü, daha etkin hale getiriliyor. Yarın ise bu tablo domino etkisiyle tüm coğrafyayı güçlü biçimde etkileyecektir.
Seçim mitinglerini yakından takip ettim. Dünyadaki liderlerle kıyasladığımda Erdoğan’ın varlığının, kurulu düzeni bozduğunu, dünyanın alıştığı tarzın dağıtılmasına hizmet ettiğini görüyoruz.
Erdoğan demek; birilerinin planlı programlı senaryolarının ortadan kalması demektir.
Dünya çapında satranç oyununun kurallarıyla oynanılmasını mükemmel yapan liderin başkanlığındaki Yeni Türkiye demek, medeniyet coğrafyasının kabuğu da değişecek demektir.
Yeni Türkiye demek; 2023’den 2071’e kadar uzanan büyük hedefler demektir. Bu hedeflere giden yol kısaldıkca, çöktürülmüş büyük MEDENİYETİMİZİN yeniden doğuşu daha da hızlanacaktır. Yeni Türkiye demek küllerinden yeniden alevlenmek, alevlendikçe sana ait olan medeniyet coğrafyasının yeniden ayağa kalkması, kendini idrak etmesi ve yeniden hep beraber güce çevrilmesi demektir. Onun için Yeni Türkiye’nin ustası Erdoğan’a “Merhaba” diyorum. Onun için Yeni Türkiye’ye “Merhaba” diyorum.