Sen bilirsin, ama anlatmıyorsun” dedi dostum...
Bilmemi beklediği konu, üniversite olaylarının Batı ülkelerinde de görülüp görülmediği... Bilmiyor değilim elbette, biliyorum. Oralarda da öğrenciler protesto amaçlı hareketleniyorlar... Ancak bir farkla: Üniversitelerde öğrenci hareketleri siyasi konularda olmuyor artık; öğrenciler kendilerini ve okullarını ilgilendiren konularda hareketleniyorlar...
Hükümetleri protestoya kalkıştıklarında, üniversite sınırları dışında düzenlenen mitinglere katılıyor öğrenciler...
‘68 mirası’ diyenler var ya, 1968 yılında Fransa’da başlayıp hemen her ülkeye sıçrayan siyasi amaçlı protestolardan kalan kötü miras yüzünden bütün bunlar... Üniversiteler ve pek çok ülkede bizzat öğrenciler, eğitimin siyasi amaçlarla kesilmesine izin vermiyorlar...
Yapmaya kalkana da en sert biçimde mukabele ediliyor.
Son iki yıl içerisinde İngiltere’de (2010), Şili’de (2011) ve Kanada’nın Quebec bölgesinde (2012) öğrenciler hükümet politikalarını protesto için topluca sokaklara döküldüler. Her üç eylemin amacı hükümetlerin eğitimle ilgili almaya çalıştıkları politikaları protestoydu. Meselâ Quebec’teki protesto, öğrencilerin her yıl ödedikleri 2068 dolarlık harcın yüzde 50 artırılmak istenmesine karşıydı.
Her üç olayda da polis sert müdahalelerde bulundu. Protestoculardan kafası patlayanlar, gözü çıkanlar bile oldu. Kanada’da güvenlik güçleri protestoculara karşı plastik mermiler, göz yaşartıcı bomba ve ses bombası kullandı; sadece bir tek günde 96 öğrenci tutuklandı.
Üç eylemde de üniversiteler kampüs içerisinde protestoya izin vermediler. Öğrenciler önceden belirlenmiş miting alanlarında içlerini döktü.
Öğrencilerin Batı ülkelerinde üniversite sınırları içerisinde yaptıkları eylemler doğrudan okudukları kurumun iç sorunlarıyla ilgili ve başka öğrencilerin eğitim hakkını etkilemeyecek biçimde yapılabiliyor. Kırıp dökmeye asla izin verilmiyor. Kurumların kendi güvenlik elemanlarının yetmediği zamanlarda yerel polis güçleri devreye giriyor.
En fazla ses getiren üniversite-içi protestolardan birine, 2009 yılında, ABD’de Kaliforniya Üniversitesi’nin ismi ülke sınırlarını aşan sosyologu Prof. William Robinson sebep oldu. Prof. Robinson Irak’taki yerel yönetime geçişi denetlemek üzere parlamentolar ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden oluşturulmuş uluslararası komisyonun da üyesi...
Dersini işlerken öğrencilerine iki tablo sunmuş Prof. Robinson; birinde Nazilerin Varşova gettosu kuşatmasını, diğerinde ise Gazze etrafındaki İsrail ablukasını gösteren resimler yer alıyormuş... Tablolardan “Vaktiyle Nazilerin kendilerine yaptığını İsrailliler bugün Filistinlilere reva görüyor” anlamı çıkartan iki öğrenci, hocayı yönetime şikâyet etmiş; yönetim de Prof. Robinson’la ilgili soruşturma açmış...
İki taraflı protestolar başgöstermiş Kaliforniya Üniversitesi’nde; kimi Prof. Robinson’u ve derste yaptığı karşılaştırmayı kınıyormuş, kimi de hocanın düşünce özgürlüğünü savunuyormuş... Özellikle İsrail-yanlısı gösterilere başka üniversitelerden katılımlar da oluyormuş...
Bir ara bilgi: Akademik hayatı boyunca ırkçılığa karşı çıkmış biri Prof. Robinson; dahası İsrail’in politikalarını eleştiriyor, ama kendisi de Musevi-kökenli... Yani İsrail-yanlılarının ‘ırkçı’ veya ‘anti-Semit’ diyemeyecekleri, çizgisi-düzgün bir bilimadamı...
Uzattım, ama sonucu da yazmalıyım: ABD’deki etkili sivil toplum kuruluşları hocanın özgürlüğünden yana tavır almış...
Kaliforniya Üniversitesi’nin kendi Akademik Özgürlüğü Savunma Komitesi (‘The Committee to Defend Academic Freedom at UCSB’) de “Prof. William Robinson’un çizdiği tablo akademik özgürlük içerisine girer, hiçbir biçimde anti-Semitizm sayılamaz” diye üniversite yönetiminin karşısına dikilmiş... Ve tabii, üniversite de, sonunda, iki öğrencinin hocaya yönettiği suçlamayı reddetmiş...
Dünyanın dört bir tarafından örneklerle bildiklerimi anlatırken dostumun yüzünün renkten renge girdiğini fark ettim. Sonunda “Yahu, biz galiba bir şeyleri fena ıskalıyoruz” dedi.
Hani “Acaba 12 Eylül öncesine dönülür mü?” tedirginliği duyanlar var ya, benim gördüğüm şu: Bugünün anlayışı 1968 sonrasında yaşanan türden altüst oluşlara müsait olmadığı gibi, bugünün öğrencileri de eskilerden çok farklı.
Endişeye mahal yok...