Kamuoyu haklı olarak 24 Haziran seçimlerine kilitlendi ancak hemen güneyimizde Türkiye’nin ve bölgenin geleceğini ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın görevden alınması ile geleceği konusunda soru işaretleri doğan Menbiç müzakereleri yeniden hareketlendi. Bu kapsamda önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Pompeo ile Brüksel’de bir araya geldi. Ardından Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ABD’li mevkidaşı Dunford ile telefonda görüştü.
Bakan Çavuşoğlu Brüksel’de yaptığı açıklamada “Yol haritası uygulanırsa YPG Menbiç’ten çekilecek” ifadelerini kullandı. Bu ABD ile yapılan Menbiç görüşmelerinde mesafe kat edildiği anlamı taşıyor. Bu konuya gireceğim ancak önce bölgedeki diğer gelişmelerle ilgili bir parantez açmam gerekiyor.
Suriye’de yeni bir hareketlilik dalgası başladı. Bu dalga tsunamiye dönüşme kapasitesi taşıyor. Dev dalgaların İran’a yöneldiğini söylemek yanlış olmaz. Kısaca özetleyelim: İsrail Suriye’de İran milislerini ve devrim muhafızlarını art arda hedef aldı. İran henüz bu saldırılara yanıt veremiyor. Daha sonra ABD, İngiltere ve Fransa kimyasal silah kullanan Esed rejimine füze saldırısı düzenledi. Ruslar “Kırmızı çizgilerimiz aşılmadı” diyerek bu operasyona bir şekilde onay verdiğini duyurdu.
Geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanı Pompeo Riyad, ardından Tel Aviv’i ziyaret etti, İran’ı eleştirdi. İsrail Başbakanı Netenyahu ise İran’ın nükleer silah geliştirdiğine ilişkin belgeleri ele geçirdiklerini açıkladı. İsrail Parlamentosu Knesset Başbakan Netenyahu’ya savunma bakanı ile görüşerek savaş kararı alma yetkisi verdi.
Bu gelişmeler ABD ve İsrail’in, İran’ın Suriye’deki 80 bin milisini tasfiye etmek için düğmeye bastığını gösteriyor. Ancak bunu hangi kara unsuruyla yapacakları henüz belirsiz. Riyad’ın finansmanıyla, sahadaki savaşçılara yüksek meblağlar ödenerek oluşturulmaya çalışılan Arap ordusunun kapasitesi bu tür bir hamle için yetersiz. Zaten bu ordunun Rakka ve Deyrizor’da kullanılacağı belirtiliyor ki bu PKK’nın Rakka’dan da çıkartılması demek. Türkiye’nin penceresinden bakarsak bu gelişmeler sahadaki aktörlerin ilgisini Suriye’nin kuzeyinden daha farklı alanlara kaydıracak. Bu Türkiye’ye terör örgütü PKK ile mücadelesinde konjonktürel kolaylık sağlayacak.
Şimdi yeniden Menbiç’e dönebiliriz. Çavuşoğlu’nun işaret ettiği yol haritasının detayları önemli. Diplomasi kulislerinden sızan bilgilere göre yol haritasının öne çıkan başlıkları şunlar:
Terör örgütü PKK Menbiç’ten çekilecek. Menbiç’te ABD askerinin varlığı sürecek. Menbiç’in güvenliğini Araplardan müteşekkil bir güç sağlayacak. Türk askeri de Menbiç’in güvenliğine katkı sunacak. ABD ile pürüzler giderilirse bu adımın 24 Haziran seçimlerinin ardından atılabileceği belirtiliyor.
Manifestodan sızanlar detaylar
24 Haziran seçimleriyle ilgili trafik hız kazandı. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçmesi üzerine muhalefet partileri mecliste ittifak kurma kararı aldı. Dört parti ittifak için anlaştı. Dün itibariyle ittifakın ismi henüz açıklanmamıştı. Cumhur İttifakı ise önemli bir yol kat etti. İttifakın adayı, ismi, protokolü belli. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Pazar günü manifestosunu açıklayacak. Kulislere göre manifestoda 24 Haziran’dan sonra izlenecek rotaya ilişkin güçlü işaretler yer alıyor. Buna göre Erdoğan üç konunun altı önemle çizecek. Bunlardan ikisi adalet ve kalkınma. Üçüncü vurgu ise demokrasiye yapılacak.