Akıllı devletler hamlelerini tehdit ve çıkar analizi yaparak, orta ve uzun vadeye göre planlar. Bu hamleler birbiriyle ilgisiz gibi görünür. Bu yüzden maksat anlaşılamaz. Ancak zaman geçtikçe sis bulutu dağılır, parçalar bir noktada birleşir ve tablo ortaya çıkar.
Türkiye’nin uzun soluklu planladığı terörle mücadele operasyonları bunun gibidir. Bu süreç Ankara’da stratejik bir akıl olduğunu kanıtlamıştır. Türkiye bölgede yaşamsal çıkarlarını tehdit eden oyunu görmüş ve bunu bertaraf etmek için kapsamlı bir planı hayata geçirmiştir.
Ankara’nın 2014’te gördüğü oyun şudur: Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulmaktadır. Bu terör koridorunun Irak’ın kuzeyinden başlayıp Türkiye sınırı hattı boyunca uzanarak Akdeniz’e ulaşması hedeflenmektedir. Koridor planı Türkiye topraklarıyla da ilgilidir. 2014’teki 6-8 Ekim olayları, demokratik özerklik girişimleri bu planın bir parçasıdır.
Ankara’nın bu oyuna karşı geliştirdiği uzun soluklu hamle ise üç aşamalıdır:
Bir. Önce yurtiçindeki terör unsurları hedef alınmış ve 24 Ağustos 2015’te başlayan çukur operasyonlarıyla terör tehdidi minimize edilmiştir.
İki. Terörle mücadele yurtdışına taşınarak koridorun ilerlemesi durdurulmuş ve Akdeniz’e ulaşması engellenmiştir. Bu aşamada 24 Ağustos 2016’da başlatılan Fırat Kalkanı operasyonu ile koridor batıdan ikiye bölünmüş, Zeytin Dalı operasyonu ile Akdeniz’e ulaşmasının önüne geçilmiş, İdlib’de kurulan kontrol noktalarıyla terörü önleme safhası tahkim edilmiştir.
Üç. Bu adımlar başarıya ulaştıktan sonra terörle mücadelede üçüncü aşamaya geçilmiştir. Bu kez koridorun parçalanması ve Türkiye’yi çevreleyen terör varlığının ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. Bunun için doğu-batı ekseninde bir plan uygulamaya konmuştur. Terör örgütü PKK kıskaca alınmaktadır. Bu kıskacın iki cephesi doğudan batıya ve batıdan doğuya kapanacak şekilde kurgulanmıştır.
***
Bu kapsamdaki iki kritik gelişmenin detaylarını aktaracağım.
Bir. PKK’nın Menbiç’ten tasfiyesi konusunda ABD ile yapılan görüşmelerde sona gelinmiştir. Alt düzeyde yapılan görüşmelerin tamamlanarak anlaşmaya varıldığı, son rötuşları bakanların yapacağı diplomasi kulislerinde konuşulmaktadır. Üstelik Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun açıklamalarının satır aralarında bu anlaşmanın işaretlerini görmek mümkündür. Çavuşoğlu 4 Haziran Pazartesi günü ABD’de Dışişleri Bakanı Pompeo ile yapacakları görüşmenin ardından bir yol haritası açıklayabileceklerini söylemiştir. Bu yol haritasının genel hatlarını 3 Mayıs’ta bu köşede yazmıştım. Buna göre PKK Menbiç’ten çekilecek, Türk askeri çekilmeye nezaret edecek, Menbiç’in güvenliği –Afrin’de olduğu gibi- Araplardan oluşturulan yerel polisler tarafından sağlanacak, ABD askeri varlığını sürdürecektir. Şehirde taşlar yerine oturduktan sonra Fransa’nın Menbiç’teki askeri varlığına gereksinim duyulmayacağı tahmin edilmektedir. ABD anlaşmaya sadık kalırsa Türkiye PKK’yı Menbiç’ten çıkarmış ve doğuya doğru itmiş olacaktır. Bu terörle mücadelede Türkiye için stratejik ve kritik bir başarı olacaktır.
İki. Teröre karşı kıskacın ikinci ayağı Irak’ın kuzeyindedir. Burada sessiz sedasız yürütülen sınırötesi operasyonda amaç öncelikle Sincar-Kandil hattını keserek Kandil’in YPG’den lojistik destek almasının önüne geçmektir. Bu operasyon önemli bir ivme kazanmıştır. Kandil sessizce kuşatılmaktadır. Daha sonra Kandil enterne edilecek ve kıskaç batıya doğru kapanmaya başlayacaktır.
Geriye yaslanıp tabloya baktığınızda Ankara’nın sabırla ve ilmek ilmek dokuduğu haritanın netleştiğini görebilirsiniz.