Galatasaray’ın Sivas’ta aldığı 3 puan, Fenerbahçe’nin evinde 33 maç sonra kaybetmesi ile bence bir anda 6 puan oluverdi. Sarı-kırmızılı ekibin bu avantajını perçinleyip şampiyonluk yolunda emin bir adım atabilmesi için bence önündeki tek engel Kadıköy’deki Fenerbahçe maçıdır. Yarınki Kayseri Erciyes maçının kazanılması şartı ile Galatasaray’ın 8 Mart’taki derbide Fenerbahçe’ye yenilmemesi şampiyonluk yolunda büyük bir adım olacaktır.
Fenerbahçe’nin evindeki kaybı elbetteki kendi taraftarlarını üzmüştür. Ancak bu yenilgi şampiyonluk yarışına yeni bir renk getirdi. Galatasaray gibi Beşiktaş da yeniden umutlandı.
Sarı-kırmızılı ekipte Melo’nun sürpriz şekilde sezonu kapatması takımı ne kadar etkiler? Bazı kesimlerde panik havası görüyorum. Ancak ben aynı fikirde değilim. Melo elbetteki önemli oyuncu. Ama olmayışı dünyanın sonu da değil. Melo’suz 34 maçta Galatasaray 19 galibiyet, 8 beraberlik, 7 yenilgi aldı. Cim-Bom, Melo’lu 21 lig ve Şampiyonlar Ligi maçında ise kalesini ancak 6 maçta gole kapatabildi.. Bunlar iyi de aynı Melo, kazandığı her 4 toptan birini rakibe verdi! 15 lig maçında sadece 14 şut attı, bunların biri gol oldu. Yani Melo olmasa da olur. Siz asıl Burak’a bakın. Onun olmayışı asıl büyük tehlikedir. Galatasaray’da Melo’nun yeri doldurulur ama Burak’ın yeri dolmuyor.
Orta sahada Selçuk İnan önemli isim. Ancak futboluna biraz daha ivme kazandırmalı. Daha dikine oynayıp, rakip kalelerde artık tehlike de yaratmalıdır. Şu anda takımı sırtlayıp götüren tek isim Wesley Sneijder gibi görünüyor. Galatasaraylılar bu oyuncunun sakatlanmaması için duacı olmalı. Aksi takdirde takım büyük zarar görür.
Son dönemde dikkatimi defans çekmeye başladı. İnanılmaz hatalar yapılıyor. Hamza hoca buradaki sorunu bir an önce çözmeli. Tabi bunu söylerken yeni bir oyuncu alamayacağını da biliyoruz. Takım içinde çözüm bulmalı, mevcutların performansının yükselmesini sağlamalıdır. Bir süredir tedavide olan Semih Kaya’nın dönüşü belki hataların asgariye inmesini sağlayabilir.