Hatırlarsanız, SETA’nın “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” adlı raporu yayımlandığında “uzantılar” sosyal medyada feryadı basmıştı. Teşhir olmanın paniğiyle kendilerinin değil gazeteciliğin hedefte olduğunu söylerlerken, raporu hazırlayan genç insanların fotoğraflarını paylaşıp hedefe oturtmaktan imtinâ etmediler.
Bu “uzantılar” niye bu kadar paniklemişti?
Bu sualin cevabı şu sorunun cevabında: Uluslararası güçler Türkiye’de medya alanında niye para yağdırıyorlar?
“Türkiye’de yatırım yapılacak güven ortamı yok” diye haberleri dünyaya yayanlar da onlar Türkiye’deki medya uzantılarına para yağdıranlar da onlar; ya “Türkiye’de yatırım yapılacak güven ortamı yok” diyerek yalan haber yapıyorlar veyahut medyaya büyük meblağlar yatırmalarının niyetleri başka!
Mezkûr raporun sunuş yazısındaki şu ifâdeler sorduğum iki sualin cevabını veriyor aslında: “Raporda ele alınan medya kuruluşları kuruluşundan bugüne incelenirken mecraların Türkiye için kritik olaylardaki tavrı da ölçülmeye çalışılmıştır. Ayrıca çalışan profili incelenerek uluslararası medya kuruluşların çalışanlarının geçmişte hangi mecralarda görev yaptığı ağ analizleriyle ortaya konulmuştur. Her bir mecra için hazırlanan ağ analizleri, yabancı basının uzantılarının Türkiye’deki yerel medya organları ile nasıl bir etkileşim ağına sahip olduğu göstermektedir. Bu bağlamda raporda da ele alındığı gibi yabancı medya gruplarında görev yapanların profil geçmişleri, sosyal medya etkileşimleri ve kritik dönemlerde aldıkları tutum arasındaki ilişki dikkat çekicidir.”
Rapor, duyduğumuz gördüğümüz bilgileri bir düzen içinde, parçaları bir araya getirip şebekenin içinde yer alan “uzantıların” dün ile bugününün fotoğrafını önümüze koyuyor. “Uzantılar” feryat etmesinler de ne yapsınlar!..
1 yıl sonra SETA raporunu hatırlamam ve sizlere de hatırlatmamın sebebi, Türkiye’nin Suriye’de Esad rejiminin zulmüne son vermek için başlattığı taarruz sırasında “uzantıların” sosyal medya ve haber sitelerinde yaptıkları yalan ve yönlendirici haberler yapmaları.
Savaşta en mühim şey moral ve motivasyondur. Medyadaki “uzantıların” hedefinde Türk halkının moral ve motivasyonu var. Yalan haberlerle halkın da idarecilerin de askerin de moral ve motivasyonunu bozmaya çalışıyorlar. Neredeyse tüm enerjimizi “uzantıların” yalan haberlerini yalanlamakla ve doğrusunu anlatmakta harcıyoruz.
Bu böyle gitmez!
Türkiye, “uzantıların” yalanlarına teslim edilemez.
“Uzantıların” kimin uzantıları olduğu teşhir edilmesinin üzerinden 1 yıl geçti ama anlaşılan gerekli tedbirler ve müdahaleler yapılmamış ki hâlâ enerjimizi onların yalanlarını yalanmakla harcıyoruz!