Yıllardır ekran samimiyet sever diye yazıp duruyorum. Belli ki bu tanımı biraz açmam lazım. Ekran başındaki seyirci samimiyeti sever, samimi insana inanır ve güvenir ama medya şovmen seviyor.
Acı ama gerçek bu, medya sitelerine bir gün öncesinden düşen televizyon programı özetlerine bir bakın. Nerede bağıran çağıran, nerede şov yapan adam varsa mutlaka adından söz ediliyor. Bu gidişi değiştirmemiz lazım...
***
Son örnekten başlayalım... Esra Erol’un programında bir damat adayı izledik her beraber. İsyan ya da kendinden geçme falan değildi o adamın yaşadığı. Bilerek, isteyerek ve sadece dikkat çekmek için bütün utanma maskelerini attı.
Bravo Esra’ya durumu gayet iyi idare etti, reji kaçmak zorunda kalan gelin adayının yüzündeki korku, şaşkınlık ifadesini hepimize izlettirdi, televizyonculuk adına
O damat adayının internet sitelerine düşen videosu dün izlenecek sonra unutulacak o adam. Adını bilerek yazmıyorum, çok var onlardan, o şöhret olduğunu zannediyor ama en fazla birkaç saat gülüyor insanlar onlara...
***
Örnekleri çoğaltalım, mesela kendisini kaybedip Beyaz Tv ekranında Nagehan Alçı’nın kafasına sürahiyi fırlatma hazırlığında olan emekli bir asker vardı, artık yok ortada.
Gelinim Olur musun yarışmasından sonra elde ettiği şöhreti korumak için ekranlarda bardak yiyen çocuk da gitti...
Kaynana Semra, 2004 yılında hayatımızın fenomenlerinden biriydi, o da silindi gitti. Ekranda olağandışı davranarak ünlü olunmaz, olunmuyor işte.
İnsanlar bu tarz tiplerle dalga geçiyor sonra da unutup gidiyor olan ünlü olmaya çalışırken rezil olana oluyor sonuçta...
***
Galatasaray Tv’de maç anlatımları nedeniyle bir-iki hafta şöhret olan spiker unutuldu. BBG evinden aklınızda kalan kim var ya da Survivor’lardan.
Demem o ki, ekranda şovmenlik, yapana şöhret getirmez. Ve en önemlisi ekranda şovmenlik artık reyting de getirmiyor. O yüzden bu işlerden artık vazgeçmek lazım...