İktidar partisinin medya ilişkilerinde sorun yok mu? Var. Başbakan Tayyip Erdoğan medyayla kişisel tarihinin olumsuzluklarla dolu sayfalarının etkisini sıkça dışa vuruyor. Vaktiyle hakkında yalan yazmış, hapse düşmesi sürecinde rol oynamış birilerini şimdilerde benzer bir yanlışlığın içinde yakaladığında... “Keşke söylemeseydi” diyebileceğimiz cümleler çıkıyor Başbakan Erdoğan’ın ağzından...
Medya ile iktidar partisi ilişkisindeki soruna değinen kimbilir kaç yazı yazdım. Sonuncusunu önceki gün okudunuz. Söylem ve tavırları yalnızca içte ve dışta eleştiri konusu olmakla kalmıyor,“Atın bu yazarı”diye yorumlanan sözleri, sürekli yaptığı yanlışlar yüzünden veya miadını doldurduğu için meslekte barınamayacak hale gelmişlere‘hayat öpücüğü’yerine de geçiyor...
Ne yalan söyleyeyim: Başbakan Erdoğan’ın, çıkıştığı yazarların yerli yerlerinde kalıp yazmaya devam etmelerini sağlamak için böyle davrandığını bile düşünüyorum. Belki de, onları hep muhalif cephede tutarak, geçmiş sabıkalarını bilen geniş kitlelere derdini daha iyi anlatacağını düşünüyor Tayyip Erdoğan...
Hep artan oylarla seçim kazandığına göre taktiği başarılı da...
Tasvip etmediğim siyasi tavrın sebeplerini anlamakta zorlanmıyorum da, muhataplarının motivasyonu tam bir muamma benim için... Düşünün: Elinizde bir kalem var... Her ay aldığınız maaşın karşılığı olarak sizden gazetenin okur kitlesine düşüncelerinizi aktarmanız isteniyor... Siz bu görevi, her gün, cereyan eden olayları iktidar partisi ve mensuplarına‘çakma’fırsatı olarak kullanıyorsunuz... Her Allah’ın günü...
Enflasyon düşüyor, faiz aşağıya doğru kımıldıyor; siz bu gelişmeleri“Evet, ama cari açık yükseliyor”diye küçümsüyorsunuz; üst üste birkaç ay‘cari açık’azalmaya yüz tutuyor, bu defa“İyi ama, bütçe açığı artıyor”yorumuyla okur karşısına çıkıyorsunuz.
Vaktiyle dış politikada ‘komşularla sıfır sorun’ ilkesi etrafında meydana gelen gelişmelere yöneltiyordunuz eleştiri oklarınızı, politikayı meşrebinize göre ‘Osmanlıcı’ veya ‘emperyalist’ bularak; şimdilerde eski dostlarla aramız şekerrenk, bu defa okurlarınızın karşısına “Hani, ‘komşularla sıfır sorun’ ilkesi nereye gitti?”sorusuyla çıkıyorsunuz...
Ağızlarıyla kuş tutsalar kendilerini size beğendiremeyeceğini bilen bir siyasi kadro nasıl davranırsa öyle tepki veriyor Ak Parti yetkilileri; dediklerinize ve yazdıklarınıza aldırmıyor, her fırsatta size çimdik atmaktan da geri durmuyorlar.
Sürekli muhalif, her şeye karşı tavırları tavır sahiplerine ne kazandırıyor? Okurlarını sürekli istim üstünde tutmak iyi bir şey mi? Para vererek aldığı gazetesinde hep ayran kabartan muhalif haber ve yorum okuma beklentisindeki okurun psikolojik durumu bir tarafa, okurun her gün biraz daha artan dozda eleştiri beklentisine cevap vermeye çalışmak yazarın ruh durumunu zedelemiyor mu?
Bu kısır döngü içerisine kendisini hapsedenler acınası durumdalar gerçekten...
Yanında yer aldıkları siyasi kadrolara da yarardan çok zararları dokunuyor. Muhalefet partilerinin halka hoş görünecek ve daha geniş kitlelerden oy almalarını sağlayacak yeni politikalar geliştirmesini engelliyorlar çünkü...
Onlar sayesinde, Ak Parti, çok uzun yıllar iktidarda kalabilir.