Ciddi bir baskı vardı üzerinde. 10 Temmuz 2018’de göreve gelen Ziya Selçuk’un ne yapacağı konuşuluyordu. Hatta pes edeceği, istifa edeceği söylentileri bile dolaşıyordu.
Göreve gelişinden hemen sonra öylesine bir baskıyla karşılaştı ki Ziya Selçuk, 10 Eylül 2018’de “Yoksa Ziya Selçuk Eğitimde ne reformlar yapması gerektiğini bilmiyor mu?” başlıklı bir yazı kaleme alma gereği hissettim.
Milli Eğitim’de reformun, revizyonun öyle bir-iki ay olmadığını biliyorduk. Ama bu geçen zaman da hem bir sabırsızlığa, hem de umutsuzluğa yol açabilirdi.
Sonunda, göreve gelişinin 10. Ayında Milli Eğitim Bakanlığı "Ortaöğretim Tasarımı"nı açıkladı.
Aşağıda detaylıca inceledim.
Ama Ortaöğretim Tasarımı’na bakmadan önce söylemeliyim, sosyal medya cahil kanaat önderleriyle dolu. Milyonlarca takipçisi olan sözümona araştırmacı yazarlar, profesör unvanlı fenomenler “Matematik seçmeli ders oldu, Din Kültürü ana ders oldu” gibi saçmalıklarla yüz binlerce insanın aklını karıştırdı.
Bu satırlarda daha önce de yazdım, Milli Eğitim’i siyasetinize, muhalifliğinize alet etmeyi bırakın. Milli Eğitim Bakanlığı sizin tembelliğinizi bildiğinden uzun sayfalar yazmak yerine üç dakikalık bir video hazırlamış. Üç dakikanız da mı yok? Yapmayın.
* * *
İşte Ortaöğretim Tasarımı;
Buna göre sağlanmaya çalışılacak olan ana başlıklardan biri DERİNLEŞME.
Öğrencilerin aşırı yüksek ders saatlerinden hiçbir konuyu içselleştiremediği gerçeğinden yola çıkılıyor.
Bu yaklaşıma göre
- Ders sayısında azalma
- Deneyime yönelik eğitim
- Atölye ve laboratuvar çalışmaları
- Derslerde disiplinler üstü yaklaşım
- Alan derslerinde proje ve uygulama çalışmaları.
Ders sayılarında azalma uygulamaya şöyle yansıdı:
9. Sınıf 15-16 saatten 8 saate,
10. Sınıf 15-16 saatten 10 saate,
11. Sınıf 12-15 saatten 10 saate,
12. Sınıf 12-15 saatten 7 saate düşürüldü.
Bir diğer soru ise ailelerden gelmiş:
"Çocuklar akşama kadar soru çözüyor, peki hayatta bir sorunla karşılaşınca neden afallıyor?
Buna da MEB şöyle bir cevap veriyor: HEY (Hayal, Etkinlik, Yaşam)
Hayal Sanatsal Aktiviteleri, Etkinlik Fiziksel aktivitleri, Yaşam ise Toplumsal Fayda Çalışmalarını kapsıyor.
Başka bir soru da uzmanlardan:
"Liseden mezun olan milyonlarca gencin zihninde benlik, meslek ve gelecek algısı oluşmuyor. Bu algıyı nasıl kazandırabiliriz?"
Prof. Dr. Ziya Selçuk ve ekibi bu soruya şu yanıtları bulmuş: "Esnek Yapı / Kişiselleştirme / İlgi Alanları / Yetenek / Kişilik / Kişisel Rehberlik / Kariyer Yönetimi"
Bu soru da eğitimcilerden:
"Çocuklarımız ezbere dayalı ve sınav odaklı bir sistemdeler, bunu nasıl değiştirebiliriz?"
Bilginin Değere Dönüşümü adını verdikleri bu çözümü de şöyle detaylandırıyor uzmanlar: "Sistem Kavramı, Bilgi Kuramı, Tasarım Odaklı Düşünme ve Toplumsal Fayda"
Yükseköğretim Kurumları da şöyle sormuş:
"Her yıl yüz binlerce öğrenci kazandığı bölümden mutsuz olup yeniden sınava giriyor."
Cevap "Etkin Yönlendirme". Alt kırılımları ise "Seçmeli Alan Dersleri, Kariyer Ofisi ve Kişisel Rehberlik"
Çok önemli bir soru da işverenlerden: "Her yıl liselerden yüz binlerce öğrenci mezun oluyor, bir kısmı üniversiteye gidiyor. Üniversiteye giremeyen lise mezunlarıyla biz neden buluşamıyoruz?"
Bu soruya da "Yetkin Mezun"da. Sertifika Programları, Portfoylo ve Tasarım Beceri Atölyeleri.
Öğrenciler de şöyle sormuşlar; "Çok güzel ama, üniversite sınavı böyleyken nasıl olacak?"
Bu soruyla birlikte MEB de kendine şu soruyu sormuş: "Peki bütün bunları tek bir sistemde nasıl buluşturacağız?"
İşte bu da kırılma noktası.
9, 10 ve 11. Sınıfta Akademik Gelişim Programını, 12. Sınıfta ise Akademik Yeterlilik Programını uygulayarak.
Ama 9, 10 ve 11. sınıfta aynı zamanda Hayal, Etkinlik ve Yaşam programlarını da uygulamaya devam ederek.
Kısacası lise bittikten sonra gençlerin karşı karşıya kaldığı, hatta bazı gençlerin üniversite bittikten sonra karşı karşıya kaldığı ve büyük bir şokla uyandığı "Hayatın Gerçekleri"ni lise hayatına yaymış Milli Eğitim Bakanlığı.
Son sınıfta ise "Ortak Dersler, Disiplinlerüstü Kariyer Dersleri, Proje, Sertifika Programları ve Dersr Destek Çalışmaları ile Kişisel Gelişim ve Rehberlik" programlarıyla liseden yetkin gençlerin mezun olması amaçlanıyor.
Sosyal medyada yer aldığının aksine, 9, 10 ve 11. Sınıflarda Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji dersleri var, hatta 11. Sınıfta "Algoritmik Programlama", Ekonomi, Bilgi Kuramı ve Uygulamaları ve 2. Yabancı Dil dersleri bile var.
12. Sınıfta ise ortak dersler olarak İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri var. Onun dışındaki dersler adeta üniversitedeki gibi uzmanlaşıyor. MEB'in tabiriyle derinleşiyor.
Mesela 12. Sınıf Matematiğinde, "Finansal Matematik, Veri Analizi ve Optimizasyon ve Matematik uygulamaları dersleri var.
12. Sınıf Fen ve Teknoloji grubunda "Biyoteknoloji, Yapay Zeka Uygulamaları, Geleceğin Enerji Sistemleri ve Malzeme Bilimi dersleri var.
Matematik ve Fen'den bile daha fazla heyecanlandığım ise 12. Sınıf Sosyal ve Beşeri Bilimler grubu:
"Akıllı Şehirler ve İnsanlığın Geleceği, Davranışsal Ekonomi, Uygulamalı Hukuk, Tasavvuf Edebiyatı, İnsan Haklarının Gelişimi ve Doğası, İslam Felsefesi"
Yazarın Yorumu:
Milli Eğitim Bakanlığı dersine mükemmel derecede çalışmış.
Ortaya çıkan tabloyu şöyle okuyabiliriz, bazı sokak arası, dershaneden bozma üniversiteler için kötü haber olacak ama;
MEB, liseden yetkin ve hayata atılmaya hazır genç mezun etmeye hazırlanıyor.
Ancak ciddi zorluklar var bu programı uygulamak için,
Öğretmenlerin, müfredatın, kitapların ve velilerin bu yeni sisteme adapte edilmesi.
Öğrencileri unuttun diyeceksiniz, hayır unutmadım.
Çünkü öğrenciler bu programa zaten doğal olarak adapte olacaklar.
Çünkü sistem onları zorlamadan, kolayca içine dahil edecek şekilde tasarlanmış.
Bir görev de YÖK’e düşüyor. MEB kendini yeniden inşa ederken, YÖK de üniversiteleri bir önceki durak olan liselerdeki bu değişime adapte etmeye çalışacak. Umuyorum hızlıca adapte olurlar.
İyi bakalım, iyi olsun. Destek olalım, daha iyi olsun.
Teşekkürler Ziya Hoca ve tüm Milli Eğitim camiası.
Bundan sonra daha da çok yorulacaksınız, Allah yardımcınız olsun.