Eylül ayı ülkemizde akademik yılın başlangıcı. Eğitim, öğretim konularıyla ilgili haberlerdeki artışlar biraz da bundan. Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin de hızlı bir başlangıç yaptı diyebiliriz. Özellikle Öğretmenler Odası buluşmalarının çok değerli olduğunu düşünüyorum.
Sayın Bakan, hatırlayacaksınız, FETÖ ile mücadelenin fitilini ateşleyen dershanelerin dönüştürülmesi kararı sırasında bakanlıkta müsteşar olarak görev aldı ve o sürecin etkin yürütülmesinde en çetin görevi üstlenen bürokratlardan biri oldu.
Meselenin ehemmiyetinin henüz toplumsal olarak anlaşılamadığı bir dönemdi. FETÖ, ayağına basan herkes hakkında hızlıca iftira ve karalama kampanyaları tertip edebiliyordu. Yargı ve bürokraside en güçlü olduğu dönemde FETÖ ile can evinde savaşmaya başlamak, FETÖ'nün masum insanları adeta ağına düşürmek için kurduğu dershane düzeneğine çomak sokmak gerçekten de hiç kolay değildi.
Sayın Bakan'ı o dönemindeki özverili çalışmalarından da tanıyoruz. 14-28 Mayıs seçimlerinden sonra bu sefer bakan olarak MEB'de göreve atandı.
Okullar tatildeyken MEB bazı yeni kararlar aldı. Pandemi dolayısıyla yapımı ertelenen, ya da duran okul ve derslikler sebebiyle ikili öğretim zorunluluğu baş gösterdi. Sınıf mevcutlarındaki artış da ders kalitesini düşüren bir etki ediyordu. Bunlarla ilgili önceki dönemde de önemli adımlar atılmış olsa da sorunlar devam ediyor. Dolayısıyla yeni okullar üretmek konusu her bakan için önemli hedeflerden biridir. İstanbul Valisi Davut Gül'ün de ihtiyaç olan yerlerde arazi üretmek adına çalışmaya başladığını biliyorum.
Fizik koşullardaki olumsuzluk eğitimde fırsat eşitliğine halel getirebilecek önemde.
Okulların tüm avantaj ve dezavantajlarını ölçülebilir kılan bir aracımız var. LGS ve YKS dediğimiz lise ve üniversitelere yerleştirme sınavı. Üzerinde çok tartışsak da şikayet etsek de herkesi eşitleyen ve eşit ölçen elimizdeki en iyi araç merkezi olarak yapabildiğimiz bu sınavlar.
İdeal değil belki ama bizim gibi bir ülkede daha iyisini icat etmek şimdilik pek mümkün gözükmüyor.
Ancak okulların kalitesini artıracak ve dolayısıyla LGS ve YKS'den önce öğrencinin, okulun ve öğretmenin kendini sınamadan geçirebileceği başka araçlar olabilir. MEB'in bu sene uygulamaya başlayacağı ortak sınav kararı buna imkan verecektir diye düşünüyorum.
Bakan Tekin, ortak sınav kararındaki amacı "Öğrencilerin gelişimini takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük ve uygulama birliği oluşturmak" olarak ifade ediyor. Bu yıl ilk kez 6. sınıflarda Türkçe ve matematik, 9. sınıflarda "Türk dili ve edebiyatı" ve "matematik" derslerinin ikinci yazılı sınavları ülke genelinde ortak sınav olarak gerçekleştirilecek.
Şu detay da bence oldukça önemli, ÖSYM'nin yaptığı merkezi sınavlardakinden farklı olarak okul ve öğrencilerle ilgili sıralama çıkartılmayacak. Öğrenciler sadece aldıkları notları görecek. Yönetici ve öğretmenler kendi performanslarıyla ilgili bir veri sahibi olabilecekler ama okullar sıralamayı gösteren toplu listeler yayınlanmayacak.
Ortak sınav iyi uygulanırsa ortak öğrenme, müfredatın takibi, telafisi ve öğrenci kazanımının okul içinde bütünlüklü şekilde değerlendirilebilmesi adına kaliteyi artırıcı bir adım olacaktır.
MEB, okullar arası sıralama ve listeleme yayınlamasa da bu veriye kendisi sahip olacaktır. Üniversite sınavı dışında daha erken dönemde genel fotoğrafı çekebilecek bir ortak sınav, sorunları tespit ve giderme adına alınacak tedbirlere vesile kılınabilir.
Ölçme değerlendirme, ortak öğrenmenin en önemli sağlayıcılarından biri. Giderek tüm dünyada eğitim öğretimin kazanımları farklılaşıyor. İstenilen çıktılar değişiyor. Bu alanda yapılabilecek değişiklikler için de ortak sınavlar hızlandırıcı etkiye sahip. Sınav bu yıl çoktan seçmeli yapılacak ama devamımda ucu açık sorulara cevap vermeye başlayacak öğrenciler. Kendini ifade etme, muhakeme, analitik düşünme gibi çıktılar istiyorsak, bu kazanımları ölçen bir sınav, dönüşümü de beraberinde getirecektir.
Ayrıca hiçbir sınav sadece öğrencinin başarısını ölçmek için yapılmaz. Öğretmenden uygulayıcıya kadar sistem içindeki her aktörün ölçülebildiği, sonucu üniversiteye ya da liseye yerleşmek olmayan bu tip ortak sınavlar eğitimin karşılaştırmalı fotoğrafını çekmek adına da önemli bir veri sağlayacaktır.