Siyaset yapmak, tekin olmadığına inandığınız yan komşunuzun duvarına su bardağını dayayıp, duyduğunuzu düşündüğünüz ihtimaller üstüne dedikodu yapmaya benzemez.
Siyaset ihtimaller ve duyumlar işi değil. Kimbilir belki içinde bulunduğunuz reel durumu örtmeye yarayan büyük ‘’ kocaman’’ bir siyah şal olabilir. Siyasal hayatta gerçekleri saklamak istediğinizde duyumlar ve ihtimaller, her zaman değil ama bazen iş görebilir! Mayıs’ta düşecekti! Kim düşecekti? Kimler, kimin düşmesi için yolu buzlayıp kaygan hale getirdikten sonra, arkadan itip dengesini kaybetmesine ve dolayısıyla tepe üstü düşmesine zemin hazırlayacaktı?
Medyaya düşen haberlere bakılırsa KCK’nın en şahin propagandisti Duran Kalkan bunun yanıtını biliyormuş! Cümle muhalif medyanın yazdığına göre Duran Kalkan katıldığı bir televizyon programında aynen şunları söylemiş; “Ne kadar doğruydu bilemiyorum ama bazı duyumlarımıza göre bu mayısta Tayyip Erdoğan düşürülecekti. Böyle söylentiler ve beklentiler vardı. Kim yapacaktı, nasıl düşecekti bilemeyiz.’’
Duran Kalkan’ın muğlak bir bağlam içinde ifade ettiği gerçeklik aslında korkunç bir siyasi kumpasın, daha doğru bir deyimle başarısız bir siyasi kumpasın utangaçça itiraf edilmesinden başka bir şey değil. Ortada kanlı bir planın olduğunu geride bıraktığımız zaman diliminde Diyarbakır Sur’da, Cizre’de, Silopi’de, Yüksekova’da ve Nusaybin’de sergilenen vahşetin tanıklığıyla biliyoruz.
Şehirlerin orta yerine hendekler kazıp, akla hayale gelmeyecek bütün yaşam alanlarını bombalı tuzaklarla adeta örümcek ağına dönüştürmek ve bununla yetinmeyip binlerce insanın ölümüne, yüzbinlerce insanın göç etmesine neden olan gözüdönmüş bir kararlılık asla ve kat’a duyumlar üstüne, ihtimaller üstüne başvurulacak bir strateji değil.
Müşterek bir aklın ürünü olan hiçbir vicdana ve insani değere sığmayan bu barbarca saldırı çok açık ki önceden planlanmış, hedefleri açık seçik konulmuş bir senaryonun parçasıdır. Duran Kalkan, sözü edilen konuşmasında açıkça bu kirli işbirliğini ifade edip, üstlenmiyorsa bunun anlamı girişimin hem başarısız olması hem de, anlaşılan o ki fena halde kazıklanıp, aldatılmış olmasıdır.
Mayıs ayında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı devirme planı çok açık ki 7 Haziran sürecinden sonra tezgahlanmıştır. Bu tezgahta KCK’nın rolü KCK’nın Sur’da, Nusaybin’de yaptıklarıyla belli oldu. Ama bu kirli tezgahın öte tarafında olan diğer güçlerin kim olduğuna dair elimizde yeterli bilgi yok.
Şimdi soruyu sorma zamanı: Türkiye’de bir cumhurbaşkanını devirebilecek güce sahip hangi darbe mekanikleri var? Kimdir bunlar? Siyasi partiler mi? Sivil toplum kuruluşları mı? Aydınlar mı? Yoksa elinde silahı olan silahlı kuvvetler mi? Kim? Hangileri?
Bir güç veya merkez PKK’ye “biz Erdoğan’ı Mayıs ayında devireceğiz” demiş ve PKK’e de buna “nasıl ve neyle” demeden kahrolası insan kıyma makinasını harekete geçirmiş.
Evet PKK sormadı.
Şimdi soru sorma sırası bende.
Kim veya kimler sizin kulaklarınıza fısıldadı?
Ya da fısıldamakla kalmayıp kim ve kimlerle bu stratejiyi hayata geçirmeye çalıştınız?
Bu ülkede ayaklanmış bir halk olmadığına ve televizyonlarda Survivor en çok izlenen program olduğuna göre, halk kitleleri değil. Sendikalar ve diğer sivil toplum kuruluşları da değil.
Medya olmadığı çok açık; çünkü ta Cumhuriyet gazetesine kadar düştünüz.
Kürtler değil; çünkü gazabınızdan korunmak için onbinlerce insan göç etti.
Birkaç ilçeyi yok etmek pahasına yürüttüğünüz hiçbir ahlaki ve vicdani olmayan savaşın taktiğiniz olduğunu düşünebilirsiniz ama bilin ki Diyarbakır’daki dokuz yaşındaki Remzi bile buna “Haydi oradan gidin işinize” der.!
Meclis aritmetiği Erdoğan’ı devirmeniz için yeterli değil.
Kalıyor ordu. Bunun da hiç emaresi ortada görünmediğine göre.
Soruyorum kim ve kimler için binlerce insanın öldürülmesine yol açan bu şiddete başvurdunuz?
Ülke içi hiçbir denge böyle bir gelişmeyi öngörmediğine göre, hangi bölgesel ya da uluslararası güç adına harekete geçtiniz?
Bizim çocuklarımızı hangi güç adına kurban ettiniz?
Bu soruların yanıtlarını alıncaya kadar iki elim sürekli yakanızda olacak! Bunu bilin. Cumartesi günü bu konuya bağlı olarak aslında masayı kim devirdi sorusunu yanıtlamaya çalışacağım.