Harvard, Princeton ve Harvard’da bulunduğum zamanlarda destekleyici ve tatlı bir ortamda bulunmaktan keyif aldım. Bununla beraber, matematiksel bilimlere ilgi duyan kızların karşı karşıya olduğu sosyal bariyerler, benim büyüdüğüm zamanlardan daha az olmayabilir. Dahası, kariyer ve aileyi dengelemek hâlâ büyük bir mücadeledir. Bu, çoğu kadını, genellikle işlerinden fedakârlık yapmalarını gerektiren zor kararlarla karşı karşıya bırakır. Ne var ki, geçen yıllar içerisinde önemli gelişmeler oldu ve bu eğilimin devam edeceğinden eminim.”
Bu sözleri, Meryem Mirzahani’nin (Maryam Mirzakhani) geçen yıl yaptığı bir açıklamadan aldım. Mirzahani, 37 yaşında ve halen Stanford Üniversitesinde matematik profesörü. Tahran doğumlu ve lisansüstü eğitimi hariç bütün eğitimini İran’da tamamlıyor.
Mirzahani, aynı zamanda, bu satırları yazdığım gün (13 Ağustos) Uluslararası Matematik Birliğinin Seul’de düzenlediği Uluslararası Matematikçiler Kongresi’nde açıklanan Fields Madalyasını alan dört matematikçiden biri. Madalya alan diğer matematikçiler ise Artur Avila, Manjul Bhargava ve Martin Hairer. Matematikçilere ödüllerini Kore Cumhurbaşkanı Park Geun-hye takdim etti.
Fields Madalyası, matematiğin Nobel’i sayılıyor. Ancak Fields Madalyası, Nobel ödülünden oldukça farklı.
Nobel ödülünde yaş sınırlaması yok ve genelde ancak uzun bir bilimsel kariyerden sonra ödül alınabiliyor. Fields madalyası ise dört yılda bir ve sadece 40 yaşının altındaki matematikçilere veriliyor.
Her iki sebepten ötürü, Fields Madalyası almak, bir matematikçi için oldukça zor ve alınabilecek en saygın ödül sayılıyor. Dolayısıyla madalyayı alan bütün matematikçiler, önemli keşiflere imza attıklarını tescil etmiş oluyorlar. Madalya alanların her birinin hayat hikâyesinde ilginç hususlar var.
Ancak madalya alanlar içerisinde yer alan Mirzahani’yi diğerlerinden ayıran önemli bir özellik var. Meryem Mirzahani, adından da anlaşılacağı üzere, bir kadın. Fields Madalyası, 1936 yılından beri veriliyor ve bugüne kadar Mirzahani dahil toplam 54 kişiye bu ödül verilmiş. Ancak ilk defa bir kadın, bu ödülü alabiliyor. Yani, bugüne kadar madalyayı alan diğer 53 kişinin tamamı erkek. Mirzahani’nin ödül almasının sebebi, Riemann yüzeyleri geometrisi ve dinamiğine yaptığı sıradışı katkılar.
Kadınların matematikte neden çok fazla ön plana çıkmadığına ilişkin çok ilginç tartışmalar ve oldukça kapsamlı bir literatür var. Açıklamalar muhtelif. Kimileri kadınların genetiğine bağlıyor bunu. Kimileri ise tarihsel ve toplumsal nedenlere. Bunu tartışmak için yerim yok.
Ancak gündelik hayatın birçok alanında çok net olan bir şey var: Kadınların görünürlükleri zamanla değişiyor. Örneğin, bugün geçmişe göre daha çok kadın doktor ve hâkim var. Dolayısıyla genel olarak ifade edecek olursak, hemen her alanda koşullar ve imkânlar uygunsa kadınlar da erkekler kadar başarılı olabiliyor.
Mirzahani de bunu matematik alanında ispatlamış oluyor. Mirzahani gibi örneklerin daha çok işlenmesi ve basında geniş yer bulması da, kadınların matematikteki durumuna ilişkin zaman içinde oluşan kalıp yargıların kırılmasına yardımcı olacaktır.
Yapılan araştırmalar, rol modellerin kız çocukları üzerinde çok etkili olduğunu gösteriyor. Bundan dolayı, Amerika’da kız öğrencilere yönelik başarılı kadın figürleri (ör. Hillary Clinton) örnek almaları için kampanyalar yapılıyor. Mirzahani’nin özellikle matematik konusunda kız öğrencilere iyi bir rol model olacağını umuyorum.
Ayrıca Mirzahani’nin İran gibi gelişmekte olan bir ülke kökenli olması da dikkat çekiyor.
Bu örnek, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerden, ABD gibi gelişmiş ülkelere yönelik beyin göçünün hala canlı olduğunu gösteriyor.