İslam’ı; Türkiye’nin değerleri içerisinden çıkartmak, eski Türkiye’yi yeniden geriye getirmek, dünyanın global patronlarının en büyük hayali haline geldi. Zaten Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’da İsrail askerlerinin rezilliklerinin esas hedefinin sadece Filistinliler olmadığı da aşikâr.
İslam âleminin sesi yeterince çıkmıyor, bu da bir gerçek. Sadece Türkiye’de, ecdadının felsefesini taşıyan fikir sahiplerinin sesi yüksek çıkıyor. İran zaten parçalamak için fırsat kolluyor. Suud’un durumu ağlanacak vaziyette. Suriye zalim Esad’ın elinde esir, bitmiş tükenmiş durumda. Mısır yüz karası, darbe ortağı ve bunu yaparken desteğini İslam coğrafyasını bitirip tüketmeye gayret edenlerden aldı. Başımıza bir de IŞİD çıkartıldı. Irak kendine bile fayda sağlayamıyor. Türkiye ne kadar önemli olduğu, bu tabloya bakılınca daha net anlaşılıyor.
Orta Asya, merkez Asya, Kafkasya, Orta Doğu, Afrika, Balkanlar...
Bir kaç gün önce Bülent Arınç Beyefendinin söylediği bir ifade, o kadar anlamlıydı ki;
“Sadece Müslümanların değil, masum ve mazlumun hamisiyiz.”
Evet, aslında bu ifade yeni Türkiye’nin tam içeriğini ortaya koydu.
Kimse kusuruma bakmasın, ABD belki global sistemin tek patronu olabilir. İngiltere tüm siyasi senaryoların yazarı olabilir. İsrail; bölgenin, bu güçlere bağlı haylaz ve şımarık karakteri olabilir. Rusya toprağının altındaki servetlerle güçlü olabilir. Çin ekonomik güce dönüşmüş olabilir. Almanya;büyük 8 üyesi olup, Avrupa’nın ana damarı olabilir. Fransa, Avrupa’nın önemli mihenk taşı olabilir.
Olabilir de olabilir...
Lakin olamayan nedir, biliyor musunuz?
ADİL olamıyorlar.
Adalet duygusu, DEVLET dediğimiz misyonun ta özünü oluşturmalıdır. Bunu sadece cihan devletleri arasında birisi yaşadı ve yaşattırdı, O da OSMANLI.
Osmanlı’nın bu muazzam bayrağının bayraktarlığı görevini ise kendine hayat felsefesi edinmiş TÜRKİYE dışında ADALET duygusunu dünyanın hiç bir devleti taşımamaktadır.
MASUM ve MAZLUMUN hamiliğini yapmak, Türkiye’nin genel felsefesini oluşturmaktadır.
Neden?
Çünkü İSLAM MEDENİYETİ ve DEĞERLERİNİ kendine yol edinmiş olan bu muazzam DEVLET, mirasçı olduğunun farkındadır.
Geçenlerde istatistik verilerini inceledim. Biliyor musunuz; yardıma koşan, dışarıda mahsur kalmış ve acılar içinde inleyen, kimi kimsesi olmayanlara anında yetişen, sadece TÜRKİYE’dir.
Başkaları yok mu? Var tabii ki.
Düşünün bir tarafta koca BM, diğer tarafta TÜRKİYE. Ve Türkiye; bu koca BM’e ders verecek kadar liderlik pozisyonunda olan bir ülke.
Dünyanın hangi ülkesinde; yurdundan kaçan mültecilere sahip çıkmak “şeref” sayılır. Ekonomisi ile göz kamaştıran hangi ülke, Türkiye kadar cömert oldu. Güçlü devletler ya bunlar hani! Ekonomik olarak boy gösterip, istediklerini yaptırıyor ya! İşte Türkiye’nin farkı budur.
Türkiye; dünyanın 8 büyük gücü değil ama 8’ininde taşıyamadığı değeri taşıdığı için zirvededir. İnsanların gönüllerindeki zirveyi fetheden, işte Türkiye’dir. Hele içerideki bir takım sorunları bitirebilse, başkanlık sistemine geçebilse, iddialarını daha yüksekten söyleme, kendi şartlarıyla daha kuvvetli ve yüksek sesle konuşmak için ekonomisi bir fırlasa ve bu atılım onu daha ileriye götürebilse var ya! İşte o zaman İslam âlemi ve insanlık, Osmanlı’nın şerefli varisi TÜRKİYE ile uçacaktır.
Daha yükseklere, daha daha yükseklere... Dualarım budur Türkiye’m.