Moskova’nın Kırım’ı ilhakından önce ABD ve Batı istihbaratı karanlıkta kaldı. Batılı istihbarat kaynakları Kırım operasyonunu öngöremediler, izleyemediler. Çünkü Moskova elektronik istihbarat yollarını tıkamıştı... Rusça’da Maskirovka- deniyormuş. Hassas bilgiyi maskeleme, perdeleme ve karşı tarafı yanıltma, anlamında. Hatta teorisi de var: Demokratik-açık toplumlarda maskeleme yanıltma olmazmış, olamazmış. Kapalı toplumlarda olurmuş.
Moskova iyi planlanmış bir operasyonla, Rus üniforması taşımayan işaretsiz birliklerle aşama aşama Kırım’da hakimiyet kurdu, ardından bu birliklerin gölgesindeki referandumla ilhakı tamamladı. Birliklerin Kırım’a fark edilmeden sızması, bir başka maskeleme başarısı. Operasyon hazırlığının çok önce yapıldığı ancak şimdi anlaşılıyor.
Peki Kırım operasyonu nasıl öngörülemedi? Operasyonun maskelenmesinde, Devlet Başkanı Putin’in internet ve cep telefonu dahil bütün teknolojik ürünlerden uzak durmasının etkili olduğu anlaşılıyor.
Zaten taktik olarak normal Rus üniformalı birliklerin kullanılmaması, ilk şaşırtmacaydı. Ardından, işaretsiz birlikler önceden belirlenmiş hedefleri ele geçirdiler ve bunu büyük bir disiplin içinde yaptılar... ABD ve Batı, Kırım ısınmaya başladığında klasik uydu gözetlemesiyle sınırı aşacak tankları bekliyordu... Aynı zamanda elektronik kulaklar Kremlin ile askeri komutanlıklar oradan da birlikler arasındaki haberleşmeyi dinlemeye almıştı. Ancak birşey duyulmadı, anlaşılmadı. Kırım’daki birlikler yanlış ve boş telsiz konuşması yapmadılar, önceden verilmiş emirleri uyguladılar. Zaten tanklar da sınırı aşmadı.
Olay, Kremlin’de hakim olan elektronik alerjisine bağlanıyor. Putin eski Sovyet zamanlarının alışkanlığı ile elektronik herşeyden uzak duruyor. Putin cep telefonu kullanmıyor, taşımıyor. Bir tarihte çekilen resim, standart dışı ve muhtemelen özel yapım, hantal bir telsiz-telefon kullandığını göstermişti. Yani kullandı mı da, özel telefon kullanıyor. Yine Putin’in hassas emirleri sözlü verdiği, bu emirlerin az sayıda kağıda dökülüp yazılı olarak ilgililere ulaştırıldığı vurgulanıyor. Putin’in kağıt ve dosya merakı, Kremlin’e yansımış durumda.
ABD’nin uzunkulak itirafçısı Edward Snowden, Rusya’ya sığındıktan sonra Kremlin bilgisayarları bırakıp, tam anlamıyla daktiloya dönmüştü. Kremlin’de geçen yazdan beri yaygın biçimde elektrikli daktilo kullanılıyor. Belgeler daktiloda yazılıyor ve her daktilonun hangi belgeyi yazdığı biliniyor.
Soğuk Savaş sırasında Sovyet daktilolarının ne yazdığının izlenmesi için Batıda teknikler geliştirilmişti, ancak birden geri dönüş olduğundan, o daktiloların şimdi izlenmesi zor.
Ayrıca Kremlin’in çok gelişmiş şifreleme-kodlama tekniklerine sahip olduğu yeni hatırlandı. Herkesin aklında, 2009’da Londra’daki G20 zirvesi sırasında Türkiye heyeti dahil heyetlerin ve Rus heyet başkanı Medvedev’in dinlendiği hikayesi var. Ancak Ruslar, Medvedev’in ekibinin sinyalleri Batılı kaynaklarca yakalansa bile bunların çözülemediğini söylemekteler.
Bu arada ABD istihbaratı, Kırım’ı fark etmemenin sorumluluğunu Snowden’in sızdırmalarına da bağlıyor. Yani ABD elektronik taktiklerini öğrenen Rusya’nın karşı önlem aldığı öne sürülüyor, ancak bu iddia genel kabul görmüyor. Hatta uyuyan servislerin Snowden’i bahane olarak kullandıkları ve Snowden’in tam ne bilgi götürdüğünün de bilinmediği öne sürülmekte.
Snowden konusunda doğrudan casus suçlaması ise Senatör John McCain’den geldi. Senatör, Snowden’in Moskova’ya çalıştığını ve zamanlamayı ayarlayıp bekleyip, elindeki bilgileri ABD’de en çok zararı dokunacak şekilde ve zamanda yaydığını söyledi. McCain sızdırılan bilgilerin zamanlamasına ve ABD’ye etkilerine bakıldığında sızıntıların Rusya’nın lehine, ABD aleyhine olacak şekilde programlandığını söyledi. Snowden’i destekleyenler ise bütün bilgileri gazetecilere verip 9 ay önce Hong Kong’a gittiğini ve sızıntıların Snowden denetiminde olmadığını savunuyorlar.
Putin’i dinleyemeyen ABD’nin müttefik Almanya’nın Başbakanı Merkel’in telefonlarını yıllardır dinlediğinin ortaya çıkması üzerine -Dinleyebildikleri için dinliyorlar- denmişti. Yani yeteneği ve gücü olan, bunu herkese karşı kullanıyor. Snowden sızıntıları, maskeleme ve yanıltmanın Doğu kadar Batı’da da kullanıldığını gösterdi. Artık Doğu-Batı, Dost-Düşman ayrımı yerine 360 dereceden bakmak gerekiyor. Merkel dinleniyor, Putin ise dinlettirmiyor.