Ulusal yayına başlayan Antalya merkezli Lider TV'de her çarşamba akşamı yayınlanan bir programa sabit misafir olarak davet edildim.
25 Ocak Çarşamba günü programdan önce misafirlerden biri, 'Danışmanlarından aldığım bilgiye göre Akşener, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına ikna olmuş.' dedi. Nagehan Alçı da oradaydı, 'Ben tam tersi bilgiye sahibim. Cihan Paçacı'yla röportaj yaptım ama yarınki yazıda yayınlayacağım.' dedi.
Malum 26 Ocak Perşembe günü altılı masanın toplantı günüydü ve aynı gün Alçı'nın röportajı yayınlandı ve Paçacı partideki görevinden istifa etti.
İP'in ev sahipliğinde yapılacak toplantı günü yayınlanacak bir röportajın verilmesinin tesadüf olduğuna inanacak kadar kimse saf değildir.
Altılı masanın tam da aday belirleme yönteminin konuşulacağı toplantı gününde yardımcılarından birinin ağzıyla partisinin görüşünü kamuoyuna açıklaması siyaset satrancını ustalıkla oynayan Akşener'in bir hamlesi olduğundan da şüphe edilmez.
Tabiatıyla altılı masa bizim oğlan bina okur döner dolanır yine okur tekerlemesini doğrularcasına yine taraftarlarının bile alaya alacağı şekilde havanda su döğdü. Kimi altın gününe benzeterek kimi ruh çağırma seansına benzeterek dalgasını geçti.
Ancak yayınladıkları açıklama ile masa seçimlerde yenilgiyi şimdiden kabullendiklerini itiraf etmiş oldu.
Aday belirlemelerinden vaz geçtik aday belirleme yöntemlerini bile açıklayamayan masa Başkan Erdoğan'ın bu seçimde aday olamayacağını dolayısıyla adaylığını kabul etmediklerini duyurdu.
Ortak aday belirlemekte anlaşamayan altı lider, kendilerini YSK üyelerinin yerine koyup Başkan Erdoğan'ın aday olamayacağını kararlaştırmış.
Adaylığa müracaat ettiğinde YSK'ya itirazda bulunurlar YSK da karar verir.
Bu telaş niye?
Bu telaş Başkan Erdoğan'la seçim meydanlarında kozlarını paylaşmak yerine hukuk hileleriyle adaylığına engel olmak değil de nedir?
Hani "Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını tartışma konusu yapmayacağız. O tartışmalar artık geride kaldı. Aday olmak istiyorsa buyursun gelsin." diyorlardı.
Aslında 'Erdoğan aday olamaz' cümlesinin manası 'Başkan Erdoğan'ın kazanacağı belli oldu bari onun adaylığına engel olalım' demektir.
'Bizim kazanacak adayımız yok!' demektir
Umudu sandığa değil hukuk hilelerine bağlamışlar.
Oysa konu zamanında CHP tarafından Anayasa Komisyonu'na getirilmiş, komisyon da, "Teklifin kanunlaşması ile 2 dönem seçilebilme imkânında bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce görev yapmış cumhurbaşkanlarının görev dönemlerinin hesaba katılmayacağı tartışmasızdır." şeklinde rapor tutmuştur.
Yani hukuki bir engel yok. Ama masada korku dağları sarmış!
Sarması da normal çünkü nefret ve çıkar üzerine kurulan bir ortaklığın ülkenin bekası üzerine kurulan ortaklık karşısında varlık göstermesi akla ziyandır!
Masanın tek ortak noktası var Erdoğan nefreti ve parlamenter sistem hasreti. İkisinin de ülkeye bir faydası yok. Ayrıca daha şimdiden yönetimi paylaşma kavgası var!
Cumhur İttifakı ise milli mesellerde ülkenin çıkarının esas alındığı bir ortaklık, iktidarı paylaşmak gibi bir tartışma yok.
2018'de YSK'ya verilen ittifak protokolünün şu paragrafları her şeyi çok iyi anlatıyor:
"Cumhur İttifakı esasen, 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün teşebbüs ettiği hain darbe ve işgal hareketi sonrasında, Türkiye'nin maruz kaldığı saldırılara karşı yerli ve milli bir duruşun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır."
"Cumhur İttifakı, sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye'ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında, millî ve ahlâkî bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir."
"Cumhur İttifakı Türkiye'yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye'yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır. Bu kararlılık ve işbirliği ile ittifakımız Türkiye'yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra, İ'la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam Alemi'nin ve bütün mazlum milletlerin yegane ümidi olan Türkiye'yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir."
Bir tarafta istikrarlı bir şekilde bu ulvi amaçlara odaklanmış Cumhur İttifakı, diğer tarafta hedefleri Türkiye karşıtlarıyla benzeşen, birbirine güvenmeyen ve birbirine benzemeyen altı liderin bir türlü anlaşamadığı İhtilaf Masası!
Karar seçmenin!