Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta gerçekleştirdiği Washington ziyaretinin uzun vadeli etkisi düşünülünce en önemli ayağını Maryland’daki Diyanet Center of America’nın açılışı oluşturuyordu. Cumhurbaşkanı Maryland’daki bu merkeze büyük önem atfettiğinden heyette katılan gazeteci sayısı da oldukça yüksek tutulmuştu.
Gazeteciler olarak açılıştan bir gün önce de oradaydık. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez’in davetlisi olarak merkeze vardığımızda Cuma vakti gelmişti. Ancak umrede görebileceğiniz bir insan çeşitliliği, güzel bir telaşla kendine hutbeyi dinleyecek, saf tutup namaza duracak yer arıyordu.
Görmez Hoca’nın Türkçe, Arapça ve İngilizce irad ettiği hutbe Maryland’daki bu cami ve etrafına kurulan kültür kompleksinin hangi gaye ve hüsnü niyetle yapımına başlandığını da anlatıyordu. 10 yıl önce bir bataklık görüntüsü veren bir araziyi bugün bir medeniyet merkezi haline getiren fedakârlık ve meşakkatin yarın çok daha büyük güzelliklere vesile olacağına kuşku yok.
Ortada bir cami, etrafında yer alan Türk evleri, araştırma merkezi, kütüphanesi, kültür merkezi, konferans salonu, Türk hamamı ve misafirhaneleriyle tam teşekküllü bir merkezden söz ediyoruz. Mimar Hilmi Şenalp ve hattat Hüseyin Kutlu’nun emeği var merkezin yapımında. Merkeze medeniyet perspektifini katan da kuşkusuz onların dokunuşları, tevazu ve kalıcılığı bir araya getirebilen ince bir estetikle...
Maneviyat katan bir etkisi var ‘yüksek sanat’ın, bunda kuşku yok. Ama manevi iklimi asıl oluşturan bu merkezi yapma kararı verenlerin hüsnü niyetleri, İslam’ın kardeşlik ruhunu bir örneklikle dünyanın her yerine taşıma isteği olsa gerek.
İslamofobi ile mücadele merkezi
Merkezin özelliklerinden biri de İslamofobi ile mücadelede önemli bir misyon yüklenecek olması. Buradaki araştırma merkezi Amerika’daki İslam kürsüsü olan üniversitelerle bağlantı halinde olacak. Ayrıca İslamofobi vakalarının tespit ve taranması gibi bir işlev de yüklenebilir. Ve tabii ki burada meydana getirilecek örneklik sayesinde İslamofobi ile tedrici bir mücadele zemini oluşacak.
Uzun, zahmetli ve bir an evvel başlaması gereken bir süreç...
Türkiye bu konuda en avantajlı ülke sayılabilir. İstanbul’da açılması düşünülen uluslararası İslam ilimleri üniversitesi için de bir an evvel harekete geçmek gerek. Batıdan ve doğudan İslam alimlerinin, akademisyenlerin eğitim verdiği yine batıdan ve doğudan öğrencilerin eğitim gördüğü uluslararası bir İslam üniversitesi, İslam coğrafyası üzerindeki kara bulutları uzaklaştırmak için orta ve uzun vadede en etkili yöntem olacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2013’te temelini attığı 2 Nisan 2016’da da açılışını yaptığı Diyanet Center of America böyle bir vizyonla hizmet edecek. Washington’daki Müslüman Türklere değil sadece, her milletten Müslüman’a kapısı açık bir İslam medeniyeti merkezi. Bizim için de iftihar sebebi.
Washington’da ekonomi gündemi
Cumhurbaşkanı’nın yurt dışı seyahatlerinin birinci gündem maddesini, ticaret hacmini büyütecek karşılıklı alışveriş imkanlarını araştırmak ve büyük firmaların Türkiye’ye istihdam yaratacak yatırımlar yapmalarını sağlamak oluşturuyor. Washington’daki zirvede 56 ülke vardı ama ekonomik temasları olan iki ülkeden biriydi Türkiye. Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK), Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) ve Yatırım, Destek ve Tanıtım Ajansı’nın birlikte gerçekleştirdiği çalışma toplantılarının ardından aralarında 21 uluslararası dev şirketin CEO ve başkanlarının da olduğu kalabalık bir iş adamı grubuyla yemek yedi. Amerika’daki Türk iş adamlarının izlenimi de son derece olumluydu.
Türkiye’nin istikrasızlaştırılmaya çalışıldığı bir konjonktürde ülkenin ekonomik gündemini ısrarla takip etmek herhalde Türkiye üzerinde menfi planlar yapanlarla mücadele etmenin en etkili yöntemi.