Bugüne kadar elde edilen meteorolojik veriler, mart ayının sürprizlerle dolu olduğunu kanıtlıyor. Kar da yağar, sıcak da olur! Uğruna bunca atasözü ve deyim türetilen kaç ay var ki...
Uğruna bu kadar çok atasözü, deyim söylenen kaç tane ay var ki? Mart ayının yeri çok ayrı o yüzden. Takvimler martı gösterdiğinde herkesin anlatacak, söyleyecek bir şeyleri var. Bir anı, bir hatıra, bir kazanç, bir kayıp, bir hikaye... Atmosfer olayları açısından aslında takvimler, aylar önemsiz. Bilimsel literatür ışığında her an, her türlü hava olayının yaşanma ihtimali var. Mart aslında bunu ispatlar bize. Kar da yağar, sıcak da olur... Hem kıştan daha soğuktur hem de en az yaz günlerini hatırlatacak kadar ılık. Bugüne kadar elde edilen veriler de martın sürprizlerle dolu olduğunun göstergesi. İçinde dört mevsimi barındırdığından atmosferin takvim tanımadığını, ne kadar havai olduğunu ispatlıyor bize her sene. O yüzden marta olan bu ilgi, övgü...
“Mart havası” demişiz böyle kararsız havalara... Bir gün güneşli ve ılık; bir gün buz gibi soğuk. Bahardan bir gün, kıştan bir gün yaşatır iliklerimize kadar. Mart havası bambaşkadır o yüzden. Canlı gibidir o bizim için. İçimizden biri gibi davranır bazen. Günü gününe uymayan dengesiz insanlara “Mart havası gibi” deriz bu yüzden. Mart da atmosferin dengesizliğini, havailiğini simgeleyen ipuçları vardır her zaman. 12 ayın en havaisidir o bizim için. Güneşi görür, atarız kendimizi dışarı... Kışın bittiğine bizi öylesine inandırır ki ama soğuk hava bizi daha çok üşütür. Odunu kömürü tüketiriz mart günleri başlamadan. “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” işte bu yüzden. Hava güneşli olmasına rağmen soğuk, yağışlı olmasına rağmen kuru, açık görünmesine rağmen sislidir. Güneş ısıtmaz, odun kömür bitmiş, para tükenmiştir ama hava hala soğuktur inadına... Kışla ilgili dondurucu soğukların neden olduğu sorunlar devam ettiğinden “Mart ayı dert ayı” olmuştur artık.
“Mart dokuzunda çıra yak, bağ buda... Mart içeri, pire dışarı.... Mart kuruluk, nisan yağmurluk... Mart martladı, tavuk yumurtladı... Martta sürmez, eylülde ekmezsen sabanı bırak... Martta tezek kuruya, nisanda seller yürüye... Martta yağmasın, nisanda dinmesin... Martta yağmaz, nisanda dinmezse sabanlar altın olur...” bize mart günleri... Soğuk olur, sıcak olur, kar olur, yağmur olur, ürün olur, verim olur derken, geçer gider... Günler geçerken, havai atmosferin bu dengesiz halleri bizi hastalıktan kırar da geçer. Gündüz sıcak, gece soğuk, bir gün ılık, bir gün buz derken grip, soğuk algınlığı salgını almış yürümüştür çoktan. Hava dengesiz olunca hastalık da geçmek bilmez bir türlü... Kısaca mart geldi mi dert bitmez!
DİKKAT! GECELER SOĞUK DEVAM EDECEK
Yine başladı işte mart günleri, bir gün soğuk bir gün sıcak sürprizleriyle üstelik... Tahminler gösteriyor ki bu sene mart ayı mevsim normallerinde yağışlı, ama mevsim normallerinin üzerinde sıcak geçecek. Mevsim normalleri zaten martta hep soğuk geçtiğini gösterdiğinden, güneşe aldanmayın! Gece soğuk devam edecek bu ay da. Buna şaşırdığınızı sanmam, alışılmışın ötesi değil sonuçta, uzun yıllardır söylenegeldiği üzere, mart ayı dert ayı nasılsa...