Konuyu baştan söyleyeyim:
Devlet çiftçiye tohum, gübre, sera, hayvan ve yem; sanayiciye yatırım desteği veriyor, markalar artıyor ama peynir hala 25 TL’ye satılıyorsa birileri devleti de vatandaşı da fena halde sömürüyor!
***
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, siyasetçiden önce bir ekonomist…
Ekonomideki olumlu gelişmeleri abartılı hamasi cümlelerle süslemiyor, olumsuz durumları da gizleme, önemsiz gösterme çabasına girmiyor.
Temmuz’da enflasyon yeniden tek haneye indi.
‘İşte bu, başardık’demedi.
Serinkanlı bir biçimde, “Tek haneye düşmesi sevindirici ama analizler bunun geçici bir düşüş olduğunu gösteriyor” dedi.
Çünkü ‘gerçek’ buydu.
Ama bir başka gerçek daha vardı:
“Yılı inşallah yüzde 8,7 civarında yüzde 9'un altında kapatırız. Çünkü enflasyon şokuna doğru tepkiler verdik. Önümüzdeki yıldan itibaren enflasyonun yüzde 7'nin altına iner. Büyümede geçen yıl büyük bir şok yaşadık. Ciddi tedbirler aldık. Şimdi büyüme çok güçlü seyrediyor. Herkes yüzde 5 diyor. Dördüncü çeyrekte o kadar güçlü olmayabilir ama yılın tamamında yüzde 4.4'ün üzerine çıkar. Rehavete kapılamayız. Önümüzdeki 12 ay kritik. Türkiye'nin temelleri sağlam. Bir miktar reformla Türkiye yeniden yüzde 5'in üzerinde büyüme patikasına oturur.”
Şimşek, beklentilerini kur, petrol fiyatları, Merkez Bankası politikaları, üretim, ihracat ve göç, sınırımızdaki savaş gibi etkenler üzerinden açıkladı.
Ekonomi konusunda ‘güven veren’ dil bu.
***
Şimşek, enflasyonla ilgili, benim de ‘takıntılı’ olduğum bir konuya özellikle değindi:
Gıda enflasyonu!
Gıdaların tohumdan tarlaya, depodan raflara kadar olan sürecini takip eden ‘Gıda Komitesi’nin çalışmalarını anlattı.
Bütün zinciri özetledi, aksayan yerleri işaret etti.
Anladığım dilde aktarayım:
Üretici, depocu ve büyük marketler zincirleri çağrıldı, konuşuldu.
Tespitler şöyle:
1- Tarlada üretimde sorun yok.
2- Sorun, ürünün depolama/ulaşım zincirinde ve tüketiciye ulaşmasındaki el değiştirmelerde.
3- Soğuk depo ve taşıma zincirinde yüksek fire oranı fiyatı arttırıyor. Çözüm için bu alanda teşvikler verilecek.
4- Aracılarda bazı ürünler dönem dönem piyasaya az sürülüyor ve fiyat arttırılıyor.
5- Bazı ürünlerin fiyatı da market raflarına çıktığında aşırı yükseliyor.
6- Aracıların ürün arzını kısmasına ve marketlerin raf fiyatlarını yükseltmesine karşı kontrol mekanizmaları etkinleştirilecek.
7- Belli ürünlerde üretim az veya ihracat fazlaysa ithalatı açarak veya ihracatı kısıtlayarak denge sağlanacak.
Bakan Şimşek de buna işaret etti: “Gerekirse müdahale edeceğiz.”
***
Takip edenler hatırlayacaktır.
İki yıl önce patates fiyatı market rafında 5 TL’ye yükselmişti.
Nevşehir’den gelen patates, 10 bin kilometre uzaktan, Güney Amerika’dan gelen muzdan daha pahalıydı!
Ucuzcu marketler ve pazarlarda ise fiyatlar 2,5-3 TL civarındaydı.
Oysa çiftçi tarladan 0,80-1 TL arasında satmıştı ve hal fiyatı 1,8-2 TL aralığındaydı.
Aynı günlerde Merkez Bankası faiz düşürmeyi “enflasyonda 0,25’lik bir düşüş” şartına bağlamış, o düşüş sağlanamayınca faizi düşürmemiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert tepkisiyle karşılaşmıştı.
O dönem enflasyonu arttıran da ‘gıda enflasyonu’ydu!
***
Dün, bir büyük market zincirinin, bir başkasının şubelerini satın aldığını okudum ekonomi sayfalarında.
Büyük market zincirleri giderek ‘tekelleşiyor’ ve raf fiyatlarını belirliyor.
Devletin teşvikleri bir yana, dünyada da gıda enflasyonu düşerken ‘karnını en pahalıya doyuran millet’ olmamızın izahı yok.
Tarım, Ticaret ve Ekonomi bakanlıkları topu birbirine atmadan bu sorunu çözmeli.
Devletin bin tane ‘kontrol’, ‘denetim’, ‘teftiş’ adı taşıyan birimi var.
Çalıştırın!..
Yoksa yıl sonundan itibaren bu ‘ekonomik’ sorunun ‘siyasi sonuçlarını’ konuşmaya başlayacağız.