Bu yazıyı küçük kahkahalar eşliğinde yazıyorum. Kahkaha ruhun şarjörüdür çünkü hedefi ciddiye almamak en büyük intikamdır.
Kimseden intikam almadım, ütü gerektiren zihniyetin kirli sepetimde bile yeri yoktur. Dönüp bakarak da ön görümün şerefiyle oynayamam o derece.
Muhalif olacağım diye muhallebi olan organizmalar yağıyor üstümüze. Öyle bayat sebeplerle yağıyorlar ki tazeliğini koruyan sadece sefaletleri.
Bir kadın gördük. Ben hiç tanımıyorum. Hoş bazen tanıdıklarımı da tanıyamıyorum o ayrı ama bu başka. Seyrek zekasının gür sesi. Bebek arabasında taşıdığı zekasıyla espri yapmaya çalıştı güldük evet ama esprisine değil acizliğine.
Kulağının arkasından dalgalanan maskesi de yüzünden firar etmiş yandan yandan sallanıyor.
Şuraya haber gelsin;
Çin'e doğru yola çıkan TCDD'nin ilk ihracat treninin Halkalı'dan geri döndüğünü söyleyen Sözcü Yazarı Özlem Gürses alay konusu oldu.
Tren raylarında dolanıyor. Market arabasını park edemeyecek aklıyla algı peşinde. Güya alay edecek zorluyor. Kusura bakmayın da bunların yapmaya çalıştığı muhalefet Çinlilerin sabah kahvaltısından saha fazla mide bulandırıyor.
Türkiye’den Çin’e gönderilen ilk ihracat treninin yolda kaldığı yalanıyla bir süre eğleniyor, sonra anlıyoruz ki bunların bakamayacağı kadar hızlı tren yapmışlar.
Bu yarım yağlı, eğlence peşindeyken içi turşu dolu arka vagona dönüşüveriyor.
Sözleri sadece hamamda yankı bulan şeyler için cümle kurmaya çalışmanın vebali kimin olsun?
Bakın bunların muhalefeti bu işte.
Market arabası sürecek ehliyetleri yoktur ama size liyakat diye diye söverler.
Hep söylüyorum yine söyleyeceğim tek eksiğimiz milli muhalefet. Yapıcı muhalefeti de biz yapmak zorundayız.
Milli hamleleriniz sekteye uğradığı anda, çamurda köçek eteğine dönüşerek sevinç naraları atacak bu şeylerin hainliğinden, binlerce kez evladır milli muhalefet.
Bakın bu oyuncak torbalarının yaptıklarına gülüyoruz evet ama onların algı zaferini de ancak böyle tarumar edebiliriz.
Kadının trene bakma arzusuyla yalan atma arzusu kapışıyor.
Sizce hangisi kazandı?