Şunun şurasında 1.5 ay öncesine kadar şampiyonluğu kovalayan Galatasaray'ı bu hale getirmek gerçekten hüner ister. Mancini'nin her maçta sahaya sürdüğü onbir hatalarla dolu. Kasımpaşa maçı da bunun son örneği. Elinde Telles gibi bir sol bek varken, Sabri'yi sol beke almanın mantığı nedir? Her maçta çok iyi oynayan Yekta varken, niye Ceyhun ile başlarsın? Takımda futbol oynayan, kanının son damlasına kadar akıtan bir tek Melo var. Eh; bir tek futbolcuyla da Kasımpaşa'ya karşı mücadele edemezsin elbette.
Cüneyt Çakır, Dünya Kupası'nda Türk hakemliğini temsil edecek. Şu anda Türkiye liglerinin en kötü hakemi. Galatasaray'ın yediği birinci golden önce Babel'in yaptığı yüzde 100 bir faul var. Onu çalmıyor, ondan sonra penaltıyı veriyor; Hakan'a da kırmızı kart gösteriyor. Böylece takım daha maçın başında 10 kişi kalıyor.
Berk İsmail belki bir gün çok iyi futbolcu olacak. Ama o gün bugün değil. Semih bitkin... Pozisyonlarını kovalayamıyor, topu alan, rahatça geçiyor. Sabri'den söz etmenin anlamı yok. Onu orada oynatan düşünsün. Takımda bir şeyler yapabilecek tek kişi Sneijder. Ama bir takım da sadece bir futbolcunun sırtına yüklenmez. Ne doğru dürüst pas veren var, ne kanatlardan bir akın var, ne de kaleye şut atan. Geride de Muslera takımını ayakta tutuyor; o kadar...
Galatasaraylı futbolcular, en azından dünkü tablodan sonra tribünleri dolduran hanımlardan ve çocuklardan utansın!
Mancini, ikinci yarıda hatalarını anlayıp doğruları uygulamaya başladı belki ama çok geç kalmıştı. Telles'i ve Yekta'yı oyuna soktuğunda maç zaten bitmişti.
Bu arada, Kasımpaşalı futbolculara da bir parantez açalım. Evet; Galatasaray'ı deplasmanda yenmeniz, goller atmanız güzel ama; bu kadar hırs bu kadar öfke neden; bunu anlamak mümkün değil.
Galatasaray, bundan birkaç hafta önce, kendi elleriyle şampiyonluğu Fenerbahçe'ye hediye etmişti. Şimdi de yine kendi elleriyle lig ikinciliğini Beşiktaş'a hediye edecek gibi görünüyor.
İnşallah kupayı kazanırlar da, taraftarları biraz olsun sevindirirler.