Galatasaray’ın teknik direktörü Roberto Mancini’nin çok başarılı bir futbol ve teknik direktörlük kariyeri var. On sene İtalya milli takımının formasını giyen Mancini, teknik direktörlük kariyerinde de Lazio, Milan, Manchester City gibi dünya devlerini çalıştırmış ve çok başarılı olmuş.
Mancini şimdi Galatasaray’da, karar vermek için henüz daha çok erken ama Galatasaray iyi futbol oynamıyor, üstelik kadrosunda Drogba, Sneijder, Selçuk gibi büyük yıldızlar, lider Fenerbahçe ile de arasında ciddi bir puan farkı var.
Daha ayağının tozuyla çalışan Mancini’nin gideceğine yönelik dedikodular da gırla gidiyor.
Dünyanın futbolde önemli ülkelerinde, İngiltere’de, İtalya’da çok başarılı olmuş bir teknik direktör Türkiye’de neden zorlanıyor?
Bu sorunun cevabı üzerinde hepimiz çok ciddi düşünmeliyiz.
Vicente del Bosque’nin de başına aynı şey geldi, Beşiktaş’tan kovuldu, arkasından da deve yüküyle tazminat ödendi.
Sonra aynı adam İspanya milli takımının başına geçti, dünya kupasını kaldırdı.
Aragones geldi Fenerbahçe’nin başına, bir sene önce yine İspanya milli takımı ile Avrupa kupasını kaldırmış idi, bizde başarısız oldu, bavulunu topladı gitti.
Hiddink bizim ülkemizde çalıştı, Fenerbahçe’den komik bir nedenden kovuldu, Milli Takımın başına geldi, başarılı olduğunu söylemek çok zor.
Carlos Alberto Parreira, Löw ve Otto Bariç için de aynı şeyleri düşünmek mümkün.
Franck Ribery, bu sene dünyanın en iyi futbolcusu sıralamasında Ronaldo’nun arkasında en güçlü aday idi, kıl payı bu ünvanı kaçırdı, 2005 senesinde Galatasaray’da bir sene oynayabildi, 17 maçta ancak bir golü var. Dünyanın en başarılı teknik direktörleri, futbolcuları neden bizim ülkemizde başarılı olamıyorlar?
Mancini’nin, Ribery’nin zorlandığı, kendilerini başarısız kılan bir ortam var demek burada.
Türkiye futbolü bu ortamı aşamadığı, daha doğrusu, bir biçimde bizim ülkemize çalışmak için gelen küresel anlamda başarılı teknik direktörleri, süper yıldızları mutlu edemediği sürece bu sektörde kalıcı mesafeler almamız kolay değil.
Brezilya’ya gidemememizin nedenleri arasında, başkalarının yanında, muhtemelen bu ortamın da büyük payı var.