Her gün Arap gazetelerine de bakarım, ama 17 Aralık’tan bu yana dikkatim onlar üzerinde daha bir yoğunlaştı... İktidar partisi özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan Arap sokağına kulak verdiği için, yeni girilen süreçte onların ne düşündüğü değer taşıyor...
Dikkat edince bir gerçeği farkettim: Arap gazeteleri ve televizyonları giderek artan bir oranda ülkemizi tarassut altında tutuyorlar, artık daha fazla Arap gazeteci geliyor Türkiye’ye; ancak onlar da bilgileri Batılı meslektaşlarının yararlandığı az sayıda kişiden alıyorlar... Bu yüzden yorumları Batılı meslektaşlarından çok farklı olmuyor...
Ak Parti’nin sosyal medyaya hakim olmak üzere kalabalık bir grup oluşturduğunu okudukça hep gülüyorum. ‘Sosyal medya’ ile bu kadar ilgileneceklerine dünya medyasına ilgilerini yoğunlaştırsalar çok daha iyi yaparlar...
Çeşitli başkentlerden atılan taşlar daha yaralayıcı çünkü...
Türkiye’den iki kişi Arap dünyasını aydınlatma konusunda olağanüstü faal: Samir Salihah ile Aylin Kocaman... Samir Bey’in yazıları Suudi Arabistan sermayeli, Londra çıkışlı ‘Aş-Şark’ul Avsat’ (ŞA) gazetesinde çıkıyor... Aylin Kocaman hem ŞA sayfalarını sıkça zenginleştiriyor, hem de ŞA’nın kardeş gazetesi İngilizce Arab News’u...
İsrail’in ünlü Jerusalem Post gazetesinde de zaman zaman Türkiye eksenli yazılarıyla karşılaşıyorum Aylin Kocaman’ın...
Samir Bey’in ŞA katkılarını önceleri Türkiye’yi tanıyan birinin dışarıdan değerlendirmeleri sanmıştım; son yazısını görünce ‘içimizden biri’ olduğunu anladım... Câmia tarafından ünlendirilen ‘maklube’ yemeği üzerinden son çatışmaya yaklaşmıştı çünkü... Tahminim doğruymuş: Samir Salihah Kocaeli Üniversitesi’nde uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler profesörüymüş...
MaklubeÜrdün-Filistin-Suriye bölgesinde bilinen bir yemek türü. Bizde ‘Türkistan pilavı’ diye ünlenmiş yemeğe çok benziyor. Pilav üzerine kuzu eti... Veya pilav üzeri tavuk... Bazen patlıcan, bazen havuçla lezzeti farklılaştırılıyor.
‘Cemaat’in favori yemeği: Maklube’ koymuş son yazısının başlığını Samir Bey... Benim de tanıdığım vaktiyle Türkiye’de öğrenim görmüş Ürdünlü bir doktordan yapımı öğrenilmişti ‘maklube’nin; bugüne kadar bilenler hep severek yapıp yediler... “Maklube sabır, maharet ve ustalık isteyen bir yemektir” diyor Samir Bey ve ekliyor “Cemaat’in resmi yemeğidir de...”
Politik yazılara yemek tadı taşınması çok hoşuma gitti. “Maklube günümüzde Cemaat için kuvvetinin, kudretinin ve ilişkilerinin simgesi durumunda” diyor yazı. “Maklube amaç değil, vesiledir ve hedefi Risale-i Nur talebelerini bir sofra etrafında toplamaktır. Sonrasında çay içilir, Said Nursi’nin kitaplarından bölümler okunur. Cemaat stratejik kararlarını maklubenin merkezinde olduğu sofralarda almıştır.”
Gerçekten mi? Bilmiyorum. Ancak yazı kendisini zevkle okutuyor işte...
Aylin Kocaman’ın yazılarının altında kendisiyle ilgili bilgi de yer alıyor, öyle olmasa kim olduğunu çıkaramayabilirdim. ‘Türk televizyonunda yorumcu, din ve politika analisti, ayrıca barış eylemcisi’ imiş... ‘Building Bridges’ adlı bir program yapmaktaymış... Washington Post, Moment dergisi, IslamOnline sitesi, Gulf Daily News gazetesi ve Türkiye’de Haber Hilal’de yazıları çıkıyormuş...
Bereket programının linkini koymuş da Arap basınında Türkiye’yi anlatan yazılara imza atan Aylin Kocaman’ın kim olduğunu çıkarabildim: ‘A9’ adlı uydudan yayın yapan kanalda Adnan Hoca’ya (Aktar) soru soran dört hanımdan biri...
Bayağı ciddi şeyler yazıyor Aylin Hanım... Kirli politik geçmişinden uzaklaştıkça Türkiye’nin dertlerinin arttığını anlattığı Arab News yazısı sözgelimi. Yazıya, “Türkiye’nin politik geçmişi övünülecek bir geçmiş değil. Bugünkü durumuna darbeler, askeri vesayet ve muhtıralar tehdidi altında ulaştı. Pek çok başka ülke gibi Batı tahakkümü altındaydı. Mossad Türkiye’de insanları tutuklayabiliyor, istihbarat örgütü açıkça darbeleri destekliyordu” diye girmiş...
Mossad’ın eskiden ülkemizde tutuklama yaptığını duymuş muydunuz?
Son on yılda Ak Parti’nin bunu değiştirdiğini, ülkenin ‘bağımsız’ hale geldiğini de bildiriyor ardından...
Arap medyasında Türkiye şu sıralarda sürekli mercek altında...