İş güvencesi kapsamında olan işçileri ilgilendiren önemli konunun hep yarısını anlatıyoruz. İş güvencesi kapsamında olan, yani en az otuz kişinin çalıştığı işyerinde en az 6 ay kıdemi olan işçinin geçerli sebep olmaksızın işten çıkarılması halinde, bu işçinin işe iade davası açma hakkının olduğu, işe iade davasını kazanan işçinin işe iade edilmesi ve boşta geçirdiği en çok dört aylık süre ücretinin ödenmesinin gerektiği, ancak işverenin işçiyi işe başlatmayı kabul etmemesi halinde dört ila sekiz aylık ücret arasında olmak üzere mahkemenin belirlediği tazminatın işveren tarafından işçiye ödenmesinin icap ettiği, sonucu ile konuyu noktalıyoruz.
Bitti mi? Hayır. Yeni başlıyor. Peki, işveren kesinleşmiş mahkeme kararını uygulamazsa ne olur? Daha açık bir anlatımla; işverenin işçiyi işe başlatmak veya işçiyi işe başlatmama halinde tazminat ödemek gibi iki seçeneği var. İşveren işçiyi işe başlatmadığı gibi, işe başlatmama tazminatını ve boşta geçen sürelerin ücretini de ödemezse işçi ne yapacak?
Denebilir ki, işçinin elinde kapı gibi mahkeme kararı var. Mahkeme kararına dayanan ilamlı icra takibi yapmak üzere icra emri gönderir. Ancak bu mümkün değil. İşe iade davası sonucunda verilen mahkeme kararına dayanarak ilamlı icra takibi yapılamaz. Çünkü işe iade davası sonucunda verilen mahkeme kararı bir tespit niteliğindedir. İşverenin işçiyi işe alması zorla sağlanamaz. İşçiyi işe başlatmak istemeyen işveren yukarda belirttiğimiz tazminatı ödemek zorundadır. Ancak, işe iade davası mahkeme kararlarında işe başlatmama tazminatı süre olarak (örneğin 6 aylık ücret olarak) gene boşta geçirilen sürelere ilişkin ücret süre olarak (örneğin 4 aylık ücret olarak) belirtilmekte, tutar olarak herhangi bir rakam yer almamaktadır. Daha açık anlatımla, işe iade mahkeme kararlarının eda niteliği yoktur. Tespit niteliği vardır. Bu nedenle iş güvencesi tazminatları ilamlı icra takibine konu olamamaktadır. Bu arada şu soruyu cevaplamak gerekir; ilamlı icranın alacaklı için ne avantajı var? İlamlı icra takibinde borçlu ancak borcun ödenmiş olduğuna veya kendisine süre verildiğine ya da borcun zaman aşımına uğramış olduğuna ilişkin itirazda bulunabilir. Başka bir neden ileri süremez.
Bu durumda ilamsız icra takibi yapmak gerekecektir. İş biraz uzayacak, ama üzülmeyin. Çünkü yukarda belirttiğimiz boşta geçen sürelerinize ilişkin ücretiniz ve işvereninin sizi işe başlatmama nedeniyle ödemesi gereken tazminat ile birlikte ekstra bir tazminat hakkınız daha doğacak; icra inkar tazminatı.
İşte takip edeceğiniz yol;
1- İşe iade davası lehinize kesinleşmiş mahkeme kararı size tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 iş günü içinde işverene işe başlamak üzere başvurunuz. Bu 10 günlük süreyi kaçırırsanız iş akdi feshiniz geçerli olur; bir hak iddia edemezsiniz. Başvurunuzu belgelemek için noter kanalıyla yapmakta fayda var.
2- İşveren sizi bir ay içinde işe başlatmaz veya işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen sürelerinize ilişkin ücretinizi ödemezse, alacağınız tutarı hesaplayarak icra takip talebinde bulunabilirsiniz.
3- İlamsız icra takibi işverenin itiraz etmesi halinde duracaktır.
4- İşverenin itirazının iptalini ve icra inkar tazminatı isteğinizi içeren dava açın. Mahkeme sizi haklı bulursa, işverenin itirazı iptal edilecek, ayrıca icra inkar tazminatına da hak kazanacaksınız.
Son olarak, icra inkar tazminatının mahkemece karar verilen işçilik alacaklarınızın en az yüzde 20’si olarak hesaplandığını belirtelim.
(Kaynak: 4857 sayılı İş Kanunu, 18, 19, 20 ve 21.maddeler. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 32, 33, 67 ve 68. maddeler)