Hâlâ devam eden 28 Şubat mahkûmiyetlerine duyarsızlığın sebebi nedir? Genel mânâda peşin bir hüküm söz konusu. “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözü adaletsizliğe, haksızlığa perde oluyor.
Zindanlarda süren 28 Şubat mağduriyetlerine son vermesi gereken yetkili ve etkili zevatla görüşürken bize söylenen, “Ama dosyada şu şu eylemler var…” Yahu, biz neden “Yeniden Yargılama” istiyoruz? Dosyalarda isnad edilen eylemlerin işkenceyle zindanlardaki kardeşlerimizin üzerine yıkıldığını biliyoruz. Bilmekten öte yaşadık…
Bu kendinden emin olma hâliyle, gümbür gümbür “Bizi yeniden yargılayın” diyebiliyoruz. Yargılamalar yeniden yapılsın, dosyalar açılsın görelim akla karayı.
Darbe dönemleri hayatın tâbi akışına aykırı olağandışılıkların yaşandığı dönemlerdir. Darbeye karşı çıkmak, tepkisel eylemlerde bulunmak darbeciler tarafından ‘suç’ sayılması anlaşılır da, aynı darbecilerin mağduru olmuş bir kesimin iktidara gelip de bu eylemleri ‘suç’ saymaya devam etmesi ne kadar anlaşılabilinir? Garip bir hâl yaşıyoruz...
Türkiye Büyük Millet Meclisi “Darbeleri Araştırma Komisyonu” kurdu ve TBMM’deki tüm partilerin imzasıyla yayımlanan raporda 28 Şubat’ın darbe olduğu kabul edildi, kamuoyuna da deklare edildi. Bu rapor bile göz ardı edildi. Darbe olarak kabul ettiğiniz bir döneminin mağduriyetlerini gidermek ilk işiniz değilse, sizin işiniz ne?.. Bari TBMM’nin internet sitesinde yer alan mezkûr raporu kaldırın da kendinizle çelişmeyin!..
Zindanlarda devam eden 28 Şubat mağduriyetler devam etmesinde en etken peşin hüküm ise şu: “Bunlar yüzünden bizim de başımız belaya girdi!”
“Bunlar” dedikleri şu an cezaevlerinde olanlar. Bu teslimiyetçi lafı söyleyenler de, başta Milli Görüş çevresi olmak üzere sistemin müsaade ettiği sınırlar içinde mücahidçilik oynayan cemaatler, cemiyetler…
14 yaşında cezaevine girdiğimde babam kapı kapı dolaştığında ona, “Senin oğlun yüzünden partimiz kapandı” bile denmişti. Yani, benim gibiler darbecilere karşı ‘yaramazlık’ yapmış olmasalardı (artık ne yaramazlık yapmışsak) beyefendilerin partileri kapanmayacakmış! Bizleri böyle suçlarken dışarıya da ‘erkeklik’ yapmayı ihmâl etmiyorlar ve “Siyonistler bizden korktu darbe yaptı” diyorlardı. Nereden baksanız mide bulantısı…
İşte bu zihniyet, 28 Şubat darbecilerinden daha fazla bizim aleyhimize çalıştı. Zindanlara yardım eli uzatmak isteyenlerin ellerini tuttular. Aleyhimize olmadık iftiralar attılar. Darbecilerin yapmadığı zulmü bunlardan gördük. Milli Görüşçüsü de FETÖ’cüsü de aynı ağzı kullanıp Müslüman Anadolu halkı nezdinde bizleri mahkûm ettiler. Darbecilere yapılacak bir şey kalmadı, kestiler müebbedi.
Bu iki zihniyetin yetiştirdiği siyasetçiye, bürokrata dert anlatmak zor. Daha çocukken ağabeylerinin yönlendirmesiyle kafasında sizleri mahkûm etmiş. Peşin hükümle karşınıza oturuyor ve tam da 28 Şubatçılar’ın istediği doğrultuda düşünüp tavır alıyor.
Evet, yazık oldu ama kime!..