Koca koca statlar yapıyor, ama içindeki magandayı saptayacak elektronik düzenlemeyi, enseleyecek güvenlik düzenini kuramıyoruz! Bu TT Arena’da da böyle, Rize’de de böyle...
Rize’de vahşi bir insan tuttu, Burak’ın güzünü kör edebileceğine aldırmadan çakmak fırlattı sahaya!
Burak bir-iki santim ile kurtuldu. Gözünü yitirebilirdi! Büyük geçmiş olsun.
Duruma çok içerlediği için, sonra “Bana emek hırsızı diyorlar ama bi de buna bakın...” dedi!
Canı yandığında kendisinin de bir biçimde can yaktığını anımsaması anlamlıydı.
Kişi yalnız kendi başına geldiğinde değil, başkalarının canı yandığında da ne olduğunu fark etmeli. O zaman sıkıntılarımız hızla çözülür.
Melo dansı
Melo’nun Beşiktaş maçı sonrası yaptığı hareketi Nossa dansı olarak algılayanlar çoktu. Başta Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, hareketi pek sevimli buldu! PFDK’nın yarısından bir fazlası da öyle gördü.
Aslında dans, bire bir Nossa değildi ama Nossa kökenliydi. “Nossa’nın içine Türkiye koşullarında edepsizlik içeren hareket zerk edilerek biçimlendirilmiş haliydi”, diyebiliriz. Dansta kol hareketi var, kalça hareketi yok! Onun için, kimi dans figürü, kimi edepsizlik figürü olarak gördü.
Bu işlenmiş haline, ‘Melo dansı’ demek en doğrusu.
Ünal Aysal, Fatih Terim’i, telefonuna çıkmadığı için Başkan’a saygısızlıktan işten attı. Melo karşısına geçip kollarını geri iterken, kalçasını öne vere vere Ona şu danstan iki figür çekse ne yapar acaba?
Geberemedin gitti
Bir gün bir okurdan aldığım mail beni çok üzmüştü. Yazımdaki iddiamı beğenmeyip çok kızmış, “geberemedin gitti!” demişti!
Tepkisi sevimsizdi. Fikrini beğenmediği bir insanın ‘ölümünü dileyecek’ denli acımasızdı, katıydı, vahşiydi!
Hem rahatsız oldum, hem onu anlamaya çalıştım.
Bir yandan onun için üzüldüm. Çünkü bilgisiz ve düşüncesizdi. Egosunu kontrol edemiyordu.
Kendime de ders çıkardım bundan.
Sıcak bir anlatımla, yaptığının yanlış olduğunu ona yazdım.
Okuduğunda ya pişman oldu ya küfür etti, kestiremiyorum. Ama yanıtımı yanıtlamadı. Beğenmediği her şeye bilinçsizce ve sınır tanımadan saldıran o kafaları hoş görerek beslememeli, eğitmeliyiz.
Peki, bu eğitime soyunan var mı?
Yok!
Giderek daha da yozlaşacağız hiç kuşkunuz olmasın...