Tam ne olduğunu anlamamıştık. Işıklar kesildi, elektrik gitti. Önce aldırmadım, her zaman olan bir durumdu. Ama galeriden yüzüme hava vurmaya başladı, o zaman gariplik olduğunu anladım. Rüzgar sanki 100 km hızla yüzüme esiyordu... Gürültüyü duydum, herşey karardı, kömür tozu esiyordu, rüzgar baretimi kafamdan koparıp aldı. Yerdeydim, yönümü kaybetmiştim... Crouse yandan seslendi -Kalk, gidiyoruz. Çıkmamız lazım- dedi, kalktım, bana elini verdi, omuz omuza yaslandık. Diğerleri bizden önce uzaklaşmıştı. Tam çıkış yönünü bilmiyorduk ama geldiğimizin tersine yürüdük. Madenden çıktık...”
Madenciler Crouse ve Racer ikinci vardiyaya girecekleri taşıyacak dekovil-trendeydiler. Onlar oturmuştu, tren geciken iki kişiyi almak için madenin ağzında bekliyordu. O sırada patlama oldu ve gecikme, hayatları kurtardı. Vaktinde hareket etseler madenin içine ölüme gideceklerdi.
ABD’nin Upper Big Branch kömür madenindeki faciayı anlatıyoruz. 2010 Nisan’ında adım adım gelen ve önlenebilir kaza 29 madenciyi öldürdü ve ABD’nin en büyük maden kazaları arasına girdi. Olayın ardından tutulan raporlar, herşeyi en ince ayrıntısıyla anlatıyor. İfadeler alınmış, kanıtlar toplanmış, bütün ihtimaller taranmış ve parçalar özenle birleştirilmiş.
Kesici-yükleyici makinanın patlamadan saniyeler önce 14:59:38’de durduğu bile tesbit edilmiş. Saniyesine kadar bütün ayrıntılar var. Karanlıkta kalan, kuşkulu hiçbir nokta yok. Hem ne olduğunun anlaşılması için, hem sorumluların bulunması için, hem de bundan sonra tekrarlanmaması için herşey kayıtta.
Raporlar diyor ki: Madenciler yaptıkları işten gurur duyarlar. Uzun ayak madenciliğinde 300-400 metrelik damar traşlanırken, bu işi yapan ekip sorunsuz çalışmanın önemini bilir. Kömürü bu ekip çıkarttığından, madenin üretimi ve şirketin kârı bu ekibe ve makinanın sorunsuz çalışmasına bakar. Makina bir uçtan diğer uca mekik gibi vardığında her seferinde traşlanan kömür, bu ekibin gururudur.
Damar yeterince genişse, uzun ayak üretim yapılır ve panoya dev kesici-yükleyici makina getirilir. Yeni madene yatırım, yüz milyonlarca dolardır. Çalışan madene yatırım 40-50 milyon dolardır. Madenci bu yatırımı bilerek ve işinin üretime bağlı olduğunun bilinciyle çalışır. Üretim baskısı yüksektir. Kazaya uzanan haftalarda madende o panoda üretimin tamamlanıp başka yere geçilmesi gerekiyordu, gecikilmişti. Ekipler zamana karşı yarışıyordu.
Böyle bir ortamda makinanın her an çalışması gereği ortadayken, kazanın olduğu 5 Nisan’da panoda çalışan ekip makinayı durdurmuştu: 14:59:38... Patlamadan sonra da cesetleri panodan uzakta bulunmuştu.
Raporlara göre yangın panonun kenarında başlamıştı. Günler öncesinden sızan ama dedektörler kapalı ya da arızalı olduğu için fark edilmeyen metan gazı, yangın başlatmıştı.
Gaz birikiyor, kesici-yükleyicinin tırnaklarının kayaya çarpmasıyla çakan kıvılcım, yangını başlatıyor... Bu yangın normalde söndürülebilir bir yangın. Çünkü makinede su püskürtme sistemi var. Ama o gün makinede su püskürtme sistemi çalışmıyordu. Sprey deliklerinin bazısına su gitmiyordu, bazıları tıkalıydı.
Söndürülemeyen yangın gazın biriktiği noktalarda ilerlemeye başladığında, ekip durumun ciddiyetini fark edip, kesici-yükleyiciyi durdurdu ve panodan kaçarak uzaklaşmaya çalıştı. Aynı sırada yangın büyüdü ve ortamda yeterinden fazla bulunan kömür tozu patladı. Ortamda kömür tozu barut gibi olurdu. Patlama, kömür tozunun etkisiyle gideceği bütün galerilere yayıldı, öldürücü basınç sıkışma yaratıp çıkış yeri aradı ve havalandırma deliklerinden boşaldı. Cehennem ortamında toplam süre: 3-4 dakika.
Soruşturma komisyonu, metan gazının madene sızıp patlamasında yıldırım düşmesi, hava basıncının değişmesi ve deprem ihtimallerini de gözönüne aldı. Bu faktörler varsa, şirketin kusuru olmayacaktı.
Komisyon, meteoroloji raporlarından maden bölgesinde o gün sabah ve gece saatlerinde 293 adet şimşek çaktığını, ancak patlama sırasında havanın normal olduğunu belirledi.
Yine dışarıda hava basıncının çok düştüğü sırada madenlerde metan sızıntısının arttığı bilinir. Komisyon, atmosfer hava basıncının normal olduğunu gördü.
Ve deprem kayıtlarına bakıldı: Olaydan bir gün önce merkez üssü madenin 100 km uzağında 3.4 büyüklükte bir deprem olmuştu. Ancak deprem patlama yaratmayacak kadar uzak, küçük ve erkendi.
Patlama madenin dışında fark edildiğinde, idare binasındaki kontrol masasında bütün göstergeler alt üst olmuştu. Dışarıdaki işçiler koşarak madenin ağzına yönelirken, ne olduğunu birbirlerine soruyordu. Biri -Çökme miydi?- dedi. Deneyimli işçilerden Stewart -Çökmedi. Çökse bir anda olurdu. Bu iş dakikalar sürdü- dedi... -Sence ne oldu?- ‘Patladı’ dedi Stewart. Kontrol bu arada 22 numaralı ayaktaki formene telefonla ulaşmaya çalışıyordu. Patlamanın merkezi orasıydı ve artık o ekip artık cevap vermeyecekti. Orada kurtulan yoktu. (Devamı edecek)
twitter.com/selimatalayny