Bir gün önce yazdım "Sokak lambaları, bu ülkenin aydınlarından daha iyi aydınlatıyor". Kafalar loş, kelimeler boş lakin ambalajın iyiyse aydınsın.
Sokakta kokoreç satan adam evden çıkarken ekmeği saracak kağıt aradı bulamadı evde gazete yoktu. Bir süre sonra gözleri 30 kupona aldığı ansiklopedi setine ilişti. Zaten A'dan Z'ye kadar olan harflerden beş altı tanesi eksikti. Takım bozulmuş nasıl olsa diyerek kokoreçleri ansiklopedi kağıtlarına sarmaya karar verdi. Bu ülkede zaten ansiklopedi kağıdına sarılmış çok kokoreç var diyerek gülümsedi el arabasını sokağın başına park etti.
Bu ülkede "Hakim" geçinenlerin ahkamını kestiği adalet, ansiklopedi kağıdına sarılı kokoreçten öteye geçmeyecek !
Nereye geleceğim?
Anladık bir hırsınız var, nefretinize gollük paslar geldiğinde hiç affetmiyorsunuz, kale de sizin. Hakikate gıcığınız var öksürdükçe incileriniz dökülüyor bu da cepte. Sesi ve zihniyeti sadece hamamda yankı bulan CHP tellakları gibi bağırmadığımızdan mıdır bu ensesine vurup ekmeğini alırım özgüveni.
Römork Özgür gibi tazyik yemiş bahçe hortumu gibi garip hareketler eşliğinde böğürmediğimizden midir bu kararlar.
Hatırlarsanız yakın bir zamanda AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı sosyal medyada şahsına "Köpek" diyen bir canlıya karşı hakaret davası açmış, hakime hanım da "Köpekler çok işe yarayan hayvanlardır, arama kurtarma ekibinde bile görev alırlar" diyerek köpek demenin hakaret sayılamayacağı kararına varmıştı.
Dün de TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Fatmanur Altun'a "İslam'la ilgileri bu aç köpeklerin" diyen, kısaca kendi gölgesine havlayan kadın hakkında hakimin kararını gördük. Yine köpek demenin hakaret sayılmayacağını olgusal temelinin olduğunu falan söylüyor hakim.
Ben anlamadım şimdi, bu hakimlerin köpek kullanma kılavuzu mu var. Yani köpeği cümle içinde havlatanı bu kadar ödüllendirecekseniz ben de bol köpekli bir kahve ısmarlayayım sizlere ne dersiniz?
CHP'nin ekran kartlarıyla doluşuk medyası da "HSK , Fatmanur Altun'un aleyhine karar veren hakim hakkında soruşturma başlattı" diyerek haber yapıyor. Bakar mısınız "köpek" denilmesini hakaret saymayan hakimi " Aleyhte karar verdi diye" diyerek nasıl da masumlaştırıyorlar. Hani yargı sarayın yargısıydı ? Bu durumda CHP yandaşı hakimin kararı mı demeliyiz? Madem köpeği olgusal bir temele dayandırdınız, yargıda hakaret sayılmayan bir köpeğiniz var madem, acaba diyorum davayı karara bağlamadan önce, köpeği mi bağlasanız .
Ne oldu şaşırdınız mı? E hani başörtülü bir hakimin karşısında olmak istemem yanlı karar verebilir diyen bir çalı süpürgesi vardı ne oldu nerede? Bundan daha yanlı bir karar olabilir mi? Bu durumda kimin tedirgin olması gerekiyor .
Sizin ikiyüzlü yağ bağlayan medyanız da, o şekerlenmiş bayık hedef göstermeleriniz de, mağdur mukavemetiniz de hakikati küstüremeyecek! Öyle kendine parazit sesler korosunda solist değişikliği yaparak ideolojik körlüğünüzle bilenin! Kudurun!
Kötü söz sahibinindir diye biliyorduk meğer yargıda başka sahipleri de varmış.
Bu arada siz şimdi hangi cins köpeği hangi beraate yamayalım diye düşünürken gözden kaçırmış olabilirsiniz. Buyursunlar.
Yargıtay 2. Ceza Dairesi
Avukata "parayla yalan söylüyorsun, yalancı köpek şerefsiz" diyerek hakaret edilmesi, hakaretin avukatın görevinden kaynaklanması sebebiyle kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturur.
Esas No: 2011/29991
Karar No : 2013/16457
Karar Tarihi : 18.06.2013
Adalete, yargıya, hırsına, intikamcı nefsine "Hakim" olamayanın ön yargısını kabul etmiyoruz!